Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/711 E. 2023/1542 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/711
KARAR NO: 2023/1542
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2016/679 Esas – 2020/584 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili …’ın 07/05/2016 tarihinde yakın akrabasının cenazesi olması sebebiyle davalılardan Beşiktaş Belediyesinin tedarik ettiği … plakalı araç ile İstanbul’dan Sinop’ a cenazeye gitmek amacıyla yola çıktığını, … plakalı … idaresindeki otobüsün, Bolu Yeniçağa mevkiinde … kullandığı … plakalı tıra arkadan çarpması neticesinde davaya konu trafik kazasının meydana geldiğini, … plakalı araçta yolcu konumunda olan müvekkilinin yaralandığını, davalılardan … San. Tic Ltd. Şti.’nin … plakalı aracın işleteni, davalı Beşiktaş Belediyesinin davaya konu aracı temin eden kurum olduğun, davalı … A.Ş.’ nin ise … plakalı aracın ZMSS’nın tarafı olduğunu, diğer davalı … A.Ş.’ nin ise zorunlu koltuk ferdi sigortasının tarafı olduğunu, müvekkilinin yaklaşık 25 gün yatarak tedavi olduğunu ve sonrasında bacaklarında alçı ve kaburgalarında korse ile taburcu olduğunu, tekstil sektöründe ütücülük yaptığını müvekkilinin net almış olduğu ücretin 1.850,00 TL olduğunu müvekkili … için 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 40.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek olan avans faizi ile davalılardan … ve Beşiktaş Belediyesinden tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 127.478,58 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu kazaya karışan aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası ile müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili kooperatife müracaat edilmediğini ve herhangi bir hasar dosyasının açılmadığını, davacının müvekkiline başvuru yapmadan dava yolunu seçmesinin davacının kötü niyetini gösterdiğini belirterek KTK’nın 97 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; Davacılar tarafından açılan davanın haksız, mesnetsiz olup yasal dayanağının bulunmadığını, davaya konu kazaya karışan aracın işleteninin davalı Beşiktaş Belediyesi olduğunu, aracın işleteni olmayan, araç maliki müvekkili şirketin davacıların tazminat taleplerinden sorumlu bulunmadığını, müvekkili şirket adına kayıtlı aracın müvekkili şirketin denetimi dışında kullanılmaktayken söz konusu trafik kazasının meydana geldiğini, yasal düzenlemenin de bu yönde olduğunu ve aracını uzun süreliğine kiraya verenin malik işleten olmadığını, ayrıca davacılardan …’ın manevi tazminat talebinde bulunamayacaklarını, zarar görenin yakınlarının ancak ölüm halinde manevi tazminat talep edebileceklerini, talep edilen manevi tazminatların fahiş olduğunu, müvekkilinin kazaya karışan aracın işleteni olmadığını belirterek müvekkili yönünden davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 27/09/2015- 2016 vadeli ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu taşımada ticari bir taşıma söz konusu ise talebin öncelikle taşımacılık poliçesine yöneltilmesinin gerektiğini, taşımacılık poliçe teminatının aşılması durumunda talebin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine yöneltilmesinin gerektiğini, KTK’nın 97. m. gereği dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle, talep zamanaşımına uğradığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aracın Beşiktaş Belediyesi tarafından tedarik edildiğini, … Tic. Ltd. Şti’ nin aracın işleteni ve sigorta ettireni olduğunu, işleteninin değişmiş olup kazanın aracın Beşiktaş Belediyesinin işletmesindeyken meydana geldiğini, kiralama sonucu aracın işleteninin değişmesi nedeniyle mevcut poliçenin sona erdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsizlik sebebiyle öncelikle yargı yolu bakımından usulden reddi gerektiğini, davanın ticari dava olmaması ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, … plakalı aracın geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle Belediye ve diğer davalıların tamamı aleyhine kazazedeler tarafından İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2016/681 Esas, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2016/661 Esas, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2016/646 Esas ve İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2016/687 Esas sayılı aynı mahiyette davalar açıldığını, usul ekonomisi gereği davaların birleştirilmesi gerektiğini, 07/05/2016 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen trafik kazasına karışan … plakalı aracın … Ltd. Şti’ ye ait olup araç şoförü …’ nın da diğer davalı … Ltd. Şti.’ nin personeli olduğunu, müvekkili kurum aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vrilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı … Ltd.