Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/855 E. 2021/1457 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/855
KARAR NO: 2021/1457
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI: 2020/186 Esas – 2021/53 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın 28/12/2014 tarihinde davacı yayaya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazadan 4 saat sonra alınan kan numunesi yoluyla yapılan tahlilde 3 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, aradan geçen süre dikkate alındığında sürücünün olay yerini alkollü olduğunun tespit edilmesini önleme amaçlı terk ettiğinin anlaşıldığını, aracın kaza tarihinde davalı … Ltd. Şti. adına kayıt ve tescilli olduğundan işleten sıfatıyla 2918 sayılı yasa gereğince ortaya çıkan zarardan araç malikinin de sorumluğu olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.nin ZMMS nedeniyle sorumlu olduğunu, davacının olay nedeniyle sol ayak tarak kemiklerinin kırıldığını, platin ve vidalar takıldığını, halen de tedavisinin devam ettiğini, normal hayat aktivitelerini (yürüme, merdiven çıkma) ifa edemez hale geldiğini belirterek 30.000,00 TL manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen, ileride arttırılmak üzere 5.000,00 TL maddi tazminatın ise olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, kusur yönünden rapor alınması gerektiğini ve davacının maddi zararının ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …Ltd. Şti. ve … cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının maddi tazminat talebinin sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin subut bulmadığından reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı sürücü …’nın, çarpma sonrası olay yerini terk ettiğini ve 4,5 saat sonra yapılan kan testinde alkollü olduğunun belirlendiğini, verdiği ifadede olayın farkında olmadığını belirttiğini, davalı sürücünün alkollü olduğundan yol çizgisinin ortasında değil kaldırıma yakın seyrettiğini, bu haliyle ve aracının fren tertibatına basacak dikkat ve özeni göstermeden davrandığı için kusurlu olduğunu, itirazları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu’ ndan kusura ilişkin rapor alması gerektiğini, tüm kusurun davacı olduğunun kabulü ile verilen red kararının doğru olmadığını, gerekçeli kararda reddedilen maddi-manevi tazminat yönünden ayrı ayrı davalı vekiline vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, AAÜT göre tazminatın tamamı için red halinde tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalı sürücünün kusuru olmasına rağmen davanın tamamen reddinin isabetsiz olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava yaralamalı trafik kazasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 28/12/2014 tarihinde davalı …’nın maliki ve sürücüsü olduğu, diğer davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, yaya olan davacı …’e çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemiz 2018/653 E., 2020/342 K. sayılı kararı ile “… ceza soruşturması sırasında alınan kusur raporu ile mahkemece alınan ilk bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğundan bu çelişkinin giderilmesi için ATK Trafik Kürsüsü, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek (içinde nörolog da bulunan) uzman bilirkişi kurulundan kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderilecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonucuna gidilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre maddi ve manevi tazminat talepleri ayrı ayrı dava ve talepler olup İlk Derece Mahkemesince reddedilen maddi ve manevi tazminat davaları için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur.” gerekçesiyle, kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yargılamaya devam olunarak kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesine yönelik olarak, talimat yolu ile İTÜ Karayolları Kürsüsünden 3 kişilik (1 Nörolog bilirkişinin olduğu) heyetten rapor alınmış, 3 kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen ayrıntılı, gerekçeli ve karar vermeye elverişli 26/10/2020 tarihli rapor ile davacı yayanın yaya kaldırımından kontrolsüz bir şekilde taşıt yoluna girmiş olduğu, bu surette motorlu araçların ilk geçiş hakkını ihlal ettiği gibi kendi can güvenliğini de tehlikeye attığını, davacı yaya …’in hatalı davranışının birinci derecede ve tam %100 oranında etkili bulunduğu, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı otomobilin sürücüsü davalı …’nın etkili kural ihlali bulunmadığı, kazanın sürücüsünün münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleşmediği mütalaa edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle içlerinde nöroloji uzmanı bilirkişinin de bulunduğu kusur bilirkişi heyeti raporunda, davalının kusurunun bulunmadığı ve kazanın da münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediğinin tespit edilmiş olmasına göre, Mahkemece 26/10/2020 tarihli kusur raporunda belirlenen kusur oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına; yine AAÜT’nin 10/4.maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat davaları için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık olmamasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/09/2021