Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/940 E. 2023/1620 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/940
KARAR NO: 2023/1620
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/01/2021
NUMARASI: 2016/516 Esas – 2021/32 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 28/04/2015 tarihinde … plakalı aracın sürücüsü olan davalı …’ın aşırı hızla aracını sevk ve idare ederken müvekkili olan davacıya çarptığını müvekkilinin çarpma neticesinde ağır yaralandığını ve hayat boyu sakat kaldığını, davalı sürücü hakkında İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/360 Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, davalı araç sürücüsü …’ın kaza tesbit tutanağına göre asli ve tek kusurlu olduğunu, davacının kusurunun bulunmadığını, davalılardan … aracın sürücüsü ,diğer davalı …ın ise aracın maliki, diğer davalı şirketin ise aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğunu tüm bu sebeplerle belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın sürücü ve araç sahibi yönünden kaza tarihinden, diğer davalı şirket yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte; 50.000,00-TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline(sigorta şirketinin manevi tazminat klozu yok ise maddi tazminatla sorumlu tutulması ve dava tarihinden itibaren faiz ödemesine) karar verilmesini talep etmiştir.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, davayı kabul manasında olmamak üzere, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, kusur oranlarının ve maluliyet oranının tespiti gerektiğini, araç servis aracı olup dava konusu kazanın iş kazası olma durumunun söz konusu olduğunu beyan ile, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini arz ve talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; 3.745,29 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 40.228,77-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 43.974,06 TL maddi tazminatın davalılardan sigorta şirketi için dava tarihi olan 26/04/2016 tarihinden diğer davalılar için ise kaza tarihi olan 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat yönünden, davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan sigorta şirketi için birleşen dava tarihi olan 21/03/2018 tarihinden diğer davalılar için ise kaza tarihi olan 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 28.04.2015 tarihinde davalı sürücünün, kontrolünde bulunan araç ile müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin şikayetçi olduğunu, bunun üzerine İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/360 E. ve 2018/287 K. sayılı dosyası ile davalı sürücü hakkında yargılama yapıldığını, ilgili dosya üzerinden keşif yapılarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalı …’ın asli kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin ise hiçbir kusurunun bulunmadığının belirlendiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davalı sürücü hakkında hapis cezası verildiğini, aynı zamanda müvekkilinin maddi ve manevi tazminat talepli olarak İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/516 E. Sayılı dosyası ile davalılara dava açtığını, dosyada bulunan bilirkişi raporuna göre de -taraflarınca kabul edilmemek kaydıyla- müvekkilinin %40 kusurlu olduğu tespit edildiğini, taraflarınca itiraz edildiğini, yapılan itirazlara rağmen yeni bir bilirkişiden rapor alınmadığını, eksiklikler ve çelişkiler giderilmeden dosyada bulunan bilirkişi raporu hükme esas alınarak hukuka aykırı bir karar verildiğini ve müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, itiraz edilmesine ve çelişkili iki rapor bulunmasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olup kararın bozulması gerektiğini, tarafların yargılaması olan/devam eden dosyalarında birbirinden farklı 2 adet rapor bulunduğundan ve çelişki giderilmeden verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığının İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/360 E. Sayılı dosyasında tespit edildiğini, müvekkilin kusuru bulunmadığından müvekkilinin hak kazandığı geçici iş göremezlik alacak kalemini 7.228 TL ve sürekli iş göremezlik alacak kalemini de 66.797,95 TL ıslah ederek toplamda 76.380,187 TL olarak talepte bulunulduğunu, alacak kalemlerinin yeniden hesaplanarak tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 28/04/2015 tarihinde, saat 19:40 sıralarında davalı sürücü …, yönetimindeki … plaka sayılı minibüs ile yerleşim yerinde gece vakti aydınlatma bulunan Kayışdağı Caddesini takiben Ataşehir Hal istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde orta refüj ile Y kavşak şeklinde ayrılan Kayışdağı Caddesine paralel Fevzi Paşa Caddesi istikametine gitmek istediği sırada aracının ön sağ kısımları ile istikametine göre sağ taraftan yola girerek geçiş yapmak isteyen yayaya yol üzerinde çarpması neticesi yaya …’ün yaralandığı dava konusu olayın meydana geldiği anlaşılmıştır.Kaza tespit tutanağında, sürücü …’ın 2918 Sayılı KTK’nın 52/1-a maddesini ihlal ettiği belirtilmiş olup, yayanın kusurlu olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Ceza Mahkemesinde yerinde keşif yapılarak alınan kusur raporunda davalı sürücü asli ve tam kusurlu bulunmuş, yayanın kusurlu olmadığı belirtilmiştir. Ceza Mahkemesi bu raporu esas almak sureti ile sanığın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiş karar bu hali ile kesinleşmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü %60 oranında davacı ise %40 kusurlu bulunmuş davacının rapora itiraz ettiği görülmüştür.Kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden hükme esas alınıp karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmamıştır.O halde mahkemece yapılması gereken ATK Trafik Kürsüsünden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan veya İTÜ Trafik kürsüsü bölümünde görevli akademisyenlerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan ya da Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/09/2023