Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1139 E. 2022/1008 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1139
KARAR NO: 2022/1008
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2022/65 Esas – 2022/68 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 08/03/2019 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların karıştığı trafik kazası sonucu hazar bedelinin … plakalı aracın sigortacısı olan davalı şirketçe ödendiği ve … plakalı araç sürücüsü olan müteveffa …’nün kaza sırasında alkollü olduğu gerekçesi ile ödenen hasar bedelinin işlemiş faiziyle birlikte müteveffanın mirasçılarından rücuen tahsilinin talep edildiği, bu amaç ile mirasçılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, müteveffanın kaza ile herhangi bir kusurunun bulunmadığını ve kaza sırasında alkollü olmadığını belirterek başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Tüketici Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müteveffa …’nün … plakalı aracın yalnızca sürücüsü olduğunu, işleteni olmadığını, işletenin … Tic. Ltd Şti olduğunu, müteveffa sigorta poliçesinin tarafı olmadığından menfi tespit talepli uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri değil, Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müteveffanın kaza esnasında alkollü olmadığını, ATK tarafından alınan kan numunelerinde de alkol tespit edilemediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, davacı Sigorta Şirketine zorunlu mali sorumluluk (trafik) poliçesiyle sigortalı bulunan aracın karıştığı trafik kazası sonucu davalı tarafından ödenen tazminatın davacılardan tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK’nın 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Somut olayda, davacı sigorta şirketi nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı bulunan aracın sigortalısının dava dışı … Tic. Ltd. Şti. olduğu, sürücünün müteveffa … olduğu, davacıların ise sürücü olan …’nün mirasçıları olduğu, aracın ticari nitelikte otobüs olduğu, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı sigorta şirketinin ödediği tazminatın poliçenin tarafı olmayan sürücü mirasçılarından tahsili için icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıların murisi …, sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığından davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında bir sözleşme ilişkisi ve dolayısıyla “tüketici işlemi” bulunmadığı, davanın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yöneltildiği, Sigorta hukukunun 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlendiği gözetildiğinde açılan dava TTK’ nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava olup ihtilafın çözümünde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Bu nedenlerle Asliye Ticaret Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2022