Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/115 E. 2022/1874 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/115
KARAR NO: 2022/1874
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/09/2021
NUMARASI: 2020/307 Esas – 2021/607 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı araç ile 04/07/2017 tarihinde saat 05:30’da İstanbul … Mahallesi … yolu üzerinden Sultangazi istikametine seyir halinde iken orta refüj üzerinde bulunan davalı …’a ait elektrik direğine çarptığını ve hasarlandığını, eksper raporuna göre araçta 8.020,24 TL maddi zarar meydana geldiğini, aracın 04/07/2017 ila 25/07/2017 tarihleri arasında tamir için serviste kaldığını, müvekkilinin bu süre zarfında aracını kullanamadığını, davacı galericilik işi ile iştigal etmekte olup aracını satamadığını, bu suretle oluşan zararın tazmini gerektiğini belirterek 8.020,24 TL hasar bedeli, 500,00 TL değer kaybı ve 500,00 TL kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı galericilik yaptığından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesini, müvekkilinin elektrik direklerini bakım ve kontrolünü düzenli olarak yaptığını, davacının kusurunun araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 8.020,24TL hasar onarım bedelinin,14.919,00TL değer kaybı bedelinin, 1.016,48 TL 21 günlük ticari zarar bedelinin olay tarihi 04/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: bilirkişi raporu ile müvekkiline atfedilen kusurun kabulünün mümkün olmadığını, kazaya sebebiyet veren direğin müvekkili şirkete aidiyeti hususunda yeterli inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edildiğini, dava konusu uyuşmazlığın tamamı hakkında görüş belirtmeye yetkin olmayan bilirkişi tarafından hazırlanan raporun hükme esas alındığını buna ilişkin yaptıkları itirazlar değerlendirilmeksizin ve yeni bir heyetten rapor alınmaksızın aleyhe kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, dosyaya sunulu belgeler incelendiğinde sigorta şirketinin “suistimal amaçlı” olması nedeniyle zararın karşılanmadığının belirtildiğini, dolayısıyla meydana gelen kazada davacının kusurlu olup olmadığının araştırılması gerektiğini, zarar ile müvekkili şirket faaliyeti arasında illiyet bağı bulunmadığını, bilirkişi tarafından yapılan kusur tespitinin hatalı olduğunu, hasarın bilirkişi raporlarında da dile getirildiği üzere ekspertiz raporuna göre hesaplandığını, davacının gerçek zararının mahkeme huzurunda tespit edilmediğini, aracın neden 21 günlük süre içerisinde tamir edildiği, bu sürenin makul olup olmayışının da tartışılmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen miktarların fahiş olduğunu, olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 04/07/2017 tarihinde sabah saat 5.30 civarında, davacıya ait sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile olay mahalline geldiğinde, orta refüjde bulunan yere yatık bir şekilde ayrıca uç kısımları yola sarkan davalıya ait elektrik direğine çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacıya ait araçta oluşan hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı talep edildiği anlaşılmıştır. Kaza nedeniyle düzenlenen maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağına göre, kazanın oluşumunda elektrik direğinin bakım ve onarımından sorumlu kurum ve kuruluşun kusurlu olduğu tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kök ve ek kusur raporların göre ortalama hız sınırı baz alınarak, çarpılan elektrik direğinin de asfaltla aynı renk olması karşısında ancak en erken 20 metre mesafeden görülebileceği davacının kusursuz, davalının tam kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda, kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun birbiriyle uyumlu olduğu, kaza ile hasar arasında illiyet bağının açıklandığı, kusur raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü anlaşılmakla kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Kaza tespit tutanağında aracın çarptığı cismin elektrik direği olduğu belirtildiği ve aracın hasarlı olduğuna ilişkin dosyada mevcut fotoğraflar ile kaza ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu yine aksi delil de bulunmadığı anlaşılmakla bu yönlerden de itirazlar yerinde değildir. Ayrıca her ne kadar bilirkişi raporunda değer kaybı hesaplama yöntemi usulüne uygun değil ise de davalının bilirkişi raporunda bu hususta itirazına rastlanmadığı, ekspertiz raporu ve aracın hasarlı haldeki fotoğrafları ile daha önceki hasarı bulunmadığı dikkate alınarak bulunan hasar miktarına itirazının da yerinde olmadığı, davacı adına trafikte kayıtlı olduğu anlaşılan dava konusu aracın, galerici olan davacının aracının tamirde kaldığı 21 günlük sürede satılamamasından dolayı kazanç kaybını ispat edemediği ancak davalının ek raporla tespit edilen bu hesaplamaya da itiraz etmediği ayrıca yargılama sırasında elektrik direğinin kendisine ait olmadığına ilişkin savunması da bulunmadığından davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bu hususlara dayanan istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişinin Makina Mühendisi olması uzmanlığının teslim tutanağında trafik kazalarına sebebiyet veren teknik sorunlar, motorlu taşıt olması nedeni ile bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Mahkemenin yazdığı gerekçe yetersiz ise de dosya kapsamına uygun hüküm kurulduğundan ve olay haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.636,41 TL harçtan peşin alınan 409,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.226,91 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/10/2022