Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/620 E. 2023/1209 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/620
KARAR NO: 2023/1209
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
NUMARASI: 2017/911 Esas – 2020/344 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/06/2016 tarihinde davalı …’ ın maliki ve işleteni, davalı Ali Taşlı’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, davacı …’nin murisi …’ye çarparak ölümüne sebep olduğunu, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın, davalı … Sigorta tarafından ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğunu, olayın ehliyetsiz sürücü …’nın kural ihlali ve kusuru sebebiyle meydana geldiğini, ehliyetsiz sürücü …’nın halen Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunduğunu, davacı baba …’ nin bu olay sonucu vuku bulan ölüm nedeniyle maddi desteğini de yitirdiğini, olayın meydana geliş şekli, müteveffanın davacı ile yakınlık derecesi, davacı babanın büyük oranda elem ve ıstıraba maruz kalmasına sebebiyet verdiğini, davacı babanın manende zarar gördüğünü belirterek, davacı baba … için 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı işleten … ile sürücü …’dan tahsiline, maddi tazminat yönünden fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 13/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 47.401,71 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, nitekim müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin TRH-2010 mortalite tablosu esas alınarak müteveffanın geliri üzerinden hesaplandığını, davacı tarafından sigortalıların kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen tespit etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasında davacının desteği yayanın karşı şeritten büyük otobüsün gelmesi nedeniyle gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, yaya …’nin karşısında otobüsü görüp bocalaması neticesinde kazanın meydana geldiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen savların somut olaya ve yasaya uygun olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları kapsamında tazminat taleplerinin karşılanacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Davacı tarafın maddi tazminat talebi yönünden; 40.867,65 TL’nin davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden 27/07/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden 13/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı sigorta şirketinin sorumluğu kaza tarihinden geçerli poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılar … Sigorta A.Ş., …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden; 25.000,00 TL manevi tazminatın 13/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … , …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğunu, ATK tarafından düzenlenen raporda …’nın tali kusurlu, …’nin asli kusurlu olduğunun belirlendiğini ve bu raporun mahkemece hükme esas alınmadığını, kusur bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, bilirkişi raporunda faiz hesabında uygulanan 1.8 teknik faiz oranının yersiz olduğunu buna ilişkin itirazların değerlendirilmediğini, manevi tazminat miktarının fahiş ve haksız zenginleşmeye neden olduğunu, hesaplamalarda hatalar bulunduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 21.12.2016 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın yaya …’ye çarpması ve çarptığı yayanın savrularak karşı yönden gelen otobüsün sol arka teker kesimine çarpması sonucu ölümle sonuçlanan dava konusu kaza meydana geldiği, eldeki dava ile davacı baba …’nin kızının ölümü nedeniyle desteğini yitirdiğini belirterek davalılardan maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Trafik Kazası Tespit Tutanağında, bu kazanın oluşumunda sürücü …’nın KTK madde 52/1-b kuralını ihlal ettiği, yaya …’nin ise KTK’nın 68/1-b-3 maddesindeki kuralı ihlal ettiği belirtilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/131 Talimat sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda; ölen yaya …’nin hatalı davranışının 1. derecede etkili bulunduğu, sanık sürücü …’nın hatalı sevk ve idaresinin de 1. derecede (ölen yayanın hatalı davranışı ile eş değer eşit oranda) etkili olduğu kanaatine yer verilmiştir. Davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Gebze 3 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/685 Esas sayılı dosyasına sunulan trafik bilirkişi raporuna göre sürücü …nın asli derecede, müteveffanın tali derecede kusurlu oldukları, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/131 Talimat sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda; müteveffanın hatalı davranışının birinci derecede etkili, sürücü …’nın birinci derecede (ölen yayanın hatalı davranışı ile eşdeğer eşit oranda) etkili olduğu, 29/12/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …nın tali, müteveffanın asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporuna göre ise sürücü …nın % 50, müteveffanın ise % 50 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun, önceki raporlar arasındaki çelişkileri giderdiği, olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı Kararı ile “Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir. Yargıtay 17. (kapatılan) ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda bahsedilen kararı sonrasında vermiş olduğu güncel kararları gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/6135 E. ve 2022/10604 K., 2021/16078 E. ve 2022/10550 K., 2021/13398 E. ve 2022/10498 K.,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 E. ve 2021/34 K., 2019/3713 E. ve 2020/2420 K. sayılı kararları) Somut uyuşmazlıkta, ZMSS poliçesinin başlangıç tarihi olan 12/12/2016 tarihi itibariyle yeni genel şartlar ve KTK’nın değişik 90.maddesinin yürürlüktedir.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda hem PMF-1931 Yaşam Tablosu – prograsif rant tekniği hem de TRH 2010 yaşam tablosu – 1,8 teknik faiz esas alınarak tazminat belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince TRH-2010 tablosu ile 1,8 teknik faiz yöntemine göre yapılan hesaplama esas alınarak karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi iptal kararı ve yukarıya aktarılan Yargıtay güncel kararları gereğince genel şartlarda belirtilen 1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılması doğru olmadığından, bu hususa değinen istinaf talebi yerinde görülmüştür. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanarak bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması için ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/06/2023