Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1239 E. 2022/1127 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1239
KARAR NO: 2022/1127
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
NUMARASI: 2020/316 Esas – 2022/194 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;  25.09.2009 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, plakası tespit edilemeyen araç tarafından sıkıştırılması üzerine, müvekkilinin direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve gerçekleşen trafik kazası sonucunda müvekkilinin sağ gözü kör olduğunu, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle oluşan maluliyetinden dolayı … sorumlu olup oluşan tüm zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, kaza sebebiyle Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde tedavi gördüğünü, müvekkiline ait 03.12.2009 tarihli ve … sayılı Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda vücut fonksiyon kaybı oranı %20, 31.03.2011 tarihli, 13862 sayılı ve Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinin engelli sağlık kurulu raporunda ise %37 olarak tespit edildiğini belirterek müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeniyle hesaplanacak maddi tazminat tutarının ve bakıcı giderinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 10.07.2020 tarihinde açıldığı itibariyle ceza zamanaşımı süresi dolduğundan, işbu beyanlarının dikkate alınarak, davanın esasına girilmeden zamanaşımı sebebiyle reddedilmesine karar verilmesinin gerektiğini, davacı yanın tahsilini talep ettiği miktarın dürüstlük kuralları çerçevesi içinde açıklattırılması ve eksik harcın tamamlattırılmasının gerektiğini, kazaya karıştığı iddia edilen plakası tespit edilemeyen motorlu aracın varlığı, olaya kusuru ile dahli somut deliller ile ispat edilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;haksız eylemden doğan zararlar için açılacak maddi tazminat davalarında zamanaşımının, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden işlemeye başladığını, kalıcı sakatlığın (sürekli işgöremezliğin) söz konusu olduğu durumlarda zamanaşımının başlangıcının, sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun düzenlendiği, veyahut zararı gören tarafından bu raporun öğrenildiği tarihten işlemeye başladığını, bu nedenle müvekkilinin kazadan dolayı oluşan zararı öğrendiği tarih, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunun düzenlendiği tarih olan 31.10.2012 olarak dikkate alınması gerektiğini, davanın açılış tarihi itibariyle bu rapor tarihinden 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçmediği gibi, 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımının da geçmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 25/09/2009 tarihinde davacı sevk ve idaresindeki … plakalı aracın plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç ile çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 89 ve 66 maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 25/09/2009 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 10/07/2020 tarihinde açılmıştır. Mahkemece dava tarihi itibariyle, ceza dava zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde gelişen durum bulunduğundan, zamanaşımı süresinin dolmadığını iddia etmekte ise de dava, 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde düzenlenen, her halde, kaza gününden başlayan 10 yıllık tavan zamanaşımı geçtikten sonra açıldığından artık gelişen durum bulunup bulunmaması zamanaşımının belirlenmesinde bir önem taşımamaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı dolduğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2022