Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1119 E. 2023/241 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1119
KARAR NO: 2023/241
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2014/1377 Esas – 2021/702 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 7. ASLIYE TICARET MAHKEMESİ’NİN
2019/357 ESAS SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN DAVA: Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 17/06/2019
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 29/10/2014 tarihinde davalı araç sürücüsü … sevk ve idaresinde bulunan ve davalı işleten … adına kayıtlı olan … plakalı otomobiliyle seyri esnasında alkolün de etkisi ile direksiyon hakimiyetini kaybederek meydana gelen trafik kazası neticesinde aynı araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilleri … ve …’in kızı, müvekkilleri … ve …’nın kardeşi …’ın aynı gün vefat ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’de ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı araç sürücüsü …’ın alkolün etkisi ile sebep olduğu kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, davalı … aleyhine Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/446 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, kaza sonrasında davalı …’ın polisi ve 112’yi aramadığını, olay yerinden uzaklaşarak müteveffa …’i kaza mahallinde bıraktığını, müvekkilleri … ve …’in kızlarının desteğinden yoksun kaldığını ve cenaze giderlerini üstlenmek zorunda kaldıklarını belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile müvekkili … için 5.000,00 TL müvekkili … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 29/10/2014, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkillerine verilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkilleri … ve …’in uğradığı 750,00 TL cenaze defin giderlerinin davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 29/10/2014, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkillerine verilmesine, müvekkili … için 100.000,00 TL, müvekkili … için 100.000,00 TL, müvekkili … için 50.000,00 TL ve müvekkili … için de 50.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebini 304.133,84 TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmesi üzerine müvekkili şirket tarafından 36.945,60 TL bedelin 24/12/2014 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, bu nedenle davacının destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebinin reddi gerektiğini, somut olayda hatır taşımacılığı söz konusu olabileceğinden mahkemece tespit edilecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yapılan ödeme ile müvekkili sigorta şirketinin davaya konu poliçeden doğan sorumluluğunun sona erdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili ve görevli mahkemenin Konya Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Afyonkarahisar Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davaya konu kazanın müvekkilinin alkollü olması sebebi ile değil, müteveffa …’in sürücü olan müvekkilinin koluna, direksiyona müdahalesi neticesinde gerçekleştiğini, bu sebeple müvekkilinin değil müteveffanın kusurlu olduğunu, kazanın gece 03:00 sırasında olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra olay yerinden kaçmadığını, 112’ye ulaşmak için en yakın petrol istasyonuna gittiğini, bu durumun ve aracı kendisinin kullanmadığını iddia etmesinin olayın şoku ile gerçekleştiğini, müteveffanın anne ve babasının genç insanlar olup bakıma muhtaç olmadıklarını, maddi desteğe ihtiyaçları bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Birleşen davada davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde özetle; Aynı trafik kazası nedeniyle İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1377 esas sayılı dosyasında tazminat davası açıldığını, hesap raporu doğrultusunda davanın ıslah edildiğini, ölenin son gelir durumuna göre tazminat belirlemesinin Yüksek Yargıtay’ın kararları gereği kamu düzeninden olduğundan 2019 yılı asgari ücret tarifesinin belirlenmesi ve İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1377 esas sayılı dosyasında henüz karar verilmemiş olması sebebi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ve tespit olunduğunda arttırılmak üzere bu dava kapsamında şimdilik müvekkili … için 4.450,00 TL, müvekkili … için 4.450,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılar … ve … yönünden 29/12/2014, davalı sigorta şirketi yönünden İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1377esas sayılı dosyasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsili ile müvekkillerine verilmesine ve dosyanın İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1377 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş. vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin … plaka sayılı aracı ZMSS poliçe ile 26/11/2013 tarihinden başlayarak 1 yıl süre ile sigortaladığını, anılan poliçe kapsamında sigortalının kusurunun mahsubu sonrasında müvekkilinin sorumluluğunun 213.054,40 TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın dava ikamesinden önce arabulucuya başvurmaması nedeni ile davanın usulden reddi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren 2 yıl geçmiş olması nedeni ile davanın zamanaşımına uğradığını, müterafik kusur ve hatır taşıması sebebi ile indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Birleşen dava dosyasının davalılarının vekilleri birleşen davaya ilişkin cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Asıl davada davacıların destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulüne, cenaze defin gideri talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, birleşen davada davacıların destekten yoksun kalma tazminat talebinin kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporlarında hesap hatalarının bulunduğu buna ilişkin yapılan itirazların dikkate alınmadığını, destek paylarının çocuk, anne, baba