Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/826 E. 2023/421 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/826
KARAR NO: 2023/421
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/09/2020
NUMARASI: 2015/1060 Esas – 2020/372 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.09.2015 tarihinde müteveffa muris…’ün de yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortalı, .. sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sigortasız … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen ölümlü trafik kazası neticesinde destek …’ün vefat ettiğini, trafik tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu diğer araç sürücüsü …’nın ise tali kusurlu olduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 16 babasının 43 annesinin ise 39 yaşında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile … ve … için … plakalı araç sürücüsü …’ın kusuru nispetinde … Sigorta A.Ş’den ve …’nın kusuru nedeniyle de …ndan 2.500,00’er TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan araç sürücülerinin kazanın oluşumunda kusurunun tespiti gerektiğini, müteveffa emniyet kemeri takmamış ise tazminattan indirim yapılmasını, müvekkilinin sadece sigorta poliçesi bulunmayan araç sahibinin sebebiyet verdiği bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde sürücü …’ın ehliyetsiz olduğunu, müteveffanın bunu bilerek araca bindiğini bu sebeple talep edilen zararın meydana gelmesinde kendi kusurunun bulunduğunu, müteveffa emniyet kemeri takmayarak kendisi için gerekli olan emniyet tedbirlerini almadığını, murisin ölümüyle birlikte yoksun kalınan gerçek destek miktarının uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı Güvence Hesabı yönünden açılan davanın, pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, Davalı … Sigorta A.Ş yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile; Davacı … yönünden 79.874,28 TL’nin dava tarihi olan 03/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.ş den tahsili ile davacıya verilmesine, davacınınfazlaya ilişkin faiz isteminin reddine, Davacı … yönünden 74.677,68 TL’nin dava tarihi olan 03/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş den tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacıların murisinin hatır taşıması kapsamında araçta bulunmakta olup hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, olayda hatır taşıması indirimi yapılmamasının yargı içtihatlarına ve hukuka aykırı olduğunu, murisin kaza esnasında emniyet kemeri takmadığını, ölüm olayının meydana gelmesinde müterafik kusuru bulunduğunu, indirim yapılması gerekirken hiçbir indirim yapılmadığını, davaya konu kazada vefat eden murisin davacıların oğlu olduğunu, mahkemece davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan bahisle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, öncelikle davalıların aynı avukat tarafından aynı olaya ilişkin aynı miras bırakan hakkında dava açılmış olduğunu, bir başka deyişle davacılar vekili tarafından ekstra bir emek veya hizmet sunulmamış olduğunu, bu nedenle iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tekrar rapor alınması talep edilmiş olmasına rağmen itirazlarına dikkat edilmemiş tüm yargılama boyunca tek bilirkişi raporu alınmış olduğunu, mahkemenin beyanlarına gerekçeli kararında yer vermemesinin gerekçeli karar hakkını da reddetmemekte olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 03/09/2015 tarihinde sigortasız sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortalı, sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’nün vefat ettiği ve davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde hatır taşıması ve müterafik kusur savunmasında bulunmuştur. Bu durumda davalı tarafça süresinde ileri sürülmeyen ve davacının açık muvafakatı bulunmayan (karşı çıkılan) yeni savunmaya görehatır taşıması indirimi yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Desteğin ve içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçta emniyet kemeri takılı olup olmadığı kaza tespit tutanağında belirsiz olduğu ve aksi de davalı tarafça ispat edilemediğine göre mahkemece hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında isabetsizlik görülmemiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf talep eden davalı vekili istinaf itirazında ” …Tekrar rapor alınmasını talep etmiş olmamıza rağmen itirazlarımıza dikkat edilmemiş tüm yargılama boyunca tek bilirkişi raporu alınmıştır. Hukuka aykırılığı bariz bir şekilde ortada olan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi hukuka aykırılık taşımaktadır. İtirazlarımızın değerlendirilmemesi silahların eşitliği ilkesini ve adil yargılanma hakkımızı ihlal etmektedir. Ayrıca mahkemenin beyanlarımıza gerekçeli kararında yer vermemesi gerekçeli karar hakkımızı da reddetmemektedir. İşbu nedenle kararın kaldırılması gerekmektedir.” şeklindeki itirazın somut olmadığı, belirtilen raporun hangi rapor olduğu (kusur, aktüerya … gibi) açıklanmadığı, bu itibarla istinaf sebep ve gerekçesi açık olmadığından istinaf talebi reddi yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 10.557,44 TL harçtan peşin alınan 2.639,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.918,08 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/03/2023