Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/819 E. 2021/1246 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/819
KARAR NO: 2021/1246
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
NUMARASI: 2020/724 Esas – 2021/139 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri murisi …’ın 17.11.2015 tarihinde davalı …’ın yönetimindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada, … plakalı kamyona arkadan çarpması neticesinde vefat ettiğini, şoför …’ın %100 kusurlu olduğunu, olayla ilgili olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı 2015/40257 soruşturma nolu dosyada savcılıkça alınan bilirkişi raporunda davalı …’in asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, müvekkilleri murisinin, ölmeden evvel … Gıda Yiyecek İçecek A.Ş.’de fırıncı ustası olarak çalıştığını ve Brüt maaş olarak 3.088,64 TL aldığını belirterek davacılar …, …, …, …, …, …, … için ayrı ayrı olmak üzere 50.000 TL manevi, 2.000,00 TL maddi tazminatın, davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Vefat eden …’ın müvekkilinin halasının oğlu olduğunu, yaşanan kazadan dolayı müvekkilinin de çok üzüldüğünü, müteveffa ile ailesinin ayrı yaşadığını, ailesinin manevi olarak da müteveffanın hiç bir zaman yanında olmadığını, 2015 yılında Çatalca’da geçirdiği motosiklet kazasından sonra beyin travması ile hastaneye kaldırılıp tedavi altına alınmasından sonra …’ın ailesinden hiçbir kimse kendisini ziyaret etmediğini, müteveffa …’ın net maaşının en son çalıştığı yerden sorulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; Davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 31.03.2015-31.03.2016 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olup bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminatın poliçe teminat kapsamına girmediğini, müvekkilinin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, başvuru yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “davacı … için 64.021,29 TL ve davacı … için 64.021,29 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/11/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile diğer davalı … Sig. AŞ yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlitke alınarak davacılara verilmesine, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 65.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde: poliçe kapsamında manevi tazminattan sorumluluğu bulunmadığını, reddedilen manevi tazminat yönünden mahkemece vekalet ücreti verilmediğini, maddi tazminat açısından müvekkili şirketin dava sonucu sorumluluğu olmadığından lehine vekalet ücreti takdir edilmişse de hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, A.A.Ü.T. Genel hükümleri uyarınca tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün 9 nolu hükmünde Asliye Mahkemeleri için hükmedilecek vekalet ücretinin belirtildiğini, kanun gereği belirtilen bu ücretin maktu vekalet ücreti olmakla dava sonucu lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin 500,00 TL olduğunu, oysaki A.A.Ü.T. gereği yürürlükte olan maktu vekalet ücretini geçemeyen miktarlarda maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, kazanın tek taraflı olduğunu, başvuru sahibi sigortalının araçta yolcu konumunda bulunduğundan hatır taşıması söz konusu olduğunu, Yargıtay Kararı uyarınca % 20’den az olmamak üzere hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle destek yoksun kalma, maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dairemizce mahkeme kararının daha önce HMK 297/2 maddesi hükmün kapsamında mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş, yeni verilen kararın istinafı üzerine ikinci kez incelenmek üzere Dairemize geldiği görülmüştür. Dava dilekçesinde talep kısmında davacılar vekili “sigorta şirketi yönünden sorumluluğu maddi tazminat çerçevesinde ve poliçe limiti kapsamında kalmak üzere (işbu sigorta poliçesinin ikinci sayfası tarafımızda mevcut değildir. Bu bağlamda şayet söz konusu sigorta firmasının manevi tazminattan da sorumlu olduğuna dair kloz mevcut ise onunda manevi tazminattan sorumluluğuna müştereken ve müteselsilen karar verilmesini şimdiden talep ediyoruz.)” şeklinde talepte bulunmuştur. Bu talep ile açıkça sigorta şirketinden maddi tazminat yönünde talepte bulunduğunu ifade etmiştir. Poliçede manevi tazminatla davalı sigorta şirketi sorumlu yoktur. Dava dilekçesinde açıkça davalı sigorta şirketinden manevi tazminat ı talep edilmediğine göre sigorta şirketi lehine manevi tazminat için vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Gerekçeli kararda davacıların desteğinin araçta yolcu olduğu, kendi isteğiyle davalının aracına bindiğini ifade edilmiş ise de davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Mahkemece reddedilen maddi tazminat yönünden her bir davalının reddedilen maddi tazminat istemlerinin miktarı kadar karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesine göre vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 8.746,58 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.187,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.559,58 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/06/2021