Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/682
KARAR NO: 2021/1323
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/01/2021
NUMARASI: 2020/16 Esas – 2021/4 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı otobüs ile … plakalı aracın 19/04/2009 tarihinde karıştığı trafik kazası sonrasında, … plakalı otobüste yolcu konumunda bulunan davacının malul kaldığını, … plakalı otobüsün davalı … Sigorta Şirketi’ne karayolu yolcu taşımacılık zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası koltuk ferdî kaza sigortası ile sigortalı olduğunu belirterek, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) temerrüt tarihinden olmak üzere şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın ve işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 10/02/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile talebini 56.175,77 olarak belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımına uğradığını, davalı … kuruluşunun sorumlu olduğu karayolu yolcu taşımacılık zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta koltuk ferdi kaza sigortası kapsamında davacıya 29.012010 tarihinde 32.745,00 TL, 27.08.2012 tarihinde 3.562,00 TL ve 09.11.2012 tarihinde 3.693,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL. ödendiğini, davalı … kuruluşunun sorumluluğunun tükendiğini, karayolu yolcu taşımacılık zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası koltuk ferdi kaza sigortası poliçesi genel şartlan A. 3 2. maddesinde yer alan cetveller kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacının maluliyet derecesinin ferdi kaza sigortası genel şartlan 8/B maddesi kapsamında tespit edilmesi gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 13.107,58 TL Ferdi Kaza Sigortasından doğan bakiye zararın 05/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu poliçenin, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza sigortası olduğunu, dava öncesi ödenen miktar hesaplanan tazminattan sadece indirim nedeni olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin aksine, davacının hesaplanan gerçek zararı 87.500 TL olup dava öncesi ödenen 40.000 TL indirildiği zaman davacının zararının 47.500 TL olduğunu, avans faiz yerine yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İlk Derece Mahkemesince verilen 2016/595 E., 2017/1030 K. sayılı karar ile “Açılan davanın kabulüne, 56.175,77 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine” karar verilmiş olup bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/2822 E. 2019/4087 K. sayılı kararı ile; ” … Mahkemece; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı kapsamında davacının maluliyeti nedeniyle hak edebileceği sigorta bedelinin belirlenebilmesi için öncelikle uzman bilirkişi tarafından 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar’ a ekli cetvellere göre maluliyet oranı belirlendikten sonra tazminatın hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. …” gerekçesi ile kararanı kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince Dairemiz kararından sonra Adli Tıp Uzmanı bilirkişiden rapor alınmış bu raporda davacının maluliyet derecesi, (Bir bacağın dizden tamamen kaybı % 40,Kınlan alt çenenin İyi kaynamaması %25,Sağ kalça ve dîz eklem kısıtlılığı, kıyasen ve takdiren+ % 5) toplam % 70 olarak tespit edilmiştir. Adli Tıp Uzmanı ve aktüerya uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 21/09/2020 tarihli rapor ile maluliyet derecesinin % 70 olduğu, 01/01/2009 – 31/12/2011 tarihleri arasında, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası teminat miktarının 125.000,00 TL olduğu, davalı … şirketince davacıya Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası kapsamında 40.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu açıklanarak iki seçenekli hesaplama yapılmış, 1. seçenekte 125.000,00 TL teminat limiti ve % 70 oranındaki maluliyete göre ödenmesi gereken 87.500,00 TL den 40.000,00 TL ödemenin mahsubu ile 47.500,00 TL ödenmesi gerektiği, 2. seçenekte 125.000,00 TL teminat limiti ve % 70 oranındaki maluliyete göre ödenmesi gereken 87.500,00 TL den 40.000,00 TL ödemenin ve ödemeye ilişkin 34.392,42 TL faizinin mahsubu ile 13.107,58 TL ödenmesi gerektiği kanaati açıklanmıştır. Mahkemece, aktürya raporunda ki 2. seçenek hükme esas alınarak Sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemenin güncellenmiş miktarı düşülerek 13.107,58 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 2016/595 E. ve 2017/1030 K. sayılı kararında hükme esas alınan 03/02/2017 tarihli aktüerya raporunda 40.000,00 TL ödemenin faizi de hesaplanarak, güncellenmiş (faiziyle birlikte ) düşülmesi sonucu bulunan 56.175,77 TL miktarın bakiye zarar olduğu açıklanmış ve bu miktara hükmedilmiştir. Davacı vekili hükme esas alınan bilirkişi raporuna, kendisine tebliğine rağmen süresinde itiraz etmediği gibi hesaplama ve ödemenin güncellenmiş bedelinin düşülmemesi gerektiğini belirterek ilk karara karşı istinaf talep etmediğinden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle davalı yararına usuli kazanılmış hak da gözetilerek yapılan ödemenin güncellenmiş bedelinin düşülmesiyle kalan tazminata karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/07/2021