Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/675 E. 2023/1180 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/675
KARAR NO: 2023/1180
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2016/417 Esas – 2020/762 Karar
DAVA: Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’in, davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı ticari minibüste yolcu olduğunu, minübüsün … Cad üzerinde yokuş aşağı gittiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek beton saksıya çarpması ve çarpışmanın etkisiyle … Çıkmazına girip bina duvarına çarpması sonucu vefat ettiğini, davalı …’nin %100 asli kusurlu olduğunu, kaza ile ilgili olarak ceza davası açıldığını, desteğin ölümü nedeniyle geriye bakıma muhtaç eşi …, çocukları … ve …’in onun desteğinden yoksun kalarak bakıma muhtaç hale geldiğini ve davacı anne ve çocuklarının madden ve manen büyük bir zarara uğradığını fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı …, … ve … için ayrı ayrı 500,00 TLden olmak üzere toplam 1.500TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan ve davacı … için 40.000TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 20.000TL olmak üzere toplam 160.000TL manevi tazminatın araç sürücüsü ve maliki olan davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat davalarını … için 186.935,17 TL, … için 43.822,21 TL, … için 21.873,25 TL, … için 3.806,61 TL olarak ıslah ettiklerini ve maddi tazminat davalarının toplam 257.937,27 TL çıkardıklarını belirtmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket tarafından 10/06/2015-2016 tarihleri arasında trafik sigortası poliçesi ile sigortalandığını, davacının taleplerinin zmm poliçesi bakımından teminat dışında olduğunu, aracın ticari taşımacılık yaptığından dava konusu taleplerin taşıma poliçesine yöneltilmesi gerektiğini, destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, olayın haksız fiil sonucu meydana geldiğinden ve ticari iş niteliği taşımadığından ticari faiz taleplerinin ve haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul-kısmen reddi” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece aracın denetiminden sürücü ve işletenin sorumlu olduğu yönünde mantık ve hukuk dışı bir değerlendirme yapılarak tüm kusur sürücü ve işletene atfedilmiş gibi hüküm kurulduğunu, ülkemizde trafik denetimi Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma İl Komutanlığı tarafından yapıldığını, sigortalı araç trafik denetimi neticesinde fenni muayenesi bulunmaması nedeniyle 6 kez idari para cezasına çarptırıldığını ancak trafikten men edilmediğini, sigortalı aracın fren sisteminin tutmaması aracın trafiğe çıkmaya uygun olmadığının en büyük kanıtı olduğunu, müvekkilinin araç sürücüsü ve işleteninin kusuru oranında sorumlu olduğunu, trafik denetiminden sorumlu kuruluşa verilen kusur nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı …’in maddi tazminat talebinin bulunmadığını ancak mahkemece bu davacı lehine maddi tazminata hükmedildiğini, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığının araştırılmadığını, anne babanın sağ olması halinde destek tazminatının hesaplanması gerektiğini, davanın konusunun davacı yanın gelecekteki geliri olduğundan davacı yanın gelecekteki zararı için bugün faize hükmedilmesinin faizin ruhuna aykırı olduğunu, dava konusu kaza haksız fiil sonucu meydana geldiğinden ve ticari iş niteliğinde olmadığından ticari faize hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 08.01.2016 günü saat 08.10 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile … Caddesini takiben Bahçeköy caddesi istikametine seyri sırasında olay mahalli kavşağına geldiğinde araç hakimiyetini kaybederek kavşağa girip sola doğru yönelerek Bahçeköy caddesi üzerinde yol kenarında bulunan beton saksılara çarpıp savrularak … Çıkmazı köşesindeki bina duvarına çarpması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacıların murisi ‘i…n vefat ettiği trafik kazası meydana gelmesi nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 13/08/2018 tarihli kusur raporu ile; davalı sürücü …’nin %40 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı minibüsün işleteni davalı …’nin %40 oranında kusurlu, … plakalı minibüsün trafikteki denetiminden sorumlu kurum yada kuruluşun hizmet kusurunun kazanın meydana gelmesinde %20 oranında etken olduğu tespit edilmiştir. Yine ceza yargılaması sırasında da aynı doğrultuda rapor alınmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 61.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş, müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişkisi ise 62.maddede düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin TBK’nın 162/1.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan %20 kusur oranı verilen, dava dışı minibüsün trafikteki denetiminden sorumlu kurum zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, kaza tarihinde uygulanması gereken BK’nın 141 vd. maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalıların zararın tamamından sorumlu tutularak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Destekten yoksun kalma tazminat hesabının davacıların yaşları, yaşam süreleri gözönüne alınarak yargısal içtihatlara göre hesaplanmış olmasına, nüfus kayıtlarına göre desteğin anne ve babasının kaza sırasında hayatta olmadıklarından hesaplama yapılırken pay ayrılmamış olması ve dava tarihinden önce davacı tarafça davalıya herhangi bir başvuru yapılmadığına göre faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınmasında ayrıca kazaya sebebiyet veren araç