Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/758 E. 2023/311 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/758
KARAR NO: 2023/311
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2015/694 Esas – 2021/18 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/06/2009 tarihinde dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile yine dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç arasında meydana gelen kaza esnasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’in ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen kaza sonrasında müvekkilinin maluliyeti söz konusu olduğundan dolayı davalı … tarafından ödeme yapıldığını ancak işbu kaza nedeniyle vücut fonksiyonlarının önemli bir kısmında kayba uğrayan müvekkili için daha zor hale gelen yaşam koşulları karşısında yapılan ödeme miktarının oldukça düşük olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının ödemekle sorumlu oldu miktarın şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıya başvurdukları tarihin 8. iş gününden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça yasada belirtilen zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın … plakalı araç maliki … ile sürücüsü …’ya ihbarını talep ettiklerini, davacı tarafın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde davaya konu kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünden şikayetçi ve davacı olmadığını bildirdiğini, davacının artık tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, …’nın sorumluluğu bulunmadığını, kazaya sebep olduğu bildirilen aracın olay tarihini kapsayan Mecburi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine toplam 11.596,00 TL tazminatın davacıya 14/05/2015 tarihinde ödendiğini, davacı tarafından müvekkili kurumdan başka bir hak ve alacakları kalmadığı belirtilerek kesin ve dönüşümsüz olarak ibra edildiğini, faiz isteminin, başlangıç tarihinin ve yargılama gideri isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 19.569,32 TL tazminatın, 14/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, davacının şikayet hakkını kullanmamış olduğunu, söz konusu suçun şikâyete bağlı bir suç olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu olayda hatır taşıması söz konusu olduğundan davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, davacı tarafın talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve sair tedavi masraflarından da SGK’nın sorumlu olduğunu, davacı yanın bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı tespit edilmiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamında bulunan Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma dosyası kapsamına göre, şüpheli hakkında taksirle bir kişinin yarlanmasına neden olmak suçundan müştekinin şikayetçi olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/7. maddesi gereğince, davacının suça ilişkin şikayetten vazgeçme beyanında, şahsi haklarından da vazgeçtiğini açıkça ifade etmediği gözetildiğinde, şikayetten vazgeçme beyanının eldeki davayı açmaya engel teşkil etmeyeceğine göre davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davadan önce yapılmış bir başvurunun bulunmadığı durumda ise, davalı sigortacı için dava tarihi temerrüt tarihidir. Dava dilekçesi ekine ihbar, başvuru belgelerinin eklenmediği, dosya kapsamında da bulunmadığı görülmüştür. Ancak davalı sigorta tarafından davacılara 14/05/2015 ödeme yaptığı sabittir. Bu nedenle mahkemece sigorta yönünden ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Uyap’tan yapılan sorgulamaya göre davacının kaza tarihinde SGK kaydı bulunmadığı anlaşıldığından rücuya tâbi ödeme yapılıp yapılmadığının SGK’dan sorulmasının sonuca etkili olmamasına göre bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusura yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.336,78 TL harcın peşin alınan (335,00 TL+1.239,08 TL) = 1.574,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 237,30 TL harcın karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/02/2023