Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/809 E. 2023/1220 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/809
KARAR NO: 2023/1220
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2020/192 Esas – 2020/843 Karar
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı aracın davalı şirket tarafından … numaralı kasko sigorta poliçesi ile sigortalandıığını, … plakalı … model … Marka ambulans olarak kullanılan aracın kaza sonrası perte çıkarılması sebebiyle sigorta poliçesi gereği davalı şirketin ödemesi gereken tazminat bedeli ödenmediğini belirterek, 18.000,00 TL maddi tazminatın risk tarihi olan 07.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirizında bulunulduğunu, kazanın istiap haddinin aşılması nedeniyle gerçekleştiğini, teminat kapsamında olmadığının başkaca bir itirazın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 18.000,00 TL’nin 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın, 07.07.2011 tarihinde meydana geldiğini, 16.11.2016 tarihinde yani kazadan yaklaşık 5 yıl sonra ( 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra) davanın açılmış olduğunu, süresi içinde verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulundukları halde bu itirazlarının dikkate alınmadığını, davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini, esas mahkemesinin, müvekkil şirket aleyhine hükmedilen hasarın ”istiap haddinin aşılması” sebebiyle meydana gelmiş olmasından dolayı poliçe teminatı kapsamı dışında olduğu hususunu dikkate almamış – bu durum araç ruhsatı ve kaza tespit tutanağı ile sabit olmasına rağmen gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, aracın hurdasının, müvekkil şirkete teslim edilmediği ve davacının zilyetliğinde bulunduğu halde, aracın sovtaj değeri tenzil edilmeksizin belirlenen rayiç bedelin tamamından sorumlu tutulmuş olduğunu ve davacının sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olduğunu, avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkil şirketin kaza tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulmasının da hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6762 S.TTK.nun 1268.maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. (6102 S.TTK.md.1420) Bu düzenleme Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.9.maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. 6762 S.TTK.nun 1292 ve 1299.maddeleri (6102 S.TTK.md 1446 ve 1427) hükmü uyarınca zamanaşımı süresinin başlangıcı alacağın muaccel olduğu gün yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günüdür. Buna göre, 2918 sayılı KTK.nun 109/2 maddesinde geçen “maddi tazminat talepleri” kavramı ile kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan araç hasarına ilişkin davadaki maddi tazminat isteminin ilişkilendirilmesi mümkün olmadığı gibi, haksız eylemin özel bir türü olarak düzenlenen KTK.nun 109/2 maddesindeki yaralamadan veya ölümden dolayı zarar gören 3.kişilerin alacak hakkı yönünden açılacak davalarda, haksız eylem aynı zamanda Ceza Kanunu bakımından suç oluşturmakta ve yasa daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmekte ise uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanabilir ise de kasko sigorta sözleşmesine dayalı eldeki davaya konu tazminat istemi bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bu davada uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanmayacaktır. Yukarıdaki açıklanan ilkeler karşısında somut olaya baktığımızda; dava konusu riziko 07/07/2011 tarihinde meydana gelmiş olup, dava 16/11/2016 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili yasal süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. O halde; dosya içeriğine göre zamanaşımını kesen veya durduran nedenlerin bulunmadığı da gözetildiğinde, mahkemece, davanın 5 günlük ihbar süresi sonu olan 12/07/2011 tarihinden itibaren hesaplandığında dava tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu anlaşıldığından davalı vekilinin zamanaşımı def’i dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/7652 Esas ve 2015/11257 Karar, 2015/17386 Esas ve 2016/3830 Karar, 2019/1089 Esas ve 2020/4351 Karar, 2016/10047 Esas ve 2019/1448 Karar sayılı ilamları) Daire kararının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin diğer istinaf itirazları inceleme konusu yapılmamıştır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın zamanaşımı nedeni ile REDDİNE,2- Alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 307,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 127,50 TL ilam harcının davacıya iadesine,3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ile 307,40 TL karar harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023