ticari nitelikte minibüs olmasına ve dava dilekçesinde avans faizi talep edilmesine göre avans faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki itirazlar da yerinde görülmemiştir.HMK’nın 176.maddesinde düzenlenen ıslah mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Ancak her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Mevcut istem korunarak dava konusu ile ilgisi olmayan başka bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.Yukarıda açılanan ilkeler çerçevesinde davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak destekten yoksun kalma tazminatını davacılar eş … ve çocuklar … ile … için talepte bulunduğu, davacı … için destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmadığı görülmemiştir. Aktüer bilirkişi raporunda davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece aktüer raporu esas alınarak ıslah edilen tutarlar üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Oysa davacı, sadece davacılar eş … ve çocuklar … ile … için destek tazminat talebinde bulunduğuna göre dava dilekçesindeki talebi ile bağlıdır ve dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, davacı … için destek tazminatı bakımından usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak bu davacı için destek tazminatı hakkında da hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece ıslah dilekçesi ile talep edilen davacı Mehmet için destek tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden hüküm bu yönden düzeltilmiştir ( Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5629 Esas ve 2015/13201 Karar sayılı ilamı). Açıklanan nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf başvurusunda bulunan bu davalı yönünden düzeltilmesi ile davacı Mehmet için destek tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu konuda usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş; istinaf talebi olmayan diğer davalılar için hüküm kesinleştiğinden İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat tutarı aynen yeni oluşturulan hükme geçirilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile A-Maddi tazminat talepleri yönünden; 1-165.920,80 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta yönünden poliçe limitini aşmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen, tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile tahsili ile davacı …’ e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-43.822,21 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta yönünden poliçe limitini aşmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen, tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile tahsili ile davacı …’ e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 3-21.823,25 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta yönünden poliçe limitini aşmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen, tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4- a)-3.806,61 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen, tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, b)-Davacı …’in maddi tazminat talebi hakkında davalı sigorta şirketi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, 6-Kabul edilen maddi tazminat talepleri yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 24.926,10 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … Sigorta Şirketi 24.659,63 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 7-Red edilen maddi tazminat talepleri yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Sigorta Şirketine verilmesine, B-Manevi tazminat talepleri yönünden; 1-15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 3-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 5-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı …’ e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 6-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ye ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 7-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ ye kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’ e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 8-Kabul edilen manevi tazminat talepleri yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 8.600,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, C-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 20.176,92 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 7.138,02 TL’ nin (dava açılırken 2.758,02TL+ 4.380,00TL ıslah ile) mahsubu ile bakiye 13.038,90TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına (Davalı sigorta şirketi harcın 8.680,27 TL’sinden sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartı ile) D-Davacı tarafından yapılan 600,00TL bilirkişi ücreti ve 853,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.423,20 TL’ nin davanın kısmen kabul kısmen red oranı (0,70) dikkate alınarak hesaplanan 996,24 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine (davalı … Sigorta Şirketi bakımından hesaplanan 1.303,53 TL yargılama gideri İlk Derece Mahkemesince kabul edilen 996,24 TL’den fazla olduğundan davalı sigorta şirketi lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilerek davalı … Sigorta Şirketi de 996,24 TL’den sorumlu olmak kaydıyla), Ayrıca davacılar tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 13.038,90 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, E-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan 34,30 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta Şirketi’ne verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/06/2023