Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/621 E. 2023/1210 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/621
KARAR NO: 2023/1210
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI: 2019/1150 Esas – 2021/94 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/09/2017 tarihinde saat 01.30 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Çankaya … Cadde üzerinde seyir halinde iken, … Caddeye dönüş yapmak istediği esnada sağ tarafa seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkili şirket tarafından kasko sigortalısı olan … plaka sayılı aracın hasarlanmış olduğunu ve karşı taraf sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, bu kapsamda sigortalısına 7.961,75 TL ödeme yapıldığını, ödenen meblağ üzerinden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın usulen reddi gerektiğini, kendilerine yazılı talepte bulunulmadığını, söz konusu kazanın meydana geldiğine dair kayıt bulunmadığını, tespit raporunun olmadığını, söz konusu kazanın tazmininden önce olma ihtimalinin olduğunu, müvekkilin kusur oranı nispetinde sorumlu olduğunu bu nedenle kusur incelemesi yaptırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; 6.465,11 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, HMK madde 114/2’den atıfla KTK madde 97 hükmü gereği yargı yollarına başvurmadan önce davacıların sigorta şirketine başvuru yapma zorunluluğunun bir dava şartı olduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere, Kaza Tespit Tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğinden ve uyap sisteminde de bulunmadığından söz konusu iddiaların denetiminin mümkün olmadığını, poliçenin düzenleme tarihi ve kazanın gerçekleştiği iddia olunan tarih arasında sadece 1 gün olmasının kazanın poliçe düzenleme tarihinden önce gerçekleştiği hususunda şüphe uyandırdığını, trafik ihtisası bulunmayan makine mühendisi bilirkişi tarafından tespit edilen sigortalı aracın kusur oranının gerçeğe uygun tespit edilmemiş olup yerel mahkemece dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi taleplerinin değerlendirilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığından faizin takip tarihinden değil dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, yeterli incelemeye haiz olmayan bilirkişi raporunda tespit edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rücuan tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 07/09/2017 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … plakalı aracın davacı şirket kasko sigortalı, … plaka sayılı aracın ise davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğu, … plakalı oluşan hasar bedeli için sigortalısına 7.961,75 TL hasar bedeli ödemesi yapan davacı kasko sigortacısının yaptığı ödemeyi rücuan tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, itiraz üzerine de eldeki davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı kasko sigortacısı, kendi sigortalısına ödeme yaptıktan sonra davalı trafik sigortacısına rücu için takip başlatmış olup kaza tarihi davalı trafik sigortacısı tarafından düzenlenen ZMSS poliçenin düzenleme tarihinden sonra ve risk periyodu içerisinde olduğu gibi dosya kapsamına göre kazanın poliçe düzenleme tarihinden önce gerçekleştiği iddiası ispat edilemediğinden istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacı tarafın 03/10/2017 tarihli “Ekte gönderilen belgelerin tetkik edilerek kusur oranınıza isabet eden 7,961.75 TL tazminatın teminatınız nispetinde en kısa sürede şirketimize ödenmesini rica ederiz” şeklindeki dilekçesi ile davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, dilekçenin aynı gün davalı şirkete ulaştığı görüldüğünden, davalı vekilinin KTK’nın 97.maddesindeki başvuru koşulunun yerine getirilmediğine ve faiz başlangıç tarihine değinen istinaf talepleri yerinde değildir. Kazaya karışan sürücüler tarafından düzenlenen 07/09/2017 tarihli Kaza Tespit Tutanağının “Kavşaktan sağa dönmek isteyen … plaka sayılı araç sürücüsünün arkadan gelen … plaka sayılı aracı görmemesi nedeniyle çarpışmanın meydana geldiği” belirlenmiştir. Mahkemece alınan kusur raporunda,”… plaka sayılı araç sürücüsü …’in sağa dönüş yapmak istediği esnada dönüş yapmadan önce sağa dönüş işaretini vermesi, sağ şeride veya dönüşe ayrılmış şeride girmesi ve hızını azaltması gerekirken bu kuralları ihmal etmesi neticesinde kaza tutanağındaki beyanı ile de sabit olduğu üzere gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek yaptığı kontrolsüz dönüş ile sebebiyet vermiş olduğu kazada KTK’nun amir maddelerini ihlal ve ihmal etmesi nedeni ile % 70 oranında ve asli kusurlu olduğu, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Çankaya …. Cadde üzerinde seyir halinde iken … Caddeye dönüş yapmak istediği esnada sağ tarafta seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın seyir halinde iken hızını, kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine,görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve seyir halinde iken muhtemelen oluşabilecek durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak, zorunda olduğu, bu kapsamda gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sebebiyet vermiş olduğu kazada %30 oranında tali kusurlu olduğu” belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kusurun belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda olay yeri, sürücüler tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı, aracın hasarlı parçaları dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı, bu durumda bilirkişi raporunun, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, kazanın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığına göre mahkemece bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin kusur raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Hasar bedelinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunun sigortalı aracın hasarlı parçaları dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi tarafından ekspertiz raporu da incelenerek ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olarak hazırlandığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından hasar raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 441,63 TL harçtan peşin alınan 111,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 330,63 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 20/06/2023