Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/754 E. 2023/494 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/754
KARAR NO: 2023/494
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2015/852 Esas – 2020/619 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin 17/07/2010 tarihli trafik kazasında ağır derecede yaralanarak malul kaldığını, bu şekilde çalışmasının imkansız hale geldiğini ve hayatı boyunca iş göremez duruma düştüğünü, davacının Romanya vatandaşı olduğunu, araç sürücüsünün yaşanılan kazada tek başına ve %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının ise yolcu konumunda olduğunu, kendisine kusur izafe edilemeyeceğini, …’ın sürücü olup haksız fiile sebebiyet vermesi, davalı otobüs firmasının işleten sıfatı taşıması, davalı sigorta firmasının zorunlu trafik sigortacısı olması sebebiyle davacının uğradığı sürekli iş göremezlik sebepli maddi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ayrıca sigorta poliçesinde manevi zararlardan da tüm davalıların aynı şekilde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının maddi zararların karşılanması amacıyla dava dışı … Sigorta A.Ş’ye başvurusu yapıldığını, ilgili firmadan sigorta ettiği zorunlu ferdi kaza sigortası kapsamında 5.625,00-TL, Karayolu Zorunlu Taşımacılık Sigortası kapsamında 5.087,00-TL tahsil edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile destekten yoksun kalma sebebi ile uğranılan maddi zararlar için 1.000,00 TL maddi tazminatın, davacı … için olay 20.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkil açısından husumet bulunmadığını, Türk Mahkemelerinde dava açarken yatırılması zorunlu olan teminatın yatırılmadığını, esasa ilişkin itirazları da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen ölüm teminatının 175.000,00-TL olduğunu, müvekkili şirketin manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, davacı yanın kaza yapan araçta ne sebeple bulunduğunun tespitinin gerektiğini, yolcu olarak araçta bulunduğu durumlarda meydana gelen zararı karşılamak yükümlülüğü olan taşımacılık sigortasının öncelikli olarak ele alınmasının gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, açılan davanın husumet yokluğundan reddini, temerrüde düşmediği ve dava açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müteveffanın ölümü neticesinde sigortacısı … Sigorta A.Ş’den Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası kapsamında 5.625,00-TL ve Karayolu Zorunlu Taşımacılık Sigortası kapsamında 5.087,00-TL tahsilat yapıldığını, akabinde ise davacının her türlü talep ve dava haklarından feragat ettiğini, davacının yıllar sonra iş bu davayı açarak aldığı tazminatın yetersiz olduğu iddiası ile ibra ve feragat ettiği konu hakkında mükerrer taleplerde bulunduğunu, toplamda 10.712,00-TL ödeme alan davacının zararlarının daha fazla olduğu iddiasının tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu bağlamda davacının maluliyetinin tespitini ve kurumlardan aldığı ödemelerin tespiti ile hesap edilecek bedelden mahsup edilmesini, … Sigorta’ya yapılan başvuru neticesinde tarafların mutabık kaldığını ve poliçe limiti daha fazla olmasına rağmen daha az bir ödeme ile dosya kapsamında ibralaştıklarını, zararların daha fazla düşüncesinde iseler o dönemde poliçe azami limitine kadar ödeme yapılmasını talep edebileceklerini, sigortacı ile yapılan ibranın sigortalı ve müteselsil borçlu olarak hem şirketi hem de müvekkilini kapsadığını, poliçe limitleri altında kalan bir ödeme ile yapılan ibradan sonra davacıların yeniden tazminat talep etmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi yönünden reddine, davalılar … ve … Ltd.şirketi yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.şirketinden olay tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17.07.2010 tarihli trafik kazasında ağır derecede yaralanarak malul kaldığını, bu şekilde çalışamaz hale geldiğini ve ömür boyu iş gücü kaybı meydana geldiğini, ardından kendilerince Bakırköy 16. Asliye Ticaret Mahkemesine hastane kayıtları ve diğer delillere başvurulduğunu, 20.000 TL manevi tazminat ve 1.000 TL maddi tazminat talebiyle dava açıldığını, müvekkilinin maddi tazminat yönünden talebinin tamamen reddedilmesinin olağan duruma ters olduğunu, bir trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin bu kazadan mütevellit yaralandığını, bunun sonucunda da tedavi masrafı olduğunu, ATK raporunda da belirtildiği gibi 2 ay gibi bir süre de işine devam edemediğini, bunlar göz önüne alındığında maddi tazminat yönünden red kararının yerinde olmadığını, müvekkilinin yabancı uyruklu olması, ülkesinden farklı bir yerde kazanın gerçekleşmiş olması, bulunduğu ülkenin dilini dahi bilmemesinin yaşadığı acı ve elemi daha da arttırdığını, hatta yaşadığı bu büyük şokun etkisiyle ilk tedavi gördüğü hastaneyi bile hatırlamadığını, hakimin takdir etmiş olduğu manevi tazminat miktarının usul, olay, olgu ve kanuna uygun olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 17/07/2010 günü saat 17.15 sıralarında davalı sürücü …’ın kullandığı otobüste yolcu olan davacının tek taraflı kaza sonucu yaralandığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde davacı vekilinin sonuç talep kısmında destekten yoksunluk tazminatı tabirini kullanmış ise de 1. duruşma tutanağında Mahkemenin “Taraflar arasında ihtilaf olan hususlar: Romanya vatandaşı olan davacının davalılardan … Şirketine ait … tarafından sevk ve idare edilen davalı sigorta şirketince ZMMS ile sigortalı … plakalı yolcu otobüsünde yolcu olarak bulunan davacının yaralanması neticesinde maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceğine ilişkin olduğu anlaşıldı.” belirlemesine itirazda bulunmadığı tutanağı da imzalamış olmasından anlaşıldığı gibi maddi hata yapıldığı kanaatine varılmıştır. Dava dilekçesindeki tüm anlatımda talebin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu belirtilmiştir. Dilekçe anlatımında geçici iş göremezlik tazminatı da istendiği hususu açıkça belirtilmemiş olduğundan ATK maluliyet sonucuna göre açıklanan gerekçe doğrultusunda maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, A-Maddi tazminat isteminin reddine, B-Manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi yönünden reddine, C-Davalılar … ve … Ltd.şirketi yönünden manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.şirketinden olay tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 68,31 TL ilam harcından peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 40,61 TL ilam harcının davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 55,40 TL’ nin davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Maddi tazminat yönünden; Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 5-Maddi tazminat yönünden; Davalı … Ltd. Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Ltd. Şti’ye verilmesine, 6-Maddi tazminat yönünden; Davalı Sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Sigorta Şirketi’ne verilmesine, 7-Manevi tazminat yönünden; Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Manevi tazminat yönünden; Davalılar … ve davalı … Ltd. Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Barış Özdolanbay ile davalı … Ltd. Şti’ne müştereken ve müteselsilen verilmesine, 9-Manevi tazmina yönünden; Davalı Sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Sigorta Şirketi’ne verilmesine, 10-Davacı tarafça yapılan 367,90-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 87,59-TL yargılama giderinin davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 11-Davalı … Ltd. Şti tarafça yapılan 46,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 35,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı … Ltd. Şti’ye ödenmesine, kalan kısmın davalı …Ltd. Şti üzerinde bırakılmasına, 12-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 67,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2023