Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/633 E. 2023/271 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/633
KARAR NO : 2023/271
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 20/06/2013 tarihinde saat 22:30 sıralarında, Çanakkale İli, Biga İlçesi, Yenice köyü Kaşıkçı Oba Köyü yolu 1 km 500.metresinde sürücü … yönetiminde Yenice Köyü yönüne seyir halinde olan tescilsiz motosiklet ile karşı yönde sürücü … yönetiminde seyir halinde olan tescilsiz motosikletin …’ ün seyir halinde olduğu şerit içinde çarpışmaları sonucu dava konusu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, olayda tescilsiz motosikletin sürücüsünün kusurlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL iş görmezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya 05/09/2014 tarihinde 11.322,00 TL tazminat ödemesi yapılarak yükümlülükten kurtulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili kurumun sorumluluğunun teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, tarafın dava ile ilgili şartları yerine getirmediğini, müvekkil kurumun geçici iş görmezlik tazminatından sorumlu olmadığını, davacının maluliyet oranının ve malul kaldığının belgelenmesi gerektiğini, zararın ve kazadaki kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, yapılacak hesaplamada hesaplanan rakam ile ödenen arasında fark olması durumunda ödemenin güncelleştirilerek hesaptan düşülmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 80.092,54 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/09/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karayolunda kullanılabilir nitelikte olmayan tescilsiz bir aracın sebep olduğu zararlara ilişkin hukuki sorumluluğun aracın sahibi bakımından genel hükümlere tabi olduğunu, bu araçlar bakımından ZMSS yaptırılmasının da zorunlu bulunmadığını, kişilerin genel hükümlere göre sorumluluğunun müvekkili kurumun faaliyet gösterme amacının dışında kaldığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, davacının maluliyetinin muayenesi yapılmaksızın tespit edildiğini ve nihai hükmün bu rapor esas alınarak kurulduğunu, davacıya ait hastane evrakı kapsamında, dosya üzerinden yapılan inceleme ile verilen kararın eksik incelemeye dayandığını, kazadan hemen sonra yapılan tetkiklerin, kalıcı maluliyeti tespit etmek için yeterli olmadığını, davacının bu aşamada giderilen arazlarından arınmış olarak muayenesinin yapılması, sürekli ve kesin raporun bu şekilde düzenlenmesi gerektiğini, davacının maluliyetine ilişkin olarak alınan maluliyet raporlarında davacının maluliyet oranının %14,3 ve %5 olduğunun tespit edildiğini, raporlar arasında bu çelişki ve fark hakkındaki tereddüt giderilmeden kurulan hükmün eksik incelemeye dayandığını ve kararın kaldırılması gerektiğini, davacının maluliyetine neden olan arazlar nazara alındığında, seyahat esnasında kask/koruyucu elbise/dizlik kullanılmaması bu zararın meydana gelmesine/zararın artmasına (dizde ve çenede araz) sebebiyet verdiğinin görüldüğünü, bu nedenle tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 20/06/2013 tarihinde sürücü … yönetiminde Yenice Köyü yönüne seyir halinde olan tescilsiz motosiklet ile karşı yönde sürücü … yönetiminde seyir halinde olan tescilsiz motosikletin çarpışmaları meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.Kaza tarihi itibariyle, ZMSS poliçesi bulunmayan araç nedeniyle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesine göre, ZMSS poliçesinin kaza tarihindeki limiti dahilinde Güvence Hesabı’nın sorumluluğu bulunmaktadır. Kaza tespit tutanağında kazaya karışan her iki motosikletin de tescilsiz olduğu, davacının motosikletinin Wuxi marka, sürücü … yönetimindeki motosikletin … marka olduğu belirtilmiş ancak teknik özellikleri yazılmamıştır. Dolayısıyla kazaya karışan aracın trafik sigortası yaptırılması zorunlu bir araç olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacının Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporunda %5 sürükli engelli olduğu belirtilmiştir. Mahkemece ATK 3. İhtisas Kurulundan davacıya ait tüm belgeler incelenerek ve kurulda muayenesi de yapılmak sureti ile dava konusu kaza ile illiyet bağı da kurularak hazırlanan raporda maluliyet oranı % 14,3 olarak belirlenmiştir. Raporlar arasında çelişki olması nedeni ile ATK 2. Üst Kurulundan mübayenetin giderilmesi için rapor istenmiş olup Üst Kurul yaptığı incelemede tüm raporları incelemek sureti ile maluliyet oranını %14,3 olarak belirlemiş ve çelişki giderilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının kask ve koruyucu tertibat takmadığına ilişkin bir belirleme bulunmadığı (belirsiz olarak işaretlenmiştir) gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusura yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı Güvence Hesabı’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; davacı tarafa araca ilişkin delillerini (fatura vs.) sunması konusunda uygun bir süre verilip, aracın bulunduğu yer bilinebiliyorsa araç üzerinde uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp (bulunmuyor ise ve belirtildiğinde aracın motor nosu, şasi nosu vb. belirleyici özelliklerinden yola çıkılarak tramer kaydının, il emniyet müdürlüğü tescil kaydının araştırılmasıyla), aracın hurdaya ayrılıp ayrılmadığının belirlenmesi, ayrıldı ise davacıların davalı Güvence Hesabı’ndan talep hakkının bulunmadığı, ayrılmadı ise araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/02/2023