Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/851 E. 2023/234 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/851
KARAR NO: 2023/234
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2015/1134 Esas – 2020/815 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … Sigorta Şirketi’ne zorunlu ferdi koltuk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın 23/12/2009 tarihinde aracın devrilmesi ile sonuçlanan kazada yolcu olan müvekkilinin ağır yaralandığını, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar bir yolcu taşıma poliçesi bulunmadığından davalı …’na da husumet yöneltilmiş olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL kalıcı maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … ve davalı …. Sigorta Şirketi’nden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 150.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 17/04/2009-2010 vadeli Servis Araçları Koltuk Ferdi Kaza Poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalandığını, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 20. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayın 23/12/2009 tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle davacının talep hakkının zamanaşımına uğramış olduğunu, uzamış ceza zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, temerrüt süresinin dava tarihinden itibaren değil, delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkil şirkete tebliğ tarihinden itibaren başladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın 23/12/2009 tarihinde gerçekleştiğini zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın dava konusu kazayı kapsar şekilde 05/06/2009-2010 tarihleri arasında ZMSS Poliçesi ile davalı … Sigorta Şirketinde sigortalı olduğunu, söz konusu poliçenin varlığı nedeniyle …’nın sorumluluğunun söz konusu olmadığını ve müvekkili kurum aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, dava konusu olay kapsamında trafik sigortasından değerlendirme yapılarak ödeme de yapıldığından Taşımacılık Sigortasının devreye girmeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, Davalı … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine; 150.000,00 TL iş göremezlik tazminatının, dava tarihi olan 25/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den ( kaza tarihi olan 2009 yılı poliçe limiti dahilinde) alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza yolcu taşıması sırasında meydana geldiğinden davacının zararının öncelikle, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasından karşılanması gerektiğini, karayolu taşıması sırasında yolculara yönelik olarak meydana gelen zararlarda sigortacılar açısından, müteselsil değil, sıralı sorumluluğun öngörüldüğünü, dolayısıyla zarar görenlerin dilediği sigortacıya başvurma hakkı bulunmadığını, kanunda öngörülen sisteme göre, meydana gelen zararların öncelikle taşımacılık sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğini, davaya konu kazanın iş kazası olduğunu, bu çerçevede, 5510 sayılı kanun 18. ve 21. maddeleri gereği, geçici iş göremezlik ödemesinin, hastalık ödemesi ve sürekli iş göremezlik nedeniyle iş kazası sonucu bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, iş kazası sonucu vefat halinde kısa vadeli sigorta kolundan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri rücuya tabi ödeme ve gelirler olduğundan Sosyal Güvenlik Kurumuna yazı yazılarak geride kalan hak sahiplerine ödeme yahut gelir bağlanıp bağlanmadığı, rücuya tabi olup olmadığının sorulması gerektiğini, olay iş kazası teşkil ediyorsa iş kazası tahkikatı ve bildirimi yapılıp yapılmadığı incelenerek, davacıya gerekirse bu hususta süre verilmesi ve bağlanacak gelirin tespitinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, aksi halde, davacıya müvekkili şirketten tazminat ödendiği gibi Sosyal Güvenlik Kurumlarınca da aynı zarara ilişkin ödeme yapılmakta ve SGK mevzuatı gereği taraflarına rücu edildiğini, bu halde müvekkili şirketin aynı zarar nedeniyle mükerrer ödeme yapmak durumunda kaldığını, ayrıca davacının yolcu olmasının zararın meydana gelmesi veya artmasında kusurunun olmadığı anlamına gelmeyeceğini, davacı yanın müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini ve asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, rapor hesap tarihi itibariyle güncel değerler üzerinden tazminat hesabı yapıldığından davacı tarafın faiz talebinin yersiz olduğunu, ancak rapora göre hesap tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 23/12/2009 tarihinde sürücü … yönetiminde İstanbul yönüne seyir halindeki … plakalı otobüsün seyir yönüne göre yolun solunda bulunan bariyerlere çarparak orta refüj üzerine devrilmesi sonucu tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde, davalı … Sigorta Şirketi’ne zorunlu ferdi koltuk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın kaza tarihini kapsar bir yolcu taşıma poliçesi bulunmadığından davalı Güvence Hesabı’na da husumet yöneltilmiş olduğunun belirtildiği ve davacı vekilinin 31/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile … plakalı araç için davalı … Sigorta Şirketi nezdinde bulunan 05/06/2009/2010 tarihli ZMMS poliçesine dayanılarak davanın değerinin 150.000,00 TL’ye yükseltildiği görülmüştür. 4925 sayılı yasa hükümleri ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarındaki tanımlara göre, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu için öncelikle şehirlerarası veya uluslararası bir taşımanın mevcut olmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır.Davaya konu kazayı yapan aracın, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin bulunmadığı dosya kapsamıyla sabit ise de somut olayda kazanın, servis aracı ile yapılan il içi taşıma esnasında meydana geldiği anlaşıldığından, 4925 sayılı yasa ve Genel şartlar gereğince Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma mecburiyeti bulunmadığından davacı aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (ZMMS’sine) karşı da dava açabileceği kabul edilmiştir (Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2019/4919 Esas ve 2020/162 Karar sayılı kararı). Kaza tek taraflı olarak meydana gelmiş olup davacı araçta yolcudur. Davacının kazanın meydana gelmesinde kusurundan söz edilemeyeceğine göre davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazı; yine kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir belirleme bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusura yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Faizin başlangıç tarihine yönelik istinafı değerlendirildiğinde; dava tarihinden önce davacı tarafça davalıya herhangi bir başvuru yapılmadığına göre faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun ve malul olan davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas ve 2019/12325 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, SGK ve işyeri kayıtları incelenmeksizin, dava dilekçesi ekinde sunulan belge ve kayıtlara dayanılarak belirlenen ücret esas alınarak tazminat hesaplanması yapılması ile kaza trafik iş kazası olduğundan davacıya SGK tarafından iş kazası nedeni ile sürekli ve geçici iş göremezlik geliri bağlanıp bağlanmadığı, bağlandı ise ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi olup olmadığının saptanması gerekli olup olmadığı konusunda yazı yazılarak sonucuna göre karar verilmemiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2023