Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1247 E. 2023/451 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1247
KARAR NO: 2023/451
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2015/184 Esas – 2022/64 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/12/2014 tarihli trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını, bakım ve tedaviye muhtaç hale geldiğini, … plakalı aracın sürücüsü, … Caddesi üzerinde Beşiktaş istikametine doğru seyir halinde iken Yahya Efendi İETT durağı önüne geldiği esnada kaza mahallinde direksiyon hakimiyetini kaybederek 1. dereceden ağır kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarındaki ağaca çarpan araç sürücüsünün kazada kusurlu olduğunun aşikar olduğunu ve işbu kazada müvekkilinin herhangi bir hatalı tutum ve davranışı olmadığını, müvekkilinin yolcu koltuğunda oturuyor olması sebebiyle kendisine kusur yükletilmesine dahi imkan bulunmadığını, fazlaya ilişkin hakları ve ıslah haklarının saklı tutulmasına, davalı şirketin (şimdilik davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sınırlı olmak suretiyle) 5.000,00 TL tedavi, bakım, refakat vb. Giderlerinin tazmini için, 5.000,00 TL müvekkilinin maluliyet nedeniyle mahrum kalacağı iş ve kazanç kayıpları için 10.000,00 TL tazminat ödemeye mahkum edilmesini, taleplerine kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının yürütülmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar dava dilekçesinde … plakalı araç olarak belirtilmiş ise de maddi hata yapıldığı varsayılarak … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 15.04.2014-15.04.2015 vadeli … no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kazaya karışan aracın … plakalı aracın ise haksız ve mesnetsiz davanın reddini, dava konusu olayın ticari iş niteliğinde olmadığından davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, bu nedenle yapılacak yargılamada tarafların kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, 12/12/2014 tarihinde meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesini, davayı kabul etmemekle birlikte temerrüt süresinin, kaza tarihinden itibaren değil, delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile ; 7.403,43 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.000,00 TL tedavi gideri ve 2.360,25 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 11.763,68 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hatır taşıması mevcut olmasına rağmen, hatır taşıması indirimi yapılmaksızın hüküm tesis edildiğini, trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri taleplerinin trafik poliçesi teminatında olmadığını, 6111 sy Kanun kapsamında tedavi ve estetik ameliyat gideri taleplerinin teminat kapsamında bulunmadığını SGK’nın genelgelerinde dahi yol, muayene, refakatçi vs tüm masrafların kendi sorumluluklarında olduğu açıkça kabul edilmişken müvekkil şirketin bu tedavi giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının tedavi giderine ilişkin taleplerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na yöneltmesi gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereği geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararı sağlık giderlerinin teminatına alınmış olduğunu ayrıca sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığının açıkça belirtildiğini, davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, davacı yanın müterafik kusurunun dikkate alınmasının da gerektiğini, olayda hakkaniyet indirimi yapılıp yapılmayacağı, hangi nedenle ve ne oranda yapılacağı hususunda taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne kusurun tamamının atfedilmesinın dayanıksız olduğunu, ATK dan rapor taleplerinin değerlendirilmediğini, müvekkil şirketin %100 kusuru üzerinden hüküm kurulduğunu, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu , gelecek dönem zararına geçmiş tarihten faiz işletilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle ıslah tarihinden, kabul görmez ise rapor hesap tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ün % 100 kusurlu olduğu, yolcu olan olan davacının ise kusursuz olduğu bildirilmiştir. Bu durumda kaza tespit tutanağı ile Mahkemece alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusura yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde işleten ve sürücü için temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarihtir. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinin 8.günden itibaren davalı Sigorta Şirketinin temerrütünden söz edilebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça, davadan önce davalı Sigorta Şirketine herhangi bir başvuru yapıldığına ilişkin belge sunulmadığı görülmektedir. Bu durumda, davalı Sigorta Şirketi, dava tarihinde temerrüde düşmüş olacağından dava ve ıslah dilekçesinde talep edilen tazminat miktarlarına faiz başlangıç tarihinin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olarak alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir… Yukarıda açıklandığı üzere bakıcı gideri, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 803,58 TL harçtan peşin alınan 201,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 602,58 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/03/2023