Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/738 E. 2023/309 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/738
KARAR NO: 2023/309
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
NUMARASI: 2015/641 Esas – 2021/102 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili davacı …’nın yaya olarak karşıdan karşıya geçerken dönüş yasağı olan bir kavşaktan davalı …’in kullandığı … plakalı beton mikseri kamyonun çarpması sonucu hayati derecede önemli uzuvlarını kaybedecek kadar ağır yaralandığını, … plakalı kamyon sürücüsü olan davalı …, bunun üzerine panik olarak ve ileri geri gitmek suretiyle tam 3 kez daha müvekkil …’nın üzerinden kamyonla ezerek geçtiğini, sonrasında kaçtığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalı …’in asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı …, kazadan doğrudan zarar görmüş olup ayrıca eşi … ile çocukları …, … ve …’nın da bu kaza nedeniyle manevi olarak büyük bir sarsıntı yaşamış olduğunu, evin tüm işleri, bakımı vb. davacı … tarafından yapılmaktayken bundan sonra davacının eski sağlığına kavuşmasının imkanı bulunmadığı için evin bakımını yapmasının mümkün olmadığını, sağ bacağını bu kaza nedeniyle kaybeden davacı müvekkilinin, halen koltuk değnekleriyle yürümekte ve ameliyatlar geçirmeye devam etmekte olduğunu, bu durumun davacıda onarılmaz psikolojik hasarlara yol açtığını, belirterek davacı … lehine şimdilik 400,00 TL, davacı … lehine şimdilik 200,00 TL, davacı … lehine şimdilik 200,00 TL, davacı … lehine şimdilik 200,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans (reeskont) faizi ile birlikte 1, 2 ve 3 numaralı davalılardan (davalı sigorta şirketi sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile 1,2,3 ve 4 nolu davacılara verilmesine, davacı … lehine 500.000,00 TL ve diğer 4 davacının her biri için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 900.000,00 TL manevi tazminatın 1 ve 2 numaralı davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans (reeskont) faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun; sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçede azami teminat limitimizin yazılı olması bu miktarın ödeneceği anlamına gelmediğini, davacıların tazminat hesaplaması için müvekkiline başvuru yapmaksızın davayı açtığını müvekkil şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Olay yeri tanığın ifadesi ile de şüpheli sürücünün aracı hızlı kullanmadığının anlaşılacağını, sağa dönüşü kısıtlayan bir levha olmadığını, yaya geçidi bulunmadığını, kaza mahallindeki tespitlerle anlaşılacağını, kazanın meydana gelmesinde sadece sürücüye kusur isnat edilmesinin mümkün olmadığını, ceza dosyasının bekletici mesele olarak kabul edilmesini, manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak da miktar belirlenirken tarafların ekonomik sosyal durumlarının, kazadaki kusur oranlarının, işçinin yaşı olay tarihi gibi özelliklerin göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkili şirkete ait … plaka sayılı araç … Sigorta A.Ş tarafından ZMSS kazadaki kusur durumuna göre bu şirket tarafından davacıya yapılacak ödemelerin tazminat hesabından indirilmesi gerektiğini, trafik poliçesine ek olarak müvekkili şirkete ait … plaka sayılı araç dava dışı … sigorta A.Ş. tarafından da muhtelif poliçelerle ve davacıların maddi ve manevi tazminat isteklerini kapsayacak şekilde sigorta edilmiş olup, bu davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbarı gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” 1-Davalıların zamanaşımı itirazlarının dava ve ıslah tarihi itibariyle yasal zamanaşımı süresi ,ceza zamanaşımı süresi dolmadığından reddine,2- Davacı … için; (2.649,02 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 372.219,80 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere) 374.744,74 TL işgöremezlik tazminatı ve 1.802,25 TL bakıcı gideri tazminatı toplamı 376.671,07 TL nin tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılar … ve … Tic AŞ den ve … Sigorta AŞ den (… Sigorta Aş nin düzenlediği poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) alınıp davacıya verilmesine, Davalılar … ve … Tic AŞ yönünden 376.671,07 TL toplam alacağa kaza tarihi olan 03/02/2015 den itibaren ticari avans faizi yürütülmesine, Davalı … Sigorta AŞ yönünden; dava dilekçesi ile istenen 400 TL için dava tarihi olan 19/06/2015 den itibaren ticari avans faizi yürütülmesine, bakiye 376.344,74 TL ye ( … Sigorta Aş nin düzenlediği poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) ıslah tarihi olan 12/11/2020 tarihinden itibaren ticari avans faizi yürütülmesine, Davacıların bakiye maddi tazminat taleplerinin reddine,3-Davacı … için 100.000 ,00 TL … için 30.000,00 TL … için 10.000 00 TL … için 10.000,00 TL … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … San ve Tic AŞ den kaza tarihi olan 03/02/2015 den itibaren yasal faizi ile alınıp davacılara verilmesine Fazlaya ilişkin istemin reddine, Mahkememiz ara kararı ile konulan ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili, davalı … San. ve Tic. A.