Şti’ye yöneltilen maddi ve tüm manevi tazminat davalarının husumet nedeni ile reddine, davacı … tarafından davalı … A.Ş’ye yöneltilen maddi tazminat davasının reddine, Davacı … tarafından davalılar Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve …’ya yöneltilen maddi tazminat davasının kabulü ile, 127.478,58 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … yönünden dava tarihinden, diğer davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı yönünden ise 07/05/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,Davacıların davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na yöneltmiş oldukları manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 32.500,00 TL manevi tazminatın 07/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığından alınarak adı geçen davacılara belirlenen miktarlarda ödenmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili ve davalı … Şirketi vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat tutarlarının müvekkillerinin yaşamış olduğu acı, ıstırap ve elem karşısında oldukça düşük kaldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hizmet kusuruna dayalı olarak belediye aleyhine açılan davanın görevsizlik sebebiyle öncelikle yargı yolu bakımından usulden reddi gerektiğini, belediye aleyhine açılan dava ticari dava olmadığından Asliye Hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığını, trafik kazasına karışan araç sürücüsünün …. Ltd.Şti personeli olduğunu, yöneltilen maddi ve manevi tazminat taleplerinden husumet nedeni ile müvekkili belediyenin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, mahkemece davacıların taleplerinin de üzerinde olacak şekilde fahiş tazminat bedellerine hükmedildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında husumet itirazları bulunduğunu, kiralama nedeniyle aracın işleteninin değişmiş olup kazanın aracın Beşiktaş Belediyesi’nin işletmesindeyken meydana geldiğini, kiralama sonucu aracın işleteninin değişmesi nedeniyle mevcut poliçenin sona erdiğini, kaldı ki işbu davanın … yönünden reddedildiğini, sigortalı yönünden reddedilen işbu dosyada, müvekkil şirketin de sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket kayıtlarında başkaca bir poliçe de bulunmadığından 2918 sayılı KTK’nın 85/son maddesinde “işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. ” dendiğini, müvekkili sigorta şirketinin aracı sigortalamış olduğundan, ancak sigortalı aracın sürücüsünün kusuru kadar teminat sunmakla yükümlü olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte- kusur oranı ve kusur oranına denk düşen tazminat tutarı tespit edilmiş olup, müteselsil sorumluluk hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, emniyet kemeri kullanılmaması ve dahi kamyonet kasasında, motosiklette yolculuk yapılması gibi durumların müterafik kusur teşkil edeceğini, bilirkişi raporunda bu hususların irdelenmediğini, maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar da tespit edildiğini, mevcut arazların da olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, bu halde tespit edilen maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, kaza tarihini kapsayan maluliyet oranı belirleme yönetmeliğine göre oranın belirlenmesini talep ettiklerini, hesaplamalar yönünden de aleyhe tüm hususlara itirazlarını sunduklarını, müvekkili şirketin, sigortacılık kanunu ve TTK ilgili hükümleri gereği, Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan genelge ve diğer düzenlemelerle bağlı olduğunu, dolayısıyla hesaplamaların ilgili mevzuat hükümlerine, genelge, genel şart ve diğer düzenleyici mevzuata aykırı yapılmış olması karşısında da itirazlarını bildirdiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.2918 sayılı Kanun’un 110. maddesinin gerekçesiyle Anaya Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve 2013/68-165 E-K sayılı kararı, UYM’nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/163-210 E-K sayılı; 24/09/2018 tarih ve 2018/530-467 E-K sayılı kararları ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2020/2045 Esas 2020/1746 Karar sayılı kararları birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı