Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/840 E. 2023/1493 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/840
KARAR NO: 2023/1493
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2016/614 Esas – 2020/529 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 29.10.2014 tarihinde karışmış bulunduğu kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve kalıcı şekilde sakatlandığını, söz konusu kazada müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanaklarında görüleceği üzere tüm kusurun davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan araçta olduğunu, ilgili şirketin poliçe limiti kapsamında maluliyete istinaden maluliyet teminatının tamamından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri teminatı için tedavi gideri teminatının tamamından sorumlu olduğunu, dava konusu kazaya konu aracın davalı … Şirketi’ne kasko sigortalı olup, sigorta şirketinin ferdi kaza teminatı ile sorumlu olduğunu, bununla beraber sigorta şirketinin ihtiyari mali mesuliyet teminatının varlığı durumunda talebinin trafik teminatını aşan kısmından ve taraflarınca bilinmemekle birlikte manevi tazminatın İMM dahilinde olması halinde manevi tazminat talebinden de sorumlu olacağını, davaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek şimdilik meslekte kazanma gücü ve efor kaybı için 600 TL, bakıcı gideri için 200 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için 200 TL olmak üzere toplamda 1000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari temerrüt avans faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki dava dışı … adına tescilli … plakalı araç için müvekkili şirketçe 24.07.2014 – 24.07.2015 tarihleri arasında ZMSS Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, şirketleri tarafından 1.761,66TL ödendiğinden bakiye sorumluluklarının 266.238,34 TL olduğunu, davacının dilekçesinde belirttikleri talepleri kabul etmediklerini, sigortalı aracı idare etmekte olan kişinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun varlığı ve oranının doğru olarak saptanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen kaza tarihi ve plaka dikkate alınarak sistem kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen… plakalı araca ait, vadesi kaza tarihini kapsayan ZMSS Poliçesi tespit edilemediğini, davacının maluliyet tazminatı taleplerinin Zornlu Mali Mesuliyet Sigortası teminatı kapsamında olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın ZMM Sigorta Poliçesi … A.Ş. nezdinde düzenlenmiş olup, şu halde müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu doğmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın davalı … Şirketi yönünden reddine; davanın davalı … Şirketi yönünden kısmen kabulü ile; 120,00 TL sair tedavi giderinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı … alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumunca verilen üç haftalık iş göremezlik raporuna karşılık takdir edilen tedavi giderinin oldukça eksik ve haksız olduğunu, hükme dayanak olan kusur ve aktüer raporuna itirazları değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini, bilirkişi heyetince kusur yönünden yapılan değerlendirmede kök rapordaki değerlendirmelerinde ısrar edilmiş olup itirazlarının bilimsel yöntemlerle tartışılmadığını, arkadan vuran aracın önündeki aracı görmemesi yasaya uygunluk sayılamayacağı gibi asli kusurlu haller arasında olduğunu, bunun yanında kazanın hangi vakitte olduğunun önemi olmadığı gibi her araç sürücüsü güvenli mesafede görüş sağladığı ölçü ve hızda seyretmek, eğer şartları el vermiyorsa yavaşlamak ya da durmak zorunda olduğunu, tedavi giderleri yönünden de refakatçi giderlerinin hesaplamaya dahil edilmediğini, müvekkilinin tedavisi boyunca en az bir kişinin refakatine ihtiyaç duyduğunu, davalının yemek ve yol giderlerine bağlı maddi tazminat taleplerinin dikkate alınmadığını, davacının 18.05.2018 tarihinde kurulda yapılan muayenesinde üst ve alt ön 2’şer dişinin kırıldığı, kaplama yapıldığı, dikkati sürdürme ve kısa süreli geri getirme becerisi ile ilişkili kısa süreli hikaye belleğinin vasat, kişinin kısa süreli mekansal bellek fonksiyonlarının yetersiz, kırıntı düzeyde adlandırma güçlüğü olduğu ileri sürülmüş olmasına rağmen ve Tokat Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilmiş 29.04.2015 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda %10 oranında maluliyet durum tespiti yapılmışken, Kurul’un maluliyet tayinine mahal olmadığı kanaatinin hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, davalı … A.