Ş.vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kararına esas teşkil eden 06.09.2018 tarihli kusur tespitine ilişkin alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı yayanın kazanın meydana gelmesinde gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, kazaya sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının da hatalı olduğunu, dava konusu olaya ilişkin raporun görevli ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınması gerekirken ATK 2. İhtisas Dairesi’nden alınmış olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, Sigorta Şirketi’ne dava konusu kazanın bildirilmiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan 06.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda, tanzim edilen bilimsel mütalaadaki tespitler yönünden hiçbir değerlendirme yapılmamış olduğunu, müvekkili şirketin kazanın oluşumu bakımından hiçbir kusur ve ihmali bulunmadığını, anılan kazada müvekkili şirket bakımından kaçınılmazlık hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacı …’nın maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının yerel mahkeme tarafından değerlendirilmemiş olduğunu, yerel mahkeme tarafından hükmedilen toplam 376.671,07 tl maddi tazminata ticari avans faizi yürütülmesinin de hukuken mümkün olmadığını ayrıca toplam 376.671,07 TL maddi tazminata davalı … Sigorta A.ş. yönünden; dava dilekçesi ile istenen 400 TL için dava tarihi olan 19.06.2015 tarihinden itibaren, bakiye 376.344,74 TL’ye ise ıslah tarihi olan 12.11.2020 tarihinden itibaren ticari avans faizi yürütülmesine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat/ istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/115 Esas sayılı dosyasında hükme esas bilirkişi raporuna göre sürücü …’in’in asli derecede, davacı yayanın tali derecede kusurlu olduğu, mahkemece hükme esas alınan heyet bilirkişi raporuna göre kazanın meydan gelmesinde davalı sürücünün %75 davacı yayanın ise %25 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Her ne kadar mahkemece davalı tarafından sunulan mütalanın değerlendirilmemesi doğru olmamış ise de Mahkemece hükme esas kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davalılar vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Dairesi’nden alınan 24/06/2019 tarihli maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/17743 Esas 2021/9736 Karar sayılı ilamında da görüldüğü üzere ATK 2. İhtisas Dairesinden alınan maluliyet raporu doğrultusunda verilen kararın onandığı görülmekle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Kazaya sebebiyet veren aracın ticari nitelikte kamyon olduğundan ticari avans faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Yine 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’nın yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesinde hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1. maddesi kapsamında davacı … lehine verilen manevi tazminat miktarının; yaralanmanın ağır bedensel zarar mahiyetinde olmasına göre TBK’nın 56/2. maddesi kapsamında davacı …’nın eş ve çocukları olan diğer davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Sigorta şirketi yönünden faizin başlangıç tarihine yönelik davacı tarafın istinaf başvurusu bulunmaması nedeni ile faizin başlangıç tarihi yönünden davalı sigorta şirketi yönünden usuli kazanılmış hak olduğu nedenle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … vekili, davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalılar … vekili, davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Davalı … yönünden; Davalı lehine adli yardım kararı olmakla istinaf başvurusu sırasında harç yatırılmadığı anlaşıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,b-Davalı … San. ve Tic. A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 15.305,97 TL harçtan peşin alınan (2.732,40 TL+6.432,60 TL)=9.165,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.140,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere, diğerleri yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/02/2023