Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/829 E. 2021/1168 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/829
KARAR NO: 2021/1168
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI : 2020/733 Esas – 2021/185 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müteveffa oğlu …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın aşırı hız, dikkatsizlik ve tedbirsizlik ile yoldan çıktığını, müvekkilin de içinde bulunduğu … plakalı askeri araca çarpması sonucu 23/01/2009 tarihli kazanın meydana geldiğini, kaza dolayısıyla yüklü miktarda tedavi masrafı yapıldığını, yüzünde kalıcı iz oluştuğunu, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde 31 şaşında Jandarma Uzman Çavuş olarak çalıştığını, ailesinin geçimini işinden kazandığı gelir ile sağladığını belirterek iş ve kazanç kaybından kaynaklanan zararlar için 2.500 TL (SGK hariç), geçici ve kalıcı işgücü kaybı tazminatı için 2.500 TL (SGK hariç) tedavi vb. giderler için 5.000 TL (… AŞ hariç) manevi tazminat olarak 10.000 TL (sadece davalı …’dan) tahsilini talep etmiş, 18.12.2017 tarihli dilekçesi ile talebini 29.233,31 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermemek maksadı ile SGK’dan davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığının öğrenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin oğlunun vefatı ile desteğinden yoksun kaldığını, oğlunun kullandığı … plakalı araca … plakalı askeri aracın çarptığını, duble yol diye tarif edilen yolun çelik bariyerinin olmamasının aracın karşı şeride geçmesine sebep olduğunu, … plakalı aracın … AŞ nezdinde tanzim edilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında olduğunu, poliçe teminat limitinin 50.000 TL olduğunu, söz konusu davanın rücuya konu olması sebebiyle ilgili sigorta şirketine ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı SGK vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile yapılan düzenleme ile 2918 sayılı KTK’nun 98. maddesinde yapılan değişiklik ile trafik kazalarında kişinin sigortalı olup olmadığına bakılmaksızın tüm sağlık giderlerinin SGK tarafından sağlık uygulama tebliği hükümlerine göre karşılanacağının düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın davalı SGK ve … A.Ş. yönünden kesinleştiği anlaşılmakla bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Davanın davalı … yönünden manevi tazminat davası açısından kesinleştiği anlaşılmakla bu talep yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 29.233,31 TL maddi tazminatın 23/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ve Sosyal Güvenlik Kurumu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının 18/12/2017 tarihli dilekçesi ile açık ve net olarak davasını ıslah ettiğini, bu dilekçenin HMK 107. maddesine uygun olarak kaleme alınmış bir talep içermediğini, davacının bu dilekçede açık ve net olarak talebini “HMK 107/2 maddesine uygun olarak dava bedelini ….ne yükseltiyoruz” şeklinde bir ifade kullanması gerektiğini, davacının ıslah usuli işlemi yapmış olduğunu, bu bakımdan ıslah edilen maddi tazminat miktarı yönünden davanın zamanaşımına uğramış olup, ıslah edilen kısım için zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalıların birden fazla olduğu hallerde hakkındaki hüküm kanun yoluna başvurulmayan davalı yönünden ilk hükmün kesinleştiğini, infazda karışıklığa neden olunmaması için sonraki kararda önceki kesinleşen hüküm bölümü de yazılarak infazda tekerrür oluşturmayacak biçimde karar verilmesi gerektiğini ayrıca kararda Kurumun değil, Sağlık Bakanlığı’ nın davalı taraf olarak gösterilmiş olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı … vekilinin istinaf başvurusu açısından;Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 04/11/2020 tarih ve 2018/3402 Esas 2020/3826 Karar sayılı kararı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ” … Davacı HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiş, zararını gelişen durum nedeniyle 12/09/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiştir. Davalı … vekili tarafından ıslah zamanaşımı defiinde bulunulmuş ve mahkemece ıslah zamanaşımının dolduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez. Bu durumda mahkemece zamanaşımının dolmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda istinaf eden davalı vekilinin ıslah ve zamanaşımına ilişkin istinaf sebepleri, dairemizin önceki kararı doğrultusunda tartışılıp değerlendirilerek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin emsal kararları doğrultusunda belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil tüm dava için kesildiğinden artırım dilekçesinin verildiği tarih itibariyle zamanaşımın dolduğundan bahsedilemeyeceğinden yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı istinaf talepleri yerinde değildir.Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin istinaf başvurusu açısından;Açıklandığı üzere, daha önce İlk Derece Mahkemesi’ nce, 2015/866 E. 2018/420 K. no ile yapılan yargılama sonunda 11/04/2018 tarihli ilam ile; “1-Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 2-davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı açısından davasının 2.500 TL yönünden kabulü ile 2.500 TL’ye kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalı …’dan tahsiline, ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 7.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline,… 4-Davacının davasının davalı SGK yönünden Reddine,” yönelik karar verilmiştir. Verilen karar davacı vekili ve davalı … vekilince istinaf edilmiş, dairemiz 2018/3402 E. 2020/3826 K. nolu 03/11/2020 tarihli ilamı ile özetle; “HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez.” gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmıştır.Dosya kapsamı, mahkemece uyulan istinaf kararı gereğince; daha önce istinafa konu edilmeyen yada istinafa konu edilip istinaf kapsamı dışında bırakıldığı için kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre, sonraki kararda önceki kesinleşen hüküm bölümünün de (aynen) yazılmamış olmasında, diğer bir ifadeyle “Davanın davalı SGK ve … A.Ş. yönünden kesinleştiği anlaşılmakla bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm tesisinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/10/2018 tarih, 2015/9746 E. ve 2018/8976 K. sayılı, 25.11.2015 tarih, 2015/10559 E. ve 2015/12720 K. sayılı kararlarında, benzer yönde kurulan hükümler de bozma konusu yapılmamış olup, davalı vekilinin infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulduğuna yönelik istinaf talebi yerinde değildir.Dava SGK Başkanlığı aleyhine açılmış olup, daha önceki hüküm de bu şekilde oluşturulmuş olmakla beraber, istinafa konu karar başlığında davalı olarak Sağlık Bakanlığı’nın gösterilmesi doğru olmamıştır. Bu hususa yönelik istinaf talebi yerindedir. Ancak, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceğinden, karar başlığında yapılan bu “maddi hata” niteliğindeki eksiklik, mahallinde mahkemece giderilebilir nitelikte olduğundan kararın bu açıdan eleştirilmesi ile yetinilmiştir.Bu nedenlerle; davalı … vekili ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekili ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a)Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.996,93 TL harçtan peşin alınan 500,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.496,93 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b)Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/06/2021