Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/732 E. 2023/1544 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/732
KARAR NO: 2023/1544
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2016/516 Esas – 2020/886 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/01/2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ile bu çekiciye bağlı … plakalı yarı römork ile Refahiye-Erzincan istikametine seyir halindeyken …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün sol ön kısımları ile … plakalı yarı römorkun sol arka kısımlarına çarptığını, davacı müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, Erzincan Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındığını, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMSS poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde 30 yaşında olduğunu ve muavin olarak çalıştığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 59.234,57 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil … Sigorta A.Ş.’ye Trafik Sigorta Poliçesi ile 25/02/2015-2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davaya sebep olan aracın ticari bir otobüs olduğunu, … plakalı aracın taşımacılık yaptığı sırada kazaya karıştığını, davacı vekilinin daimi sakatlığının bulunduğu iddiasını kabul etmediklerini, geçici iş göremezlik giderinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacının herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 59.234,57 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş.vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükmün gerekçe kısmında maddi hataya düşülerek taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedildiğinin belirtildiğini ancak hüküm kısmında faizin avans faizi olarak belirtildiğini, karara esas alınan ATK raporuna itiraz ettiklerini ve mahkemece yeni rapor aldırılmayarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, raporda maluliyet oranının fahiş olduğunu, kusur yönünden dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını herhangi bir kusur raporu aldırılmadığını, ancak varsayımsal olarak %100 kusur üzerinden hesaplama yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile karşılanmayan zararlar ile sınırlı olduğunu ve meydana gelen kaza nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre en az %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken yapılmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda, 23/01/2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı … plakalı yarı römork ile Refahiye-Erzincan istikametine seyir halindeyken …in sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı otobüsün sol ön kısımları ile … plakalı yarı römorkun sol arka kısımlarına çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 29/05/2017 tarih, 2015/5271 Esas ve 2017/6029 Karar sayılı ilamında “4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. ve 18. maddeleri ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.8. maddesinde sıralı sorumluluk esası kabul edildiğinden, yolcunun uğradığı bedensel zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağı gözetilerek, kazayı yapan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunup bulunmadığının araştırılması ve bu poliçenin mevcudiyetine göre de davalının sorumluluğu hakkında bir karar verilmesi gerektiği” yönünde karar verilmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15066 E.- 2021/8688 K., 2021/4063 E.- 2021/8016 K., 2021/17582 E. – 2021/8800 K. sayılı kararı) Somut uyuşmazlıkta davacı Refahiye-Erzincan karayolunda seyahat halinde bulunan araçta yolcu olarak bulunduğunu iddia ederek tazminat talep etmiştir. Bu durumda öncelikle davacının … plakalı araçta yolcu olup olmadığı, davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu trafik sigortalı olan … plakalı aracın karayolları zorunlu taşıma sigortası olup olmadığı, zorunlu taşıma sigortası olması durumunda hesaplanan tazminatın taşıma sigortası teminat limiti kapsamında olması durumunda karayolu zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumluluğunun olmayacağı, taşıma sigortasının bulunmaması durumunda ise davacının doğrudan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sıralı sorumluluk gereği tazminat talep edebileceği hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Trafik kazası tespit tutanağında; kazanın oluşumunda … plaka sayılı otobüs sürücüsü …in 2918 sayılı KTK’nın 84.maddesinde belirtilen asli kusurlardan “arkadan çarpma” kusurunu işlediği belirtilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporunda; Dava dışı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı çekici ve çekiciye takılı … plaka sayılı yarı römork ile Refahiye istikametinden Erzincan istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde istikametine göre sol taraftaki dinlenme tesislerine girmek istediği sırada, geriden gelen ve yarı römorka arkadan çarpan otobüs nedeniyle karıştığı olayda,çarpışma anındaki her iki aracın konumları da dikkate alındığında olayı önlemek bakımından alabileceği herhangi bir önlemi bulunmadığından olayda kusursuz olduğu, davacı …’nin … plaka sayılı otobüste bulunduğu sırada meydana gelen olayda, otobüsün son konumu da dikkate alındığında olayı önlemek bakımından alabileceği bir önlemi bulunmadığından kusursuz olduğu, davalı taraf sürücüsü … yönetimindeki … plaka sayılı otobüs ile yerleşim yeri dışında gündüz vakti Refahiye istikametinden Erzincan istikametine seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, hızını mevcut trafiğin seyir durumunu, hava ve yol özelliklerini dikkate alarak tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği ve sol taraftaki dinlenme tesislerine girmeye çalışan çekiciye takılı yarı römorka arkadan çarparak olayın meydana gelmesine sebehiyet verdiği anlaşılmış olup, otobüsteki hasar durumu, çarpışma sonrası araçların son konumları da dikkate alındığında, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda tamamen ve % 100 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedileceği belirtilmiş ise de kararın hüküm kısmında avans faizine hükmedilmiş olması çelişkili olmuştur. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023