Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/745 E. 2023/1560 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/745
KARAR NO: 2023/1560
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2017/5 Esas – 2021/74 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ: 03/01/2017
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2020/277 ESAS – 2020/282 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ: 26/03/2020
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2018/830 ESAS -2018/560 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ve desteği … davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorululuk Sigortalı ve kasko poliçe nolu … A.Ş. adına kayıtlı … plakalı şehirler arası yolcu otobüsünde muavin-host olarak çalışırken 24/09/2016 tarihinde şoför … kullandığı otobüsle sabaha karşı Gebze çıkışında bariyerlere vurarak otobüsü devirmek suretiyle tek taraflı yaptığı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketine poliçe ve kasko sigortalı olması nedeniyle davalı sigortanın poliçedeki ihtiyari mali mesuliyet teminatı ile sorumluluğu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine 07/11/2016 tarihli dilekçe ile gerekli belgelerde eklenmek suretiyle ZMMS poliçe hükümleri gereği tazminat ödenmesi talebinde bulunulduğunu ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını, kazanın meydana gelmesinde araç içerisinde bulunan maktulün herhangi bir kusuru olmadığını, otobüs şoförünün tam kusurlu olduğunu, müteveffa … ölümü sebebiyle desteğinden yoksun kalan müvekkili eş ve çocuğuna tazminat ödenmesi gerektiğini, müteveffanın maaş+primleri ile aylık gelirinin 2.500,00-3.000,00 TL’yi geçtiğini, davacı müvekkilleri için, … plakalı aracın Trafik ve Kasko Poliçesinin İhtiyari Mali Sorunluluk limitleri dahilinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve destekten yoksun kalınan tutar bilirkişi incelemesi sonucu belirlenebilecek olması sebebiyle şimdilik belirsiz alacak olarak 100.000,00 TL tazminatın olay tarihi olan 24/09/2016 veya davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 gün sonrasından itibaren işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil’ine 30.06.2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS Poliçesi sigortalanmış olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada tarafların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın müterafik kusurunun dikkate alınmasını, destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, müteveffaya ait SGK kaydı, maaş bordrosu vs. celbi ile kaza tarihindeki gelirinin tespitine, aktüerya hesabında Yargıtay tarafından kabul edildiği şekilde KTK madde 90.madde belirtilen usul ve esaslara uygun hareket edilmesine, kaza tarihinden faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 2. ATM 2020/277 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 4/09/2016 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasında; davalı sigorta şirketine; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortalı ve kasko poliçe nolu (İhtiyari mali mesuliyet limitleri dahilinde) … A.Ş. adına kayıtlı … plakalı otobüste muavin olarak çalışırken vefat eden müvekkillerinin eşi ve babası olan …’ ın ölümü sebebiyle, destekten yoksun kaldığını belirterek davacı … için 45.928.54 TL, davacı … için 12.624.09 TL olmak üzere toplam 58.552.63 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 24/09/2016′ dan itibaren işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, davalıdan tahsilini talep etmiştir.Birleşen Bakırköy 1. ATM 2018/830 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin oğlu … … A.Ş.adına kayıtlı … plakalı otobüste muavin olarak çalışırken 24/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, aynı olay sebebiyle davalı şirket aleyhine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2017/5 Esas sayılı dosya ile destekten yoksun kalma tazminat davası açıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi 24/09/2016 tarihiden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Esas 2017/5 E. dosyası yönünden; A- Açılan davanın kabulü ile, 1-105.879,02 TL maddi tazminatın 16.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … verilmesine, 2-30.113,92 TL maddi tazminatın 16.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, B-Birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/277 E. Sayılı dosyası yönünden; Açılan davanın kabulü ile, 1-45.928,54 TL maddi tazminatın 16.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … verilmesine, 2-12.624,09 TL maddi tazminatın 16.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, C- Birleşen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/830 E. Sayılı dosyası yönünden; Açılan davanın kabulü ile, 1-103.539,89 TL maddi tazminatın 09.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … verilmesine, 2-100.325,49 TL maddi tazminatın 09.