Ş’nin kazaya sebebiyet veren aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinin davalı şirket nezdinde bulunmadığını ileri sürerek tazminat taleplerinde sorumluluğu bulunmadığını iddia etmişse de buna yönelik ileri sürülen kazanın meydana gelmesine sebep olan aracın davalı sigorta şirketine kasko sigortalı olup sigorta şirketi ferdi kaza teminatı ile sorumlu olduğunu, davalı … Sigorta şirketinin İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası varlığı halinde taleplerinin trafik teminatını aşan kısmından ve tarafından bilinememekle beraber manevi tazminatın İMM dahilinde sorumlu olacağını, davalının husumet yönünden reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 29.10.2014 tarihinde davacı … yönetimindeki … plaka sayılı tarım traktörü ve arkasında aydınlatma sistemi bulunmayan römork ile Tokat yönünden Sivas yönünde seyri esnasında arkasından aynı yönde hareket halinde olan sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı çekicinin aracın sağ ön kesimiyle römorkun sol arkasına çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.Kaza tespit tutanağında olayın 29.10.2014 günü saat 23:00 sıralarında Tokat- Sivas karayolunun 42. kilometresinde meydana geldiği yazılmış, … plaka sayılı traktör sürücüsü … aydınlatma sistemi bulunmadığından kusur verildiği, … plaka sayılı çekici sürücüne ise araç hızı nedeniyle kusur verildiği görülmüştür. Davacının resmi mercilerce düzenlenmiş kaza tespit tutanağının aksini gösteren delil ibraz edemediği, dosya kapsamına göre kazanın 29.10.2014 tarihinde tarihinde saat 23.00’de (gece) aydınlatma olmayan karayolunda meydana geldiği, davacı tarafa ait traktörün arkasında römork takılı olduğu, römorkta çakar lamba, reflektör gibi aydınlatma bulunmadığı, davalı sigortalı araç sürücüsünün yönetimindeki çekici ile seyrederken aracının ön kısmıyla önünde seyreden davacı tarafa ait römorkun arka kısmına çarpması ile meydana geldiği anlaşıldığına göre hükme esas alınan bilirkişi raporunda “… traktör sürücüsünün arkasında ışık donanımı bulunmayan römorklu traktörü ile havanın kararmasından itibaren karayoluna çıkması yasak olduğu halde sürücünün belirlenen kurallara aykırı davranışla trafik güvenliğini tehlikeye atarak gece vakti karayoluna çıktığı, taşıt yolunun sağında 4 m genişliğinde banket olduğu halde genişliği 2 metreyi geçmeyen traktör ve arkasındaki römorkun 2/3 taşıt yolu içinde olacak şekilde hareket ettiği kaza krokisinden anlaşılmıştır. Davacı traktör sürücüsünün gece vakti ışık donanımı olmayan römork takılı iken arkadan gelen araç sürücülerinin römorku görmeleri mümkün olamayacağından, KTK’nun 30 maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 126 maddelerine aykırı davranışının olayın meydana gelmesinde önemli etken olduğu anlaşılmıştır. Zira ışık donanımı ve reflektörleri olmayan römork üzeri yüklenen odunları nedeniyle arkadan gelen araç sürücülerinin römorku ve traktörü görmeleri mümkün olmayacağından öndeki taşıtla kendi aracı arasında güvenli takip mesafesi bırakması ve aracını güvenle sevk ve idare etmesine engel olduğu gibi banketi de kullanmaması nedeniyle meydana gelen bu olayda asli kusurlu olduğu; … plakalı çekici sürücüsü … ise gece vakti gidişe ayrılmış iki şeritli ve aydınlatması olmayan ve Azami Hız Limitinin 50 Km/s olduğu karayolunda hareket halinde iken ön ilerisinde taşıt yolunun sağ kenarını yaklaşık 120 cm kadar işgal etmiş halde hareket halindeki aydınlatma ve reflektörleri olmayan traktör ve römorku olmasına rağmen traktörün arka farı denen aydınlatma sistemini görmesi mümkün olabileceği ve hız limitine uygun olarak gitmiş olması halinde fren önlemi ve direksiyonu hafif sola kırarak olayı önlemesi mümkün olduğu halde belirtilen kurala aykırı davranışı, dikkatsiz ve tedbirsizliği nedeniyle önleyemediği olayda tali kusurlu olduğu” yönündeki değerlendirmenin kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.ATK 2. İhtisas Dairesince davacının ilgili tüm birimlerde muayenesi yaptırılarak hazırlanan maluliyet raporu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hazırlanmıştır. Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre ” Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali” olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60’ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Yine Yönetmeliğin 23.maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetveller ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır. Sonuç olarak davacının maluliyetinin %60’ın altında olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlenmiş olmasına usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca Tokat Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilmiş 29.04.2015 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda %10 oranında maluliyet durum tespiti yapılmış ise de hangi yönetmelik uygulanarak hazırlandığı belirtilmemiş olduğu gibi bu tarihten sonra gerekli muayeneler yapılarak ve tüm tedavi belgeleri incelenerek hazırlanan ATK maluliyet raporunda konuşma bozukluğu olmadığının açıkça belirtildiği görülmekle raporlar arası çelişkiden de bahsedilemeyeceğinden maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır.Davacının SGK tarafından karşılanmayan 3 haftalık geçici iş göremezlik süresinde yaptığını iddia ettiği belgesiz diğer tedavi giderlerine dayanak belgeleri sunmadığı gibi tek tek dava dilekçesinde de açıklamamış olmasına göre doktor bilirkişi tarafından dosya kapsamına göre yapılan belirlenen tedavi giderinden fazlasına; doktor bilirkişi tarafından davacının bakıcı ihtiyacı bulunmadığının belirlenmiş olmasına göre geçici bakıcı giderine; davalı ZMMS sigortacısı zaten geçici iş göremezlik tazminatını ödediğinden geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Davalı … A.Ş. İMMS sigortacısı olup ZMMS poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacaktır. Somut uyuşmazlıkta ZMMS limiti aşılmadığı gibi dava dilekçesinde sonuç talepler içinde manevi tazminat talep edilmediğinden davalı …A.Ş. bakımından davanın husumet bulunmadığından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/09/2023