Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/933 E. 2023/1496 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/933
KARAR NO: 2023/1496
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2016/606 Esas – 2021/211 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 13/04/2016 tarihinde … plaka sayılı motorsiklet sürücüsü … seyir halinde iken akaryakıt istasyonundan çıkarak yola katılmak isteyen … idaresindeki … plakalı kamyon ve kamyona takılı … plakalı römorka çarpmamak için kaçmak isterken römorka çarpması neticesinde yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü … kusurlu olduğunu ve aracın davalı sigorta şirketinden … sayılı poliçe ile sigortalı olduğunu, davalıya 04/05/2016 tarihinde başvuruda bulunduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirterek 1.000 TL işgücü kaybından doğan daimi maluliyet zararının başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince … plakalı aracı kasko sigortası ile sigortaladığını, sadece belgelendirilebilen maddi hasarları ve zararları teminat altına aldığını, kazanın müvekkili sigortalısı araç sürücüsünün değil davacının kusuru ile meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsüne kaza tespit tutanağında kusur verilmesini kabul etmediklerini, davacının maluliyet oranının ve kaza ile illiyet bağının ve ayrıca SGK tarafından bu kapsamda davacıya yapılmış bir ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının gerçek kazancı dikkate alınarak aktüeryal hesaplama yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından aldırılan kusur raporunun hatalı olduğunu hükme esas alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve kaza krokisi ile tamamen çelişkili ve hatalı şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna karşı itiraz edildiği ve çelişkinin giderilmesi talep edildiği halde mevcut rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, her ne kadar kusur bilirkişi raporuna kendilerine süresi içerisinde itiraz edilmişse de mahkeme tarafından itirazlarının reddedilerek, 16/03/2021 tarihli duruşmada davanın redine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin Mahkemece 12/04/2021 tarihli istinaf değerlendirme kararı ile de “Dava belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava açılmış olup, değer itibariyle kesin olduğundan istinaf talebinin reddine…” dair karar verilmiş, davacı vekilince bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili ek karara karşı verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak ve belirsiz alacak olarak huzurda açılan 1.000,00 TL tazminat talepli tazminat davasının tümden reddine karar verilmiş olup,istinafa konu dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden, istinaf dilekçesinin reddine ilişkin 12/04/2021 tarihli ek kararın kaldırılarak istinaf dilekçesi doğrultusunda hatalı ve hukuka aykırı İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/606 Esas sayılı dosyasından verilen 2021/211 sayılı ve 16/03/2021 tarihli kararının kaldırılmasına ve neticede esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın tümüyle kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 13.04.2016 tarihinde sürücü … yönetiminde yol kenarında bulunan yakıt istasyonundan yola katılan, davalı şirkete sigortalı … plakalı kamyon ve kamyona bağlı … plakalı yarı römorkun arka kısmına yolda davacı sürücü … yönetiminde seyir halinde olan … plakalı motosikletin çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsü olan davacının yaralandığı anlaşılmıştır.Dava dilekçesi fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının davalı şirkete başvuru tarihi olan 04.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile ödenmesi istemi ile açılmıştır.İlk Derece Mahkemesince sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açıldığına ve ıslah dilekçesi sunulmadığına göre dava değerinin kesin olarak belirlendiğinden bahsedilemeyeceğinden verilen karara karşı istinaf yasa yolu açıktır. Bu nedenle istinaf talebinin ek karar ile reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf talebi yerinde görülmüştür. Kaza Tespit Tutanağında hem davacı hem de dava dışı sürücüye kusur izafe edildiği halde Mahkemece alınan kusur raporunda ise trafik kazasının meydana gelmesinde kusurun tamamen davacı sürücüde olduğuna dair belirleme yapılmıştır. Aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan resmi mercilerce düzenlenmiş kaza tespit tutanağı ile kusur bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğundan ATK Trafik İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin otomotiv kürsüsünden seçilecek üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınarak çelişkinin giderilmesi gerekirken çelişki giderilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/09/2023