Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/955 E. 2023/1185 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/955
KARAR NO: 2023/1185
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2018/1259 Esas – 2021/301 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; 24.06.2017 tarihinde müvekkilinin eşinin kullandığı … plaka sayılı araçta yolcu olarak seyahat ederken önünde ilerleyen tır ile arasında güvenli sürüş mesafesi bırakmaması ve hızını ayarlayamayarak arkadan çarpması sonucu tam kusurlu olarak kazanın meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde hasar dosyasının açıldığını ancak taleplerini karşılamadığını fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile trafik kazası sonucu meydana gelen sürekli ve geçici iş göremezlik sebebiyle belirlenecek maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş dava değerini belirsiz alacak olarak harca esas değeri 1.000,00 TL olduğunu belirtmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı tarafın sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkil şirketin faizden dava tarihinden itibaren ve poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, yetki itirazlarının kabul edilerek yetki yönünden ve haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile, 61.614,33 TL kalıcı işgöremezlik, 5.083,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 66.697,33 TL nin davalı sigortadan 05/03/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyet tespitinin Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranına göre yapıldığını oysa ki kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda TRH-2010 Hayat tablosuna göre bakiye ömür belirlendiğini fakat aktüeryal peşin değer formülü uygulanmadan progresif rant tekniğine göre hesaplama yapıldığını, bunu kabul etmediklerini, maluliyet hesabının TRH 2010 mortalite tablosu ve 1,8 teknik faiz formülüyle hesaplanması gerektiğini, başvuru sahibinin vergilendirilmiş ve tevsik edilebilir bir geliri yoksa asgari ücret üzerinden ve aktüer sıfatını haiz bir bilirkişi vasıtasıyla tespiti gerektiğini, kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, bu sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, davacının meydana gelen trafik kazasında kask takmaması nedeniyle müterafik kusuru bulunduğunu, bu nedenle %25 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, araştırmaya göre ceketlerin koruma faktörü %92, motosiklet botlarının %89, eldivenlerin ise %95 koruma faktörü bulunduğunu, ortada bilimsel bir gerçek mevcutken ve davacı da kaza sırasında bu neviden hiçbir koruyucu teçhizat kullanmazken kusurunun bulunmadığının kabulünün mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 24.06.2017 günü sürücü … yönetimindeki, davalı … Sigorta A.Ş.’ne sigortalı … plakalı araç ile Eskişehir,Sivrihisar-Polatlı yönünde gitmekte iken önünde seyreden … yönündeki … ve buna bağlı … plakalı yarı romorke arkadan çarpması ile meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı … yaralandığı bu nedenle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğunu, KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğini belirlemiş ancak geçici iş göremezlik yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğini vurgulamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. – 2021/10351 K., 2021/5305 E. – 2021/7685 K. sayılı kararları). Yargıtay 17. (kapatılan) ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı sonrasında vermiş olduğu güncel kararları gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/6135 E. ve 2022/10604 K., 2021/16078 E. ve 2022/10550 K., 2021/13398 E. ve 2022/10498 K.,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 E. ve 2021/34 K., 2019/3713 E. ve 2020/2420 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda, progresif rant yöntemi esas alınarak tazminat belirlenmesi doğru ise de bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu yerine PMF yaşam tablosu tablosuna göre bakiye ömrün belirlenmesi doğru olmamıştır. Anayasa Mahkemesi iptal kararı gereğince genel şartlarda belirtilen 1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılması olanaklı olmadığından, bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Yine davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı ev hanımı olduğundan asgari ücret dikkate alınarak yapılan hesaplamada usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Kazaya karışan davalıya sigortalı araç motorsiklet olmadığından kask takılmadığına yönelik itiraz da yerinde değildir. Kaza tespit tutanağında emniyet kemeri takılı olup olmadığı belirsiz olarak işaretlenmiş aksi de davalı tarafça ispat edilememiş olduğuna göre mahkemece hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında isabetsizlik görülmemiştir.Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan ” Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanarak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması için ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/06/2023