Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/699 E. 2023/1064 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/699
KARAR NO: 2023/1064
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
NUMARASI: 2016/57 Esas – 2020/546 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2013 tarihinde … plakalı araç sürcüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, kazadan dolayı %20 oranında sürekli malul kaldığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibari ile geçerli bir zmms poliçesinin bulunmadığını, davalıya yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyasından müvekkiline 47.234,00 TL kısmi (eksik – yetersiz) iş göremezlik tazminatı ödendiğini, davalı tarafından yapılan ödemenin müvekkilinin maruz kaldığı gerçek zararını tazmin etmekten çok uzak olduğunu fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının 21/07/2013 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatından davadan önce yapılan kısmi ödeme düşüldükten sonra bakiye azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Kurum tarafından davacıya kazadan kaynaklı maluliyeti sebebi ile 47.234,00 TL ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını yapılan bu ödeme ile müvekkili kurumun tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının kask takmadan motosiklete binmesi ve A2 ehliyetinin bulunmaması nedeniyle tazminat hesabında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ayrıca hükmedilmesi gereken faiz türünün yasal faiz olduğunu davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Dava ve ıslah dilekçelerine göre davanın kabulü ile 70.910,05 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 5.642,82 TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 76,552,87 TL nin taleple bağlı kalınarak 75.552,87 TL’sinin 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili ile ihbar olunanlar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna usulüne uygun başvuru yapılmasının dava şartı olduğunu, başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacının kask takmadan, gerekli koruyucu önlemleri almadan ve gerekli olan A2 ehliyeti bulunmadan motosiklet üzerinde seyahat ettiğini, dosya kapsamındaki belgelerden davacının maluliyetinin kafa bölgesinde olduğunun tespit edildiğini, motosiklet kaskı, oluşabilecek kaza ve darbelerde zararı en aza indirmek ve engellemek için kullanılması zorunlu aksesuarlardan olup kaza sırasında davacının koruyucu ekipmanları takmamasının müterafik kusur oluşturacağını, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığı itirazı baki olmak üzere zarar görenin SGK’dan geçici iş göremezlik ödemesi alıp almadığının araştırılması gerektiğini, SGK tarafından yapılmış bir ödeme mevcut ise bu miktar daha sonra SGK tarafından müvekkili kurumdan rücu edileceğinden hem müvekkili kurum haksız yere zarara uğramış olacak hem de davacı haksız olarak mükerrer tazminata hak kazanmış olacağını, müvekkili kurumun dava açılmadan önce temerrüde düşmediğinden faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak hükmedildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İhbar olunanlar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya arasında bulunan kaza tespit tutanakları ATK raporları ve diğer belgeler incelendiğinde davacı tarafın uğramış olduğu zararın ortaya çıkmasında %80 oranında müvekkilinin kusurlu olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, trafik kazası tespit tutanağında da görüleceği üzere meydana gelen iki araçlı karşılıklı çarpışma şeklinde gerçekleşen kazada sürücü kural ihlalleri olarak tarafların her ikisininde ihlalde bulunduğu ve kazanın bu nedenle gerçekleştiğinin belirtildiğini, yine trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde davacı tarafça kullanılan aracın motosiklet cinsinde olduğu buna karşın davacı tarafın koruyucu ekipmanlarının ve takılması zorunlu olan kaskın takılı olmadığının görüldüğünü, bununla birlikte dosya arasında bulunan sağlık raporları incelendiğinde davacı tarafın oluşan kaza sonucunda aldığı hasarının kafa bölgesinde olduğunun tespit edildiğini, yaralanma davacı tarafın motosiklet ile kast takılı olmaksızın seyretmesi nedeniyle ortaya çıktığını, davacı tarafça mevzuata aykırı olarak ortaya konulan davranışlar bununla da sınırlı olmayıp, davalı taraf kazaya sebebiyet veren aracı motosiklet cinsi ve 124 silindir hacmine sahip olmasına karşın davacı tarafın araç için gerekli ehliyeti olmayıp b sınıfı ehliyeti ile aracı kullandığını, ancak bu durumun yerel mahkeme tarafından kusurun tespitinde ve bu nedenle verilen kararda göz önüne alınmadığını, davacının kazanın ve neticesinde ortaya çıkan zararda müterafik kusuru bulunduğunu kabul etmek gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava ihbar olunanların davada taraf sıfatı olmadığından ve haklarında hüküm kurulmadığından istinaf itirazları inceleme konusu yapılmamıştır. Dosya kapsamından, 21.07.2013 günü, saat 15:12 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile Atatürk caddesini takiben Ömer Seyfettin meydanı istikametinden Işık caddesi yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan Hal caddesi kavşağına geldiği esnada idaresindeki aracın ön kısımları ile karşı yönden gelerek anılan kavşak mahallinden sola dönüş yapmak üzere istikametini kapatan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol ön kısımlarına çarpması sonucu davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Davadan önce yapılan ödemenin yetersizliği nedeniyle dava konusu tazminat talep edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin KTK 97 maddesi gereği başvuru koşulunun yerine getirilmediğine değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Yine mahkemece davadan önce yapılan ödeme tarihi olan 14/01/2016 tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Dava dilekçesinde açıkça geçici iş göremezlik talebi bulunmadığı halde mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan ve ıslah edilen geçici iş göremezlik tazminatına da karar verilmesi talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden ve ıslah ile de dava dilekçesinde bulunmayan talebin sonradan eklenmesinin mümkün olmadığından doğru olmamıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde bu konuda itirazı yok ise de genel olarak geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğundan istinaf itirazında bulunmuştur. Oysa KTK’nın 98. maddesi gereği sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Kaza sırasında davacının kaskının takılı olmadığı ve motosiklet ehliyetinin bulunmadığı kaza sonrası düzenlenen tespit tutanağı içeriğinden anlaşıldığı ve davacının yaralanmasının kafa bölgesinden olduğu göz önüne alındığında yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirim yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat tutarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 56.728,04 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan yargılama giderinin hesaplanmasında nazara alınmamış, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1- Dava ve ıslah dilekçelerine göre davanın kısmen kabulü ile 56.728,04 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Harçlar Kanununca alınması gerekli 3.875,09 TL ilam harcından peşin yatırılan 29,20 TL ve 241,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.604,89 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 241,00 TL ıslah harcı, 600,00 TL bilirkiş ücreti, 318,00 TL kusur rapor ücreti olmak üzere toplam 1.217,40 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Adli Tıp Kurumunun 687,00 TL bedelli faturasının davalı tarafça Adli Tıp Kurumuna ödenmesine,6-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 36,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/06/2023