Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/874 E. 2021/1449 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/874
KARAR NO: 2021/1449
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2015/709 Esas 2020/546 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkili sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı belirterek bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, öncelikle kusur durumu tespiti gerektiğini, davacının başvurusu üzerine ödeme yapıldığını, hükmedilmesi gereken faiz yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca 20/10/2020 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tensiple kararlaştırılan ve bekletme dilekçesinde bildirilen saatlerde duruşma salonu önünde hazır bulunarak asılı bulunan ve mübaşirin kendi takibi için kullandığı duruşma listelerine işaret bırakarak mübaşire davacı vekili olarak hazır olduğunu bir çok defa bildirdiğini ve bekleneceği konusunda teyit aldığını, mahkemenin duruşma, bekletme saati ve sonrasında hazır olmadığı yönündeki tespitin isabetsiz olduğunu, taraflarınca tutulan zapta mahkeme mübaşirinin imzasının bulunmasından imtina edildiğini ve mübaşirin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, davacı olduğu 2015 esaslı dosyanın takipsiz bırakılamayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dosya kapsamından, 22/02/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı için geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, davanın 02/10/2015 tarihinde açıldığı, HMK’nın 118. maddesine göre yazılı usule tabi olduğu belirtilerek yargılamaya başlandığı, delillerin toplanmasına devam edildiği, 03/10/2019 tarihli celsede davacı vekilince verilen mazeret dilekçesi usule uygun bulunmayarak kabul edilmediği ve dosyanın 1. kez HMK’nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı, davacı vekilininin 05/10/2019 tarihli yenileme talebi ile yenileme tensip tutanağı düzenlendiği ve yeniden yargılamaya başlandığı, 17/03/2020 tarihine verilen duruşmanın corona tedbirleri kapsamında ertelendiği, taraf vekillerine 09/06/2020 tarihli duruşma gününü bildirir tebliğ yapıldığı ancak bu tarihde de erteleme nedeniyle duruşma yapılamadığı, taraf vekillerine 20/10/2020 tarihinde saat 11.10 itibariyle duruşma yapılacağına ilişkin duruşma gününü bildirir tebliğ yapıldığı, davacı vekili tarafından uyap üzerinden 19/10/2020 tarihinde duruşma saatinin 11.35’e alınması için bekletme dilekçesi verildiği, duruşmaya gecikmeli olarak katılacakları hususunun belirtildiği; 20/10/2020 tarihli celsede saat 12.57,45 itibari ile duruşmaya başlandığı, erteleme dilekçesinde belirtilen saat itibari ile davacı tarafça davayı takip için gelen olmadığı belirtilerek 2. kez HMK’nın 150 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, aynı gün duruşmadan sonra davacı vekilince yazılı beyanda bulunularak verilen kararın hatalı olduğu yeniden değerlendirme yapılarak yeniden celse açılması talep edilmiş, mahkemece aynı gün yapılan değerlendirmede; “1-Davacı vekili Av. …’ın celsenin yeniden açılması talebinin; davacı vekili Av. …’un 19/10/2020 tarihli duruşmanın 11:35 e bırakılmasına dair bekletme dilekçesi sunduğu, 11:35 de hazır olunmaması halinde tam gün mazeretli sayılacağına dair mazeretinin bulunmadığı, davacı vekili tarafından yetki belgesi ile yetkilendirilen Av. …’ın mahkememiz nezdindeki duruşma gün ve saatinde hazır olmadığı, dosyanın başka bir güne ertelenmesi yönünde mazeret de bildirmediği anlaşılmakla reddine, 2-Mahkememizin 20/10/2020 tarihli celsesi ile davacı tarafça takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ise de dosya üzerinden yapılan incelemede, dosyanın 03/10/2019 tarihli celsede HMK’nın 150. maddesine göre işlemden kaldırıldığı, davacı vekili tarafından yenilenmesi üzerine davanın kaldığı yerden devamına karar verildiği, davacı vekili tarafından 20/10/2020 tarihli celsenin mazeretsiz olarak takip edilmediğinden dosyanın HMK 150. maddesine göre işlemden kaldırıldığı, 20/10/2020 tarihli celse ile HMK 150. maddesine göre işlemden kaldırmanın 2. kez olduğu yargılaması yapılan dosyanın basit yargılamaya tabi olduğu, HMK 150/6. maddesine istinaden “işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz, aksi halde dava açılmamış sayılır.” hükmü gereği davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde gerekçeli karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan hukuki sebeplerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı vekilinin 19/10/2020 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinin duruşma saatinin 11.35’e alınması için bekletme talebi içermesine, açıkça mazeret de belirterek ( ve ayrıca belgelendirerek) duruşmanın başka bir güne ertelenmesi için mazeret talebini içermemesine, mahkemece dilekçede belirtilen (saat 11.35) saat dahi geçtikten sonra dahi duruşmaya başlanmasına (saat 12.57,45 itibariyle) rağmen davacı vekilinin hazır olmaması göre olmayan mazeret talebi ile ilgili kabul yada ret kararı da verilmesi mümkün olamayacağından İlk Derece Mahkemesince davacı vekili hazır olmadığından dosyanın işlemden kaldırılmasına ve akabinde basit yargılamaya tabii davada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebi yerinde değildir (Benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5327 Esas ve 2021/5371 Karar sayılı kararı). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/09/2021