Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/790 E. 2023/1120 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/790
KARAR NO: 2023/1120
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2018/1455 Esas – 2020/547 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plaka sayılı araç, … sevk ve idaresinde iken 10/07/2017 tarihinde saat 01:15’de sürücüsünün … olduğu … plaka sayılı motorsiklet ile Büyükdere Cad Sarıyer yönü TEM katılım noktası Beşiktaş – İstanbul adresinde çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkiline ait araçta büyük çapta hasar meydana geldiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinin devamını, borçlunun yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olması ve alacağında likit olması dolayısıyla borçluya % 20 den az olmamak üzere tazminat ödetilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mevzuata aykırı iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı talebinin sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında kaldığını, kazadan iki saat sonra yapılan alkol muayenesinde davalıya ait aracın sürücüsünün 0,25 promil alkollü olduğunun tespit edilmiş olduğunu, dosya kapsamında tespit edilen diğer bir husus sigortalıya ait araçta sürücü değişikliği yapıldığı ve sürücü olarak adı geçen her iki şahsın da alkollü olduklarını, sigortalının doğru beyanda bulunma yükümlülüğünün de ihlal edildiği kazada gerek alkol oranı gerekse kazanın meydana gelme şekli dikkate alındığında kazanın meydana gelmesinde alkolün etkisinin bariz olduğunu, talep edilen maddi tazminat miktarının da fahiş olduğunu beyan ile haksız açılan davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sürücüde saptanan alkol miktarının müvekkilin araç sürüşünde herhangi bir olumsuz durum oluşturacak kadar olmadığını, sürücüde saptanan alkolün son derece düşük olduğunu, kazanın sadece alkol nedeni ile oluştuğunu ve sürücünün kanunun üzerinde alkollü olduğu iddiasının varsayıma dayanarak tespit edilmiş olduğunu, dosyada yer alan rapor ve belgelerin ATK’da incelenmesi gerektiğini, buna ilişkin taleplerinin kabul edilmeyerek davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde ise alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.Öte yandan, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. maddesinde, taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0,50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir. O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK hükümleri gereğince sigortacıya düşmektedir.Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları). Somut uyuşmazlıkta; mahkemece hükme esas alınan içinde nöroloji uzmanı da bulunan heyet bilirkişi raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde alkolün münhasıran etkili bulunmadığı, arkadan çarpma kuralını ihlal nedeniyle sigortalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, olayın oluş şekli de gözetilerek uygun illiyet bağını da açıklar şekilde düzenlendiği, alkolün münhasır etkisi bulunmadığı konusunda yeterli ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından belirlenen hasarın teminat kapsamında kaldığının ispatlamamış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.08/06/2023