Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/95 E. 2023/518 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/95
KARAR NO: 2023/518
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
NUMARASI: 2018/965 Esas – 2020/301 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin kendi şirketi bünyesinde bulunan … plakalı aracın kazaya karışması sebebi ile aleyhinde tazminat hükmedildiğini, şirkete ait olan bu aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, poliçe kapsamında maddi manevi tazminatın 50.000,00 TL kısmından sorumlu olduklarını, müvekkili aleyhine kurulan hüküm doğrultusunda ilgililere tazminatı ödendiğini, poliçe doğrultusunda sigorta şirketine rücu etme hakkı doğduğunu, her ne kadar icra takibinde bulunmadan … sigorta şirketine başvuruda bulunmuş olsa da, taraflarına olumlu bir dönüşte bulunulmadığı, itirazın iptali davasına konu icra takibini İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlattığını, borçlu sigorta şirketi icra takibine haksız itirazda bulunduğunu, icra takibine konulan miktarın hali hazırda davalının poliçesinde yer alan sorumluluk miktarı kapsamında olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilerek davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi olan 13/07/2015 tarihi itibari ile müvekkil şirket nezdinde düzenlenen … numaralı poliçenin teminat limitinin 50.000,00 TL olduğunu, müvekkil şirketi aleyhine açılan Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/309 Esas sayılı dosyanın 2017/194K. 03/01/2018 tarihli kararına istinaden Salihli … İcra Dairesi … Esas sayılı ilamlı icra emri gereğince ödeme ile müvekkili şirket sorumluluğunun poliçe teminat limiti olan 50.000,00 TL ‘nin tüketilmiş olması sebebi ile davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 50.000,00TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktara takip tarihinden itibaren reeskont faizi yürütülmek suretiyle devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından dava konusu poliçede yer alan teminat limitinin tamamının icra kanalıyla hak sahiplerine ödendiğini, poliçe limitinin tüketildiğini ancak savunmaları ve söz konusu ödemeler göz ardı edilerek poliçe teminat limitini aşar şekilde kurulan hükmün usul ve esasa aykırı olduğunu, dava konusu poliçe uyarınca ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamında yer alan bedeni zararlar ile manevi tazminat talepleri için toplam limit 50.000,00 TL olarak belirlendiğini, dolayısıyla manevi tazminat için poliçede ayrı bir teminat açılmadığını, manevi tazminat klozu bedeni zararlar limitleri içerisinde dahil edildiğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen kasko poliçesine ek sözleşmede ihtiyari mali sorumluluk poliçesi kapsamında manevi tazminat talepleri, bedeni zararlar limitleri ile teminat kapsamına dâhil edildiğini, bu bağlamda sigortalı ile müvekkili sigorta şirketi arasında manevi tazminatı kapsayan ek sözleşme gereğince manevi tazminat talepleri azami 50.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, dava konusu poliçeden kaynaklanan 50.000,00 TL’lik ihtiyari mali mesuliyet sigortası limitinin tamamının bağlantılı hukuk dosyasında hak sahiplerine icra kanalıyla ödenmiş olduğundan, manevi tazminata yönelik bakiye teminat limitinin kalmadığını, bu durumun gerek bilirkişi hesap raporunda gerekse de gerekçeli kararda savunmalarının hiçbirinin değerlendirilmediğini, poliçe limitini aşar şekilde hüküm kurulduğunu, limitin üzerinde tespit edilen maddi ve manevi zararlardan ise müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, diğer davalıların (işbu davada davacı) müteselsil olarak sorumlu olduklarını, dolayısıyla hali hazırda tükenmiş bir poliçe teminat limiti üzerinden yeniden limitin tamamı üzerinden takibin devamına yönelik kurulan hükmün açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından 19.02.2018 tarihinde icra dosyasına poliçe teminat limitinin tamamının ferileri ile birlikte ödenmiş olduğunun baştan beri davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunu, her durumda müvekkil şirketin asıl alacak ve yargılama masrafları açısından poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiğini bu nedenle davacı aleyhine ayrıca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminatı dava sonunda ödeyen davacının ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı davalıdan rücu için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında düzenlenen kasko poliçesinde, ekli poliçenin 7. sayfasında açıkça “Manevi Tazminat Klozu: İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarında belirtilen manevi tazminat talepleri, bedeni zararlar limitleri ile teminat kapsamına dahil edilmiştir.” denilmiştir. Poliçenin ilk sayfasında bedeni zararlar limitlerinin azami 50.000,00 TL ile teminat altına alındığı anlaşılmaktadır. Dava konusu poliçeden kaynaklanan 50.000,00 TL’lik ihtiyari mali mesuliyet sigortasına dayanılarak Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/309 Esas sayılı dosya üzerinden hak sahipleri…,…, …, … ve … tarafından dava açıldığı, gerek davalı şirketin gerekse de davacı sigortalının davalı olarak bulunduğu ve trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığı, söz konusu dosyada verilen 28.12.2017 tarihli 2015/309 E. ve 2017/194 K. kararı ile davacılar lehine toplam 492.821,80-TL maddi ve 135.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Söz konusu kararın Salihli İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icraya konulması üzerine, davalı şirket tarafından 19.02.2018 tarihinde 50.000,00 TL ihtiyari mali sorumluluk limitinin tamamının (ferileri ile birlikte) icra kanalıyla ödendiği ve davalının da müteselsil sorumlu olarak limit kadar ödeme yaptığı ödeme belgelerinden anlaşılmakla limit tükenmiş olmakla davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre, dava sigorta teminat limiti kadar kabul edilmiş olduğundan yargılama giderlerinin hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 513,99TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 334,09 TL harcın talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından davacıya iadesine, 3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4.maddesi gereğince takdir ve tayin olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 24,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/03/2023