Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/637 E. 2022/285 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/637
KARAR NO: 2022/285
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2012/1184 Esas – 2020/677 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/05/2008 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu daimi olarak %18 oranında sakat kaldığını, davalıya ait aracın sigortacısı diğer davalı … şirketine yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığını, ancak belirlenen tazminat tutarının hakkaniyete uygun olmadığını, mahkeme tarafından aktüer raporlanması gerektiğini beyan ettiğini, davanın kabulü ile kaza neticesinde daimi sakatlığa uğrayan … davalı … Sigorta A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması şartı ile 5.000 TL tutarındaki ölüm ve cismani zararlara ilişkin maddi tazminat ve bakım gideri ile 15.000 TL tutarındaki manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, delil örneklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, … plakalı aracın sigorta şirketi nezdinde … numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, 31/01/2011 tarihinde 36.090,62 TL tazminat ödemesi yapıldığını, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, her hangi bir tazminat hesaplanması durumunda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, olayın 31/05/2008 tarihinde … plakalı aracı ile … Cad. Maslak istikametine seyir halinde giderken aracının kontrolünü kaybetmesi nedeniyle davacıya çarptığını, davacının %18 oranında iş göremezlik raporu olup, bu oran adı geçenin çalışmasına engel olmayıp, 500 TL tutarında talep edilen maddi tazminatın reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 33.765,31 TL’nin davalı … yönünden 31/05/2008 tarihinden, davalı …yönünden 11/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,2-… aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın 31/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin talebin reddine,3-… A.Ş aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ile … şirketi aralarında yapılan sulh sonucu ibraname imzaladıklarını ve davacının davasından feragat ettiğinin açık olduğunu, feragat dilekçesi sunulup fazlaya ilişkin hakların saklı kalmasının istenilmesinin neticesinde haksız ve mesnetsiz şekilde dava açıldığını, alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, ödeme tarihi verilerine göre hesaplama yapılmadığını, ödeme tarihine göre yapılacak hesaplama ile kendisinin sorumluluğunun sona ereceğini, yapılan sigorta kapsamında yaralama ve kazalarda tüm sorumluluğun sigorta şirketine ait olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı vekili ile yapılan görüşmeler neticesinde sulh olunduğunu, her ne kadar davacı vekili tarafından feragat dilekçesi sunulmamış, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğundan feragat etmeyeceğini belirtmişse de ibranamede belirtilen beyana göre başvurudan feragat edeceğini taahhüt ettiğini, yerel mahkeme tarafından ilgili itirazlara dikkat edilmeksizin hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, davacı vekili tarafından dava nezdinde ibraname karşılığında ödeme alındığını ve ibranamenin vasfı itibariyle feragat hükmünde olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi kanatte olunsa dahi, yargılama sırasında alına bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, ödeme tarihi verilerine göre hesaplama yapılmadığını, ödeme tarihi verilerine göre yapılacak hesaplama ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona ereceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında davalı … tarafından dava öncesinde davacıya 31/01/2011 tarihinde 36.090,62 TL ödeme yapıldığı, ödemeye ilişkin ibraname sunulmadığı, yargılama sırasında davalı vekili tarafından 26/04/2016 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belgenin sunulduğu, 58.000 TL asıl alacak, 14.000 TL faiz, dava ve icra vekalet ücreti ile toplam 83.123,00 TL üzerinden anlaşma sağlandığının belirtildiği, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava öncesi yapılan ödeme güncellenerek, dava sonrasında yapılan ödeme güncellenmeksizin hesaplanan tazminat miktarından indirilmiş olduğu görülmektedir. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı … Şirketi arasında KTK’nın 111. Maddesi kapsamında kalan anlaşma bulunduğu iddia ve ispat edilemediğine göre Mahkemece ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi için rapor alınmamış olmasında ve yine dava tarihinden önce yapılan ödemenin güllenerek belirlenen tazminat miktarından düşülmesi gerektiğinden hükme esas alınan bilirkişi raporunda da yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı mahsup edilerek bakiye tazminatın belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak yargılama sırasında davalı tarafça sunulan ve dava tarihinden sonra düzenlenen 26/04/2016 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belge içeriği ibra beyanı içermesi nedeni ile bu ödeme yönünden ödeme ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması gerekmektedir. O halde mahkemece yapılması gereken; 26/04/2016 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belgenin ve ek olarak gösterilen taraf vekaletnamelerinin aslının ve yapılan ödemelere ilişkin dekontların getirtilerek bilirkişiden ödeme tarihi itibariyle 26/04/2016 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belge ile yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi amacı ile ödeme tarihi verileri dikkate alınarak hesaplama yapılması ve bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli olup olmadığının ve davacının zararının karşılanıp karşılanmadığı ve davanın konusuz kalıp kalmadığının belirlenmesi için ek rapor almak, bu rapor sonucuna göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekili ile davalı …’in istinaf başvurusunun kabulü ne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davalı …Ş. vekili ile davalı …’in istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2022