Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/908 E. 2023/1224 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/908
KARAR NO: 2023/1224
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
NUMARASI: 2018/902 Esas – 2021/142 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/01/2016 tarihinde dava dışı sigortalı … A.Ş ye ait …’ın sevk ve idaresinde ki … plakalı araca seyir halindeyken … plakalı çekicinin çarpmasından dolayı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği ve kazadan sonra çarpan aracın olay yerinden uzaklaştığını, müvekkilinin sigortalı araçta oluşan hasar bedelini … A.Ş.’ye ödediğini, kazanın oluşumunda davalının tam kusurlu olduğunu, işbu zararın rücuen tazmini için Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel hükümlere göre alacak davası açma zaruretinin hasıl olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.602,23 TL nin ödeme tarihinden itibaren avans faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın 29/01/2016 tarihinde meydana gelmesi ve davanın 25/09/2018 tarihinde açılması nedeniyle davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, 6098 sayılı TBK 72 maddesi ve KTK 109 maddesine göre davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu rücuen tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı hakkında 29.11.2016 tarihinde Büyükçekmece … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında 8.602,23 TL asıl alacak için icra takibi başlatıldığını, icra takibinin açılmış olduğu 29.11.2016 tarihinde 8.602,23 TL için zamanaşımı kesildiğini, işbu davanın 25.09.2018 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ikame edildiğini, zamanaşımının dolmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre kazaya kusuruyla sebebiyet verdiği iddia edilen aracın işleteninden rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince KTK’nın 109. maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay’ın 17.01.1972 gün ve 1970/2 Esas 1972/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, bu tür rücu davalarında, sigortacının tabi olduğu zamanaşımının, sigorta ettirenin aynı zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir. Dolayısıyla sigortacı, sigorta ettiren bakımından işlemeye başlayan zamanaşımı süresinden geriye kalan süre içinde rücu davasını açmak durumunda olup, sigortalısına yaptığı ödeme ile zamanaşımı kesilmez ve kendisi için yeni baştan işlemeye başlamaz. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” TBK’nın 154. maddesi zamanaşımını kesen haller sayılmıştır. Hükme göre, borçlunun borcunu ikrar etmesi, faiz ödemesi, kısmi ifada bulunması, rehin vermesi veya kefil göstermesi, alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme veya mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması ve iflas masasına başvurması hallerinde zamanaşımı kesilir. Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre başlar. Aynı Kanun’un 156. maddesi, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemeye başlayacağını, 157/1. maddesine göre de dava ve def’i yolu ile kesilen zamanaşımının dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hakimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/17-855 E. – 2020/1001 K. sayılı kararı). Somut olayda, maddi hasarlı trafik kazası 29/01/2016 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı kasko sigorta şirketi tarafından kasko sigortalı aracın onarım bedeli onarımı yapın … A.Ş.’ye ödenmiş (fatura dosyada bulunmakla birlikte ödeme belgesi görülememiştir) eldeki dava ise 25/09/2018 tarihinde açılmıştır. Ancak davalı vekilinin cevap dilekçesi ile süresinde zamanaşımı itirazında bulunması karşısında davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davalılar hakkında davaya konu kazaya ilişkin olarak 29/11/2016 tarihinde icra takibini başlattığını beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince ödeme belgesi ile icra dosyası getirtilmeden karar verilmiştir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince ödeme belgesi ve ilgili icra dosyası getirtilerek takip tarihi, ödeme emri tebliğ tarihi ve yine takibe ilişkin her işlem denetlenerek zamanaşımını kesecek nitelikte bir icra takip işlemi olup olmadığı, işlem tarihinden itibaren yeniden başlayan zamanaşımı süresine göre eldeki davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılıp açılmadığı değerlendirilerek sonucuna göre zamanaşımı defi hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023