KTK’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği belirlenmiş olduğundan yargı yoluna ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Somut uyuşmazlıkta, davalılar arasında Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortacısı ile ZMSS sigortacısı bulunduğundan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.Dosyada bulunan Sürücülü Araç Kiralama Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme uyarınca, … plakalı aracın 01/10/2014 tarihinden 30/09/2017 tarihine kadar Beşiktaş Belediyesine kiralandığı ve aracın teslim edildiği anlaşılmaktadır. Kayıt maliki olan davalı … Tic. Ltd. Şti. aracı uzun süreli olarak sürücüsü ile birlikte davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığına kiraya verdikten sonra sözleşme süresi içerisinde belediye hizmetine ait bir işin görülmesi sırasında dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir. Uzun süreli kiralama sözleşmesinin içeriği dikkate alındığında aracın şoförü üzerinde hakimiyet ve aracın işletilmesindeki tasarruf yetkisi Beşiktaş Belediyesindedir. Bu durumda davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı aracın işleteni olduğundan maddi ve manevi tazminat taleplerinden sorumluluğu bulunmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Sigortalı … plakalı aracın davalı …Şirketi nezdinde 21.10.2015 başlangıç tarihli ve bir yıl geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılmıştır. Sigortalı aracın daha sonra uzun süreli kiraya verildiğinden sigorta şirketinin sorumluluğu sona erdiği belirtilmiş ise de dosya kapsamına poliçenin iptal veya fesih edildiğine ilişkin bir belge sunulmamıştır. Bu halde poliçenin halen geçerli ve yürürlükte olduğu, kaldı ki iptal tarihinden itibaren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesinde öngörülen fesihten sonraki sorumluluk süresi henüz dolmadan tazminata konu trafik kazası gerçekleştiği anlaşıldığından davalı sigorta şirketinin sorumluluğu devam edeceğinden istinaf talebi yerinde değildir.Davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili dava dosyasının aynı kaza nedeniyle açılmış olan dava dosyaları ile birleştirilmesi gerektiğini öne sürerek istinaf talebinde bulunmuş ise de her bir dosyadaki davacılar ile taleplerin farklı olduğunun anlaşılmasına göre dosyaların birleştirilmesi usul ekonomisine uygun olmayacağından Mahkemece talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Müterafik kusur aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Y. 2015. S. 582) Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta davalı … Şirketi vekili, davacı mağdur …’ın hangi eyleminin müterafik kusur oluşturduğunun açıklanmadığı gibi dosya kapsamında da tespit edilemediğinden istinaf talebi yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunun davacı … belirlenen maluliyet oranı, kaza tarihindeki yaşı, geliri asgari ücret olarak esas alınarak TRH 2010 yaşam tablosuna göre düzenlendiği anlaşıldığına göre usul, yasa, Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş hesaplama yöntemine göre tazminat hesabı içeren aktüerya raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece alınan ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda davacı …’ın 07/05/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %20.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, kişinin malüliyetinin 07/05/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları).İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek (davalı Beşiktaş Belediyesinin maluliyet raporuna ve maluliyet oranına ilişkin istinaf talebi bulunmadığından davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş olması) karar verilmesi olmalıdır.Manevi tazminatın belirlenmesindeki kriterlerden biri de kişinin maluliyetinin meydana gelen trafik kazasına bağlı olup olmadığının ve maluliyet oranının belirlenmesidir. Davacı Muhammet Arslan’ın maluliyetine ilişkin raporun usulüne uygun şekilde alınması gerektiğinden maluliyet durumu netleşmeden manevi tazminatın belirlenmesi eksik incelemeye dayalı olduğundan manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili ve davalı … Şirketi vekili vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına,dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ve davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili ile davalı … Şirketi vekili vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar ve davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023