Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/783 E. 2021/1090 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/783
KARAR NO: 2021/1090
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/01/2021
NUMARASI: 2020/509 Esas – 2021/14 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 25/09/2019 tarihinde İzmir İli, … ilçesi, … Cad. Eski Garaj mevkiinde davalı … yaya olana müteveffa … idaresindeki tescilsiz motosikletiyle ıslahlı ve tehlikeli bir biçimde ters yöne girecek şekilde kovalayarak, müteveffanın trafik ışıklarından karşıdan karşıya geçmeye çalışırken Çanakkale istikametinde seyir halinde olan davalı … kontrolündeki … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu karşı yöne savrulup sürüklenerek davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın altında ezilen müteveffa … korkunç şekilde hayatını kaybettiğini, müteveffaya ilk çarpan … tam ve asli kusurlu olduğunu, müteveffanın tüm ailenin geçimini tek başına üstlendiğini, ailenin başkaca hiçbir geliri bulunmadığını belirterek 270.000,00 TL tutarındaki manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 25/09/2019’dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, 700,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 25.09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazı olduğunu, haksız fiilin işlendiği ve zararın meydana geldiği yerin İzmir İli, …ğa ilçesinin olduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu, müvekkilinin 2509/2019 tarihinde sevk ve idaresinde bulunan ve çalışmakta olduğu davalı … firmasına ait … plakalı aracı ile İzmir istikametinden Çanakkale istikametine seyir halindeyken müteveffa … koşarak ve kontrolsüz bir biçimde müvekkilinin, kullandığı aracın sağ aynasına çarpıp, arkadan gelen diğer davalı … idaresindeki … plakalı aracın altında kalarak hayatını kaybettiğini, kamera kayıtlarında da müteveffa … dosyadaki diğer davalı … tarafından motosikletle kovalandığı, kovalama neticesinde müteveffanın hızlı, kontrolsüz ve kendisine kırmızı ışık yandığı esnada koşarak müvekkilinin aracının sağ dikiz aynası ve sağ kapısına çarptığı ve çarpmadan sonra arkadan gelen diğer davalının aracının altında kaldığının tespit edildiğini, söz konusu yolda yaya geçiş üstünlüğü bulunmadığı, yayalara ışık düzeni ile geçiş hakkı tanındığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkiye itiraz ettiklerini, zamanaşımı itirazları olduğunu, müteveffanın kusurlu davranışı sebebiyle öldüğünü, müteveffanın müvekkilinin eşine tacizde bulunduğunu, müvekkilinin müteveffayı suç üstüne yakalaması üzerinde müteveffanın korkarak kaçtığını, kaçarken tedbirsiz davranarak araçlara yeşil ışık yandığı halde ana yola atladığını, olayda müvekkilinin eylemi ile meydana gelen sonuç arasında illiyet bağı olmadığını, olayla ilgili devam eden ceza kovuşturması olduğunu, ceza davası sonucunun bu davayı etkileyeceğinden ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; 25/09/2019 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 27/11/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, soruşturma aşamasında ceza dosyasında alınan kusur bilirkişi raporunda da sigortalı araç sürücüsü … kazanın meydana gelmesinde atfı kabil kusuru bulunmadığının belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 25/09/2019 tarihli trafik tespit tutanağında belirtildiği üzere sigortalı araç sürücüsüne somut olayda kusur izafe edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-6/ı maddesinde de motorlu bisikletlerin kullanılmasından doğan zararlar teminat dışı bırakıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Takipte borçlunun yetki itirazı yasal ve yerinde olmakla yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip yapılmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılardan …, … yetki itirazında bulunduğunu bununla beraber diğer davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve Güvence Hesabının ise yetki itirazında bulunmadığını, eldeki davada davada birden fazla davalı olduğunu, haksız fiil halinde yetkiyi düzenleyen HMK m.16 davacıya seçimlik hak tanımış olup, kesin yetki kuralı olarak düzenlenmediğini, davacı olarak davanın açılacağı yer mahkemesi yönünden seçimlik hakkın usul ve yasaya uygun olarak kullanarak seçimlik yetkili İstanbul Mahkemelerinde davanın ikame edildiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.HMK’nın 16. madde hükmü, HUMK daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.2015 tarih, 2013/11-2359 E. 2015/1443 K.sayılı kararı).Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.Somut olayda, haksız fiil Aliağa’da meydana gelmiştir. Davacıların yerleşim yeri Malazgirt/Muş, Davalı … A.Ş.’nin Genel Müdürlüğünün Ümraniye/İstanbul, … A.Ş.’nin Genel Müdürlüğünün Beykoz/İstanbul, davalı Güvence Hesabının Şişli/İstanbul adresinde bulunduğu, diğer davalıların ise yerleşim yerinin Aliağa/İzmir olduğu anlaşılmaktadır. Davalılardan … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … cevap dilekçelerinde HMK’nın 7/1. maddesi uyarınca yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili olarak bildirdikleri İzmir/Aliağa mahkemelerine gönderilmesini talep etmişlerdir. Bu durumda, davacılar vekilinin birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada davayı, davalılardan Güvence Hesabının adresinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/06/2021