Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1274 E. 2022/1603 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1274
KARAR NO: 2022/1603
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2020/240 Esas – 2020/596 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirket yetkilisi sevk ve idaresindeki araç ile 09/08/2017 tarihinde … plaka sayılı araç ile Isparta’dan Eğirdir istikametine giderken aracın arıza lambası ve yağ lambasının sinyal vermesi üzerine aracı emniyet şeridine park ettiğini , aracın tamiri için ustayı aradığını usta aracı çekici ile alıp Isparta’da tamir edeceğini söylediğini, davacının olay yerinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra orada bulunan … sahibinin davacı şirket yetkilisini arayarak aracının yandığını söylediğini, davacının aracın yandığı bilgisini aldığında hemen olay yerine geçtiğini, yangının itfaiye ekiplerince söndürüldüğünü ve aracın tamamen yandığını, aracı yanan davacının uğradığı zararın tazmini için davalı … şirketine başvurduğunu ancak başvurusunun reddedildiğini, ihtara rağmen davalı … şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenlerle araç sigortası kapsamında davacının aracının zayi olması nedeniyle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava olayın meydana gelmesinin üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra açıldığı için davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, 09.08.2017 tarihinde hasara uğrayan … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde … poliçe numaralı, 19.10.2016 – 19.10.2017 vade tarihli Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, zararın teminat dışında kalmasına yol açan bir sebebin bulunduğunu ispat yükü her ne kadar müvekkil sigorta şirketi üzerinde ise de eldeki somut araştırma raporunda davacının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, TTK’ dan ve poliçe genel şartlarından kaynaklanan yükümlülüklerine uygun davranmadığı anlaşılmakla somut olayda ispat yükünün yer değiştirdiği ve rizikonun teminat içinde kaldığının ispat yükünün davacı sigortalıda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Davacının davasının zamanaşımı sebebiyle Reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu olayın 09/08/2017 tarihinde meydana geldiğini müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için davalı … A.Ş.’ye başvurduğunu ancak başvurusunun reddedildiğini, Isparta … Noterliği’nden kasko bedelinin ödenmesi, ödenmemesi durumunda tüm yasal hakların kullanılacağı ve yapılacak tüm masrafların sigorta şirketine ait olacağı hususunun davalı şirkete ihtaren bildirildiğini, akabinde dava açıldığını, yerel mahkemece, TTK’nın 1420. maddesinde sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemlerin herhalde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 6 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, hususu açıkça belirtilmesine rağmen zaman aşımından davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Poliçe tanzim tarihi ve riziko tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1420/1. maddesinde “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482. madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiş olup; Aynı yöndeki düzenleme, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesinde de “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren iki yılda zamanaşımına uğrar.” şeklinde yapılmıştır. Yine Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.4.1-son cümlesi gereği hasar ihbarından sonraki 45. gün sonunda alacağın muaccel olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda davacıya ait araç için davalı tarafından 19.10.2016- 19.10.2017 vadeli kasko poliçesinin düzenlendiği, 09/08/2017 tarihinde gerçekleşen kazanın (rizikonun) poliçe süresi içinde olduğu, davacının, davalı … şirketine yaptığı hasar ihbarı üzerine davalı … Şirketi’nin 29/11/2017 tarihinde başvurunun reddine karar verdiği, dosya kapsamından davacı tarafından yapılan hasar ihbar tarihi belli değilse bile her halükarda başvurunun reddi tarihinden itibaren 45. gün olan 13.01.2018 tarihinden itibaren dahi dava tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2022