Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1303 E. 2023/7 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1303
KARAR NO: 2023/7
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
NUMARASI: 2019/220 Esas – 2022/108 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi …’in 17.10.2017 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve sigortacısı oldukları … plaka sayılı araç içerisinde yolculuk yaparken meydana gelen trafik kazası sonucu kaldırıldığı hastanede 25.10.2017 tarihinde vefat ettiğini, davalı araç sürücüsünün olayda tamamen kusurlu olduğunu, davacılardan …’nin müteveffanın eşi olup, diğer davacıların ise çocukları olduğunu, davacıların tümünün murislerinin ani ölümü sebebiyle çok üzüldüklerini, müteveffanın eksikliğinin davacıların manevi dünyasında derin bir ızdırap bıraktığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı eş … için 2.000 TL destekten yoksun kalma-maddi tazminat, 50.000 TL manevi tazminat, diğer iki davacının her biri için 50.000’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 152.000 TL’nin kaza tarihi olan 17.10.2017 tarihinden itibaren faizi ile birlikte (davalı … şirketinin sadece maddi tazminattan ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … ile … vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin Yalova’da ikamet ettiklerini, davanın Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini belirterek yetki ve görev itirazında bulunduklarını, müvekkili …’in aracın maliki olduğunu, meydana gelen kazanın oluşumundan ilgisinin olmadığını ve sorumlu tutulamayacağını, diğer müvekkili sürücü …’in olayda tamamen kusurlu olmadığını, müteveffanın kemer takmaması nedeniyle ağır yaralanarak vefat ettiğini, müvekkiline çarpan araç sürücüsünün kontrolsüz davranması ve fren yapmadığı için kusurlu olduğunu, öte yandan davalı aracın davalı …. tarafından sigortalı olduğunu, davacıların talep ettikleri tazminatın bu sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkillerinden talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; öncelikle delillerin kendilerine tebliğ edilmesini, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, davacıların müteveffanın desteği olduğunu delillerle ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı lehine tazminata hükmedilmesi halinde faizin başvuru tarihinden itibaren yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiğini, müteveffanın sigortalı araçta hatır için taşınması nedeniyle tazminata hükmedilmesi halinde tazminattan %30’dan az olmamak üzere indirime gidilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat talebi davalı …. tarafından ödendiğinden maddi tazminat talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalılar … ile … istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bandırma 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/704 E. ve 2019/143 K. sayılı kararı ile davalı …’e taksirle ölüme neden olma suçundan tam kusurlu olduğu belirlenerek bilinçli taksir uygulanarak alt sınırdan uzaklaşıp 4 yıl 8 ay hapis cezası ceza verildiğini ve kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalıların tam kusurlu olduğunu bu nedenle davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … ile … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maktulün kemer takmaması sebebiyle kusurlu olduğunu, davacılara davalı … tarafından yüksek miktarda maddi tazminat ödendiğini, mağduriyetlerinin böylece büyük oranda karşılandığını, olaydan dolayı duyulan elem ve acıları azalttığını, mahkemece takdir edilen manevi tazminatın müvekkillerinin ödeme gücünü aşan miktarda olduğunu, manevi tazminatın hak ve nesafete göre takdir edilmediğini, müvekkili …’in, sigortadan emekli olduğunu, asgari ücretin yarısı kadar maaş aldığını, bu paranın kendi ihtiyaçlarına dahi yetmediğini, müvekkillerinin manevi tazminatı ödeyecek güçte olmadıklarını, mahkemece davacılar lehine, müvekkilleri aleyhine fahiş oranda manevi tazminat verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 28/02/2019 tarih, 2019/466 Esas ve 2019/270 Karar sayılı kararı ile… Mahkemece verilen tefrik kararı ile dava açılış tarihinde var olan yetki kaldırılarak yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı …” olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuş ve maddi tazminat talebinden sigorta şirketinin ödemesi nedeniyle feragat edilmiş olduğundan manevi tazminat yönünden hüküm kurulmuştur.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş ceza mahkemesi kararında kusur durumunun bilinçli taksir olarak belirlenmesi, müterafik kusurun belirsiz olması ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehlerine eş ve babalarının ölümü nedeni ile mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının düşük belirlendiği; aynı ilkelere göre yapılan değerlendirme sonucunda takdiren davacı eş … için lehine 30.000,00 TL, davacı … için lehine 15.000,00 TL, davacı … için lehine 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat talebi davalı …. tarafından ödendiğinden maddi tazminat talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Kabule göre alınması gerekli 1.502,82 TL harçtan peşin alınan 2.595,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.092,96 TL fazla harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Maddi tazminat yönünden davacı vekili 27/04/2018 tarihli dilekçe maddi tazminat dava vekalet ücreti olarak ödeme yapıldığını bildirmekle; vekalet ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Davacının Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 4-Davacı … için 30.000,00 TL, Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT tarifesi uyarınca davacılar yararına taktir olunan 9.600,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine, 6-Manevi tazminat yönünden davalılar … ile … kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT tarifesi uyarınca bu davalılar yararına taktir olunan 9.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ile …’e ödenmesine, 7-Davacının peşin alınan 1.502,82 TL peşin harcın ve 35,90 TL başvurma harcının yargılama giderine katılmaksızın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, 8-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 335,00 TL tebligat gideri ve yazı giderinden davanın kabulüne tekabül eden 112,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, 9-Davalı …’in yaptığı yargılama gideri olan 94,50 TL’den davanın reddine tekabül eden 63,00 TL’nin davacılardan alınarak davalı …’e ödenmesine, 10-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Davalılar … ile … yönünden; alınması gereken 1.502,82 TL harçtan peşin alınan 375,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.127,12 TL harcın davalılar … ile …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 1,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile (220,70+220,70+220,70=)662,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, b-İstinaf aşamasında Davalılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/01/2023