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bakırköy 14. İş Mahkemesi nezdinde 2017/91 E. sayısı ile sigortalı ve sigortalı araç sürücüsüne karşı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin iş davası açıldığını, müvekkili şirketin ihbar olunan sıfatına sahip olduğu dosyada mükerrer tahsilat durumunun önüne geçilmesi amacıyla iş bu dosyanın bekletici mesele yapılması taleplerinin reddedildiğini, dava konusu olayın iş kazası olduğunun tespiti durumunda SGK’dan davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin TBK’nın 55.maddesi kapsamında tazminattan indirilmesi gerektiğini, eğer olay iş kazası teşkil ediyor ve henüz SGK’dan gelir bağlanmamış ise davacıya SGK’ya iş kazası bildirimi yapmak üzere önel verilmesi, SGK’dan gelir bağlanmasının bu kapsamda bekletici mesele yapılması gerektiğini, somut olayda kazanın açık bir şekilde müteveffanın host olarak sigortalı işveren nezdinde çalışırken meydana geldiğini, kazanın iş kazası olduğunu, bu durumda yapılan PSD hesabının tamamının belirlenen tazminattan tenzil edilmesi gerektiğini, PSD hesabının yarısının tenzil edilmesinin hukuka ve 5510 sayılı Kanunun 21. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, SGK tarafından müteveffanın anne ve babası tarafından da PSD hesabı yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, her iki bilirkişi raporunda SGK dan bağlanan peşin sermaye değeri hususunda çelişki bulunduğunu, çelişkinin giderilmesi gerektiğini, raporda yalnızca Eylül 2016 geliri dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, tek aylık maaş bordrosu üzerinden ömür boyu tüm gelire yansıtılarak hesaplama yapılamayacağını, kişinin SGK hizmet dökümünün celbi ile olay tarihinden hesap tarihine (bilinen dönem) gelirleri tespit edilmesi gerektiğini, kişi bir dönem çalışmış, akabinde işten ayrılmış ve fiilen çalışmıyorsa, yalnızca çalıştığı dönem için gelirinin dikkate alınacağını, ileriye yönelik bilinmeyen dönem asgari ücret üzerinden hesaplanacağını, sigortalı araç sürücüsüne atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, kusur raporunun makine mühendisi bilirkişiden veya ATK’dan alınması gerekirken bu hususta değerlendirme yapılmadan hüküm tesis edildiğini, müterafik kusur doğuracak hususun varlığı halinde tazminattan uygun oranda indirim yapılması gerektiğini, sigortalı aracın ticari nitelikte olmasına karşın müteveffa ile ticari bir ilişki bulunmadığı ve olay iş kazası niteliğinde olduğundan uygulanacak faizin yasal faiz olabileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, birden fazla ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 24/09/2016 tarihinde saat 05:00 sıralarında davacıların yakını … muavin olarak çalışığı … otobüs firmasına ait davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otobüsün dava dışı sürücünün sevk ve idaresinde iken Gebze çıkışında sağında bulunan bariyerlere çarpması ile sol tarafına devrilmesi şeklinde meydana gelen tek taraflı kazasında destek vefat ettiğinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır.Kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağında ve sürücünün yargılandığı Ağır Ceza Mahkemesinde alınan ATK raporuyla tek taraflı kazada sürücünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiş olup destek araç içerisinde muavin olarak çalıştığından kusurundan söz edilemeyeceğine göre Mahkemece ayrıca kusur raporu alınmamış olmasında ve dosya kapsamında desteğin müterafik kusuru bulunduğuna ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında isabetsizlik görülmemiştir.Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 4. fıkrasında “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/23788 E.- 2023/1457 K. sayılı kararı).Somut olayda; davalı … A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi düzenlenen aracın tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında, SGK sigortalısı araç muavini olarak çalışan davacılar desteği …’ın işini ifa ederken vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bakırköy 14. İş Mahkemesi nezdinde 2017/91 E. sayısı ile işleten ve araç sürücüsüne karşı maddi ve manevi tazminat davası da açılmıştır. İlk Derece Mahkemesince davaya konu kaza nedeniyle davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması için SGK’ya yazı yazılmış gelen yazı cevabına göre deseteğin eşi ve çocuğuna ödeme yapıldığı bildirilmiş ve hükme esas alınan aktüerya raporunda davacı eş ve çocuğa bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 1/2’si düşülerek tazminat belirlenmiştir. 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesi gereğince davacılar desteğinin iş kazası sonucu ölümü nedeniyle davacı eş ve iki çocuğa bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı düşülmesi gerektiği ve gelen yazı cevabına göre davacı anne ve babaya bağlanan gelir bulunmadığı, peşin sermaye değerine ilişkin farklı gelen yazı cevapları arasındaki çelişki giderilmesi için yazılan yazıya verilen cevapla çelişkinin giderildiği, anne ve baba payları da dikkate alınarak tazminatın belirlendiği, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelirinin esas alınması gerektiği anlaşıldığından yapılan hesaplama da dosya kapsamına göre usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Kaldı ki davalı vekili bilirkişi raporunda belirtilen desteğin gelirine ve diğer istinaf itirazlarında belirttiği hesaplamaya ilişkin diğer itirazlarını yargılama sırasında itiraz konusu yapmadığından HMK’nın 357/1. maddesi gereğince istinaf aşamasında ileri süremeyeceğinden istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.Kazaya sebebiyet veren araç ticari nitelikte otobüs olmasına ve dava dilekçesinde avans faizi talep edilmesine göre avans faize hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 27.215,45 TL harçtan peşin alınan 6.805,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.410,45 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/09/2023