Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/969 E. 2023/1570 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/969
KARAR NO: 2023/1570
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2020/162 Esas – 2021/315 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kasko sigortası yaptıkları kendi sigortalılarına ait olan … plakalı araca davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve … Adi Ortaklığının sorumluluğundaki otoyol çalışması sırasında silindir iş makinesinin çarptığını, meydana gelen bu kaza nedeniyle kendi sigortalılarına 12.949,70 TL sigorta tazminatı ödemesi yaptıklarını, kazaya silindir iş makinesinin neden olduğunu, bu makinenin çalıştığı inşaat sahasının davalıların sorumluluğunda olduğunu, 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre yapmış oldukları sigorta tazminatı ödemesini kendi sigortalılarının halefi olarak davalılardan talep etme haklarının bulunduğunu, bu sebeple davalılar aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, davalıların takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayın Kocaeli, Gebze’de gerçekleştiğini, kendi sorumluluk alanlarının ise burası olmadığını, bu nedenle de kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın esasına ilişkin olarak da kazayı yapan çalışanın … isimli ve … unvalı şirket bünyesinde çalışan kişi olduğunu, icra takibinin 6.779,79 TL olarak başlatıldığından itirazın iptali davasının değerinin en fazla 6.779,79 TL olabileceğini, kazanın sigortalı aracın malzeme getirdiği esnada toprakarme çalışması yapılırken gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; adresinin Mersin olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu davanın esasına ilişkin olarak da davacının sigortaladığı aracın kendi kullandığı iş makinesine çarptığını, kendi kullandığı iş makinesinin azami hızının 20 – 30 km olduğunu, bu hızda çalışırken kusurlu olmasının mümkün olmadığını, kendisinin kusurlu olduğuna ilişkin de bir delil bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir…. Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yerin … A.Ş.’nin sorumluluk alanında gerçekleştiğini, bu nedenle kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, itirazın iptali davasının değerinin en fazla 6.779,79 TL olabileceğini, kazanın sigortalı aracın malzeme getirdiği esnada toprakarme çalışması yapılırken gerçekleştiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. … Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yerin … A.Ş.’nin sorumluluk alanında gerçekleştiğini, bu nedenle kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, kendilerinin kusurunun bulunmadığını, icra takibinin 6.779,79 TL olarak başlatıldığını, davacının ise 12.949,70 TL ödediğini belirterek dava açtığını, bu nedenle de itirazın iptali davasının değerinin en fazla 6.779,79 TL olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. … İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … A.Ş. … A.Ş. ve … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız fiillerde haksız fiilin işlendiği yer Mahkemesinin yetkili olması nedeniyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin … A.Ş.’nin sorumluluk alanında gerçekleştiğini, bu nedenle kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, kazaya karışan araçlar yönünden işleten sıfatına sahip olmadıklarını, kazada kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. … Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … A.Ş. davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalılar …,…Tic. A.Ş, … San. Ve Tic. A.Ş, … San. Ve Tic. A.Ş ve … San. Ve Tic. A.Ş’nin yetkisizlik itirazının reddine, Davalılar … A.Ş, … A.Ş, … San. ve Tic. A.Ş, … Sanayi ve Ticaret A.Ş, … San. Ve Tic. A.Ş, … San. Ve Tic. A.Ş ve …San. Ve Tic. A.Ş,… San ve Tic. A.Ş’nin husumet itirazının reddine, Davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin zamanaşımı definin reddine, Bütün davalılar yönünden davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kasko sigortalarında karayolu olmayan yerlerde meydana gelen hasarların teminat dışı olmadığının izahtan vareste olduğunu, zira kasko sigortası genel şartlarında da bu hususun açıkça ifade edildiğini, karayolu dışındaki hasarların kasko teminatında olmadığını kabul edilse dahi, bidayet Mahkemesi kararında da ifade edildiğini, müvekkili şirket sigortalısının hasarını ödeyerek onun halefi olduğunu, münhasıran halefiyet sebebi ile bile davanın kabulüne karar vermek gerekir iken reddi kararının hatalı olduğunu, kaza mahallinin karayolu dışı olmadığını, kaza mahallinin karayolu olup olmamasının dava ile ilgilisi olmamakla birlikte, kaza mahalli de yerleşik uygulamaya ve HGK kararına göre karayolu sayılan yerlerden olduğunu, kararın gerekçe kısmına aldığı HGK kararında da ifade edildiği gibi, somut olaydaki kaza mahallinin karayolu ile bağlantısı olup karayolu sayılan yerlerden olduğunu, kaza mahalli olan otoyol inşaatının karayolu bağlantısının olmadığını düşünmenin imkansız olduğunu, dava ile ilgisi olmayan bu sebeple dahi davanın reddine karar vermenin son derece isabetsiz olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da kanunun uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.Anılan yasal düzenlemeler gereği karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayolu tanımına dahil kabul edilmektedir.Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. (HGK’nın 28.09.2011 tarihli 2011/17 tarih, 499 Esas ve 2011/557 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olan yerlerde, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece,” …Gerek tarafların uyuşan beyanları gerekse Yargıtay HGK kararında belirlenen ilkeler çerçevesinde kazanın meydana geldiği yerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 2’ye göre karayolu ya da karayolu sayılan yerlerden olmadığı anlaşılmaktadır. ” açıklaması ile davanın reddine karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, olayın meydana geldiği yerin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. ve 3. maddesinde sayılan yerlerden olup olmadığının ve karayoluyla bağlantı yolu olup olmadığının belirlenmesi için olay yerini ve en yakın karayolunu gösterir krokilerin ve varsa soruşturma/ceza dosyasının getirtilmesi ve fotoğrafların temin edilmesi suretiyle dosya üzerinden rapor alınması, dosya üzeri rapor alınarak sonuca gidilmesinin mümkün olmaması halinde kazanın meydana geldiği yerde keşif yapılarak krokili rapor alınması ve sonucuna göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/09/2023