ve eş için hatalı belirlendiğini, varsayılan çocuklar var ise varsayılan bu çocukların da ileride desteklik ilişkilerinin son bulacağı dönemler dikkate alınması ve bu husus destek paylarının dağılımında göz önünde bulundurulması gerektiğini, müteveffa …’in ders kaydı yaptırmamış olmasının ileride onun derslerini alıp okuluna devam etmeyeceği anlamına gelmeyeceğini, bu sebeple, müteveffanın öğrencisi olduğu bölümün iki yıllık bir bölüm olması da dikkate alınarak bir sonraki dönem başlangıcının göz önünde bulundurulması ile ilk 3 yıl için asgari ücretin esas alınması, buna karşılık bu ilk 3 yılın sonundan itibaren emsal ücretlerin dikkate alınması gerektiğini, ulusal yaşam istatistiklerine dayalı TRH tablosunun güncel hali TUİK 2017-2019 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, yerel mahkemece müteveffa …’e müterafik kusur yüklenmesi sebebiyle ayrıca hatır taşıması indirimi yapılabilmesi mümkün olmadığını kaldı ki hatır indirimi koşullarının oluşmadığını, belirlenen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, müteveffa …’e müterafık kusur yüklenmesi sebebiyle ayrıca hatır taşıması indirimi yapılmasının mümkün olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 29/10/2014 tarihinde davalı … adına kayıtlı, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan davacıların desteği olan …’ın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2559 E. ve 2020/2414 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Uygulamada çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmaktadır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı, gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı varsayılır. Bu şartlarda çocuğun gelir elde etmesi ile birlikte, evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisine ayıracağı yarısını da ana ve babası ile paylaşacağı varsayılması hayatın olağan akışına uygun düşecektir. Ancak çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evlenecektir. Evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay desteğe ayrılacak, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya verilecektir. Destek, ileriki yıllarda evlenmesi ile birlikte bir süre sonra ilk çocuğu ve yine bir süre sonra ikinci çocuğu olacağı varsayılır. Bu nedenle çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocuklara birer pay ayrılacak ve ana ve babaya da birer pay verilecektir.” yönünde karar verilerek destek paylarının ne şekilde belirleneceği gösterilmiştir. Yine Yargıtay 17. (kapatılan) ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı sonrasında vermiş olduğu güncel kararları gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/6135 E. ve 2022/10604 K., 2021/16078 E. ve 2022/10550 K., 2021/13398 E. ve 2022/10498 K.,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 E. ve 2021/34 K., 2019/3713 E. ve 2020/2420 K. sayılı kararları). Anlaşılacağı üzere bakiye ömrün belirlenmesinde TUİK 2017-2019 yaşam tablosunun kullanılmayacaktır. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi ve çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Desteğin ve malul kalanın kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, desteğin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer desteğin, malul kalanın gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir.Dosya kapsamına gelen yazı cevabına göre desteğin Afyon Kocatepe Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Et ve Ürünleri Teknolojisi programına 31.08.2010 tarihinde kayıt yaptırdığı, 2010-2011 öğretim yılı için kaydını yenilediği ancak kaza tarihine kadar olan 4 yıl süresince ders kaydını yapmadığı ve fiilen okula devam etmediği anlaşıldığına göre aktüerya raporunda müteveffanın 2010 yılında kayıt yaptırdığı Meslek Yüksekokuluna aradan geçen 4 yıla rağmen fiilen devam etmemesi ve bunun dışında da müteveffanın kaza tarihi itibariyle aktif olarak çalışıp çalışmadığına ve ücretlerine ilişkin yazılı bir belge bulunmaması nedeniyle geliri yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 26/05/2021 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda ölen desteğin 22 yaşından itibaren anne ve babasına destek olacağı kabul edilerek Yargıtay 4 ve 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarına uygun olarak destek payları belirlenmiş ( eş, muhtemel 2 çocuk, anne ve babaya pay verilerek), asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği varsayılarak TRH 2010 yaşam tablosu esas alınmış ve netice olarak davacı anne ve babanın alabileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenmiştir. Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş hesaplama yöntemine göre tazminat hesabı içeren aktüerya raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.Somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamından müteveffa ile aracı kullanan dava dışı sürücünün yakın arkadaş oldukları birlikte dolaşmaya çıktıkları, davacıların beyanına göre müteveffanın aracının almak üzere yola çıktıkları, sürücünün, müteveffadan taşıma için herhangi bir menfaatinin olmadığı anlaşılmakta olup bu durum karşısında desteğin sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeni ile mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmasında; Yine müteveffa destek ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları birlikte seyahat için araca bindikleri ve bu esnada kazanın meydana geldiği anlaşıldığına göre desteğin yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu kabulü ile hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasında; Müterafik kusur uygulanması halinde hatır indirim yapılamayacağına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı gibi içtihatta bulunmadığından ( davacılar vekilinin dayandığı içtihatta davanın müterafik kusur indirimi yapılarak açıldığından bahisle mükerrer indirim yapılamayacağının açıklandığı) mahkemece hem müterafik kusur hem de hatır indirimi yapılamasında isabetsizlik yoktur. Kabule göre dosyada bulunan kusur raporunda müteveffaya alkollü kişinin aracına binmiş olması nedeniyle verilen %20 kusur müterafik kusur niteliğindedir. Ancak hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davalı sürücü %100 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapılmış olduğundan belirlenen tazminattan önce %20 müterafik kusur indirimi yapılması ve sonra çıkan rakamdan tekrar %20 oranında hatır indirimi yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur.Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, yolcu olan müteveffanın kusursuz olması, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, diğer davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu ancak mahkemece davacı anne ve baba belirlenen manevi tazminat miktarlarının bir miktar düşük olduğu, aynı ilkelere göre yapılan değerlendirme sonucunda takdiren davacı .anne … için 40.000 TL baba … için 40.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-A)Asıl davada davacıların destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulüne, Davacı … lehine 18.297,39 TL maddi tazminatın, davacı … lehine 17.151,43 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Sigorta A.Ş.’den (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, uygulanacak faizin davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 29/10/2014 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 20/11/2014 tarihinden itibaren işletilmesine, Asıl davada davacıların cenaze defin gideri talebinin kısmen kabulüne, 352,00 TL cenaze defin giderinin yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Sigorta A.Ş.’den (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara mütesaviyen ödenmesine, uygulanacak faizin davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 29/10/2014 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 20/11/2014 tarihinden itibaren işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, B)Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, Davacı … lehine 40.000,00 TL, davacı … lehine 40.000,00 TL, davacı … lehine 10.000,00 TL, davacı … lehine 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen maddi tazminat değeri üzerinden alınması gereken 2.445,55 TL nispi harçtan peşin alınan 2.035,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 410,31 TL nispi karar harcının davalılar …, …, … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen manevi tazminat değeri üzerinden alınması gereken 6.831,00 TL nispi karar harcının davalılar …, …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan 5.800,00 TL bilirkişi ücreti, 730,50 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 6.530,50 TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.179,00 TL ile 2.064,24 TL harç gideri olmak üzere toplam 4.243,24 TL yargılama giderinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,5-a.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat değeri üzerinden davacı … vekili lehine hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, b.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat değeri üzerinden davacı … vekili lehine hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, c.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen cenaze defin gideri üzerinden davacılar … ve … vekili lehine takdir olunan 352,00 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’e verilmesine, 6-Takdiri indirim nedeni ile reddedilen cenaze defin gideri üzerinden davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kabul edilen manevi tazminat değeri üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … vekili lehine hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL, davacı … vekili lehine hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL, davacı … vekili lehine hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL, davacı … vekili lehine hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile belirtildiği şekilde davacılara verilmesine, 8-Reddedilen manevi tazminat değeri üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar … ve … vekili lehine davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL, … yönünden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL, … yönünden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL, … yönünden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin belirtildiği şekilde davacılardan alınıp davalılar … ve …’a verilmesine, 2-Birleşen davada davacıların destekten yoksun kalma tazminat talebinin kısmen kabulüne, Davacı … lehine 32.366,72 TL maddi tazminatın, davacı … lehine 19.455,78 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Sigorta A.Ş.’den (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, uygulanacak faizin davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 29/10/2014 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 20/11/2014 tarihinden itibaren işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 3.539,99 TL nispi harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.495,59 TL nispi karar harcının davalılar …, …, … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan başvuru ve peşin harç gideri olan 95,20 TL yargılama giderinin davalılar …, …, … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat değeri üzerinden davacı … vekili lehine hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat değeri üzerinden davacı … vekili lehine hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, 6-Reddedilen maddi tazminat değeri üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tüm davalılar vekili lehine davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL, … yönünden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin belirtildiği şekilde davacılardan alınıp tüm davalılara verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 91,50TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2023