Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/617 E. 2023/911 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/617
KARAR NO: 2023/911
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2018/707 Esas – 2020/429 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin müteveffa …’nun eş ve çocukları olduğunu,müvekkillerinin murisi …’nun 24/11/2017 tarihinde bulunduğu fabrika bahçesinde davalı …’in sürücüsü olduğu ve diğer davalı sigorta şirketine ZMM sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın geri manevrası sırasında arcın altında kalarak yaralandığını ve sonradan vefat ettiğini, müvekkillerinin murislerinin ölümü ile murislerinin desteğini kaybettiğini, ayrıca üzüntü yaşadıklarını ileri sürerek belirsiz alacak davası niteliği ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davacı … için 1000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir müvekkili için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların dava açmadan önce müvekkili sigorta şirketine başvuru yapmadıklarından dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu kazanın trafik kazası olmadığını ve ZMM sigortası kapsamında bulunmadığından sorumluluklarının doğmadığını, sorumlulukları olsa bile kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat davası yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; Manevi tazminat davası yönünden davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL ve …’nun mirasçıları için 20.000,00 TL ‘nin kaza tarihi olan 24/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ile davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin olayda kusuru olmadığını, müteveffa …’nun da ekonomik durumunun iyi seviyede olduğunu, olayın oluş şekli, kusur durumları, tarafların sosyal ekonomik durumları ve müvekkilerin duymuş oldukları üzüntü ve elem dikkate alındığında yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece 90,000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, manevi tazminata karar verirken hangi kıstasları baz aldığını, manevi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığını değerlendirmeksizin, afaki fahiş bir tazminata hükmedildiğini, ölen …’nun yaşının bu dava kapsamında dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranları değerlendirilmeksizin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Mahkemece davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş olup , davalı … vekili ek karara karşı da istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili ek karara karşı vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından verilen istinaf başvurunun reddine ilişkin kararın reddinin hukuka aykırı olduğunu, kendilerine eksik harcın yatırılması için muhtıra gönderilmediğini, bu sebeple muhtıranın tekrar kendilerine gönderilmesi durumunda eksik harcın ikmal edileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Ek karara karşı istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Her ne kadar mahkemece davalı … vekilinin istinaf başvurusunun noksan harcın ikmal edilmediği nedenle yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de ; mahkemece davalı vekiline harç tamamlanması için muhtıra tebliğ edilmeden karar verilmesi doğru olmadığından ve harç da ikmal edildiğinden