Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1268 E. 2022/1663 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1268
KARAR NO: 2022/1663
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/03/2022
NUMARASI: 2021/321 Esas – 2022/253 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/11/2020 Tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, müvekkilinin yaralandığı ve malul kaldığı nedeniyle 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplamda 320,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Eksik evrak ile başvuru yapılarak başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, SGK nezdinde alınmış bir ödeme olup olmadığının sorgulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “CMK 253/19 md gereği davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Soruşturma dosyasında atanan uzlaştırmacının, soruşturma dosyasında müşteki konumunda olan davacıya şüpheli sıfatı ile bilgilendirme yaptığını, hakkında ceza davası açılmasını engellemek için şüpheli sıfatı ile uzlaşmayı kabul ettiğini, uzlaştırma raporunda, raporun hangi tarihte düzenlendiğinin belli olmadığını, tüm bu nedenlerle usule uygun bir uzlaştırma olmadığını, uzlaşmanın tamamen edimsiz olarak düzenlenmiş olduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 5271 sayılı CMK’nın 253/19. maddesinde “…uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır” hükmü yer almakta olup, anılan düzenleme gereği, uzlaşma raporu düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı ortadan kalkar. Uzlaşma raporu, ilam mahiyetinde olacağından, aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/1379 E.- 2022/2764 K. sayılı kararında “5271 sayılı CMK’nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma tutanağı düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir.Tüm bu nedenlerle 03/09/2015 tarihli uzlaşma tutanağı incelendiğinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle uzlaşma teklifinin davacı tarafından fazlaya ilişkin hakkı ya da sigorta şirketine başvuru hakkı saklı tutulmadan minibüs sürücüsü …’dan 2.500,00 TL tazminat karşılığında kabul edildiği, soruşturmanın bu şekilde sonuçlandırılmasını talep ettiği anlaşılmakla, uzlaşma tutanağının ilam mahiyetinde olduğu ve uzlaşmanın sağlandığı, tutanağının aksinin de aynı kuvvetteki delillerle ispat edilemediği anlaşılmasına göre, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağının kabulü ile davacının tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle talebin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde karar verilerek uzlaşma teklifinin davacı tarafından fazlaya ilişkin hakkı ya da sigorta şirketine başvuru hakkı saklı tutulmadan kabulü halinde uzlaşma kesin hüküm teşkil edeceğinden soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı vurgulanmıştır (Aynı yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13895 E. Ve 2022/7564 K., 2021/11899 E. ve 2022/4836 K. sayılı kararları). Somut olayda, Beylikova Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 08/03/2021 tarihinde 2020/599 soruşturma 2021/104 karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, kazadaki yaralanma nedeniyle tarafların uzlaştıklarına dair 08/03/2021 tarihli uzlaştırma raporu düzenlendiği, dosyada bulunan örneğinde tutanağın C. Savcısı tarafından onaylandığı, davacının fazlaya ilişkin hakları ile sigorta şirketine başvuru hakkını saklı tutmadığı ve tutanağın davacının imzasını taşıdığı, uzlaştırma teklif formunda davacının mağdur olarak gösterildiği, uzlaştırmacı görüşme tutanağında davacının şüpheli olarak gösterildiği, uzlaştırma görüşme tutanağı ve raporunda bir hata yapılmadığı, bu suretle soruşturma dosyasında bulunan uzlaşma tutanağının usulüne uygun ve geçerli olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uzlaşma tutanağı ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı ve açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağından İlk Derece Mahkemesince 5271 sayılı CMK’nın 253/19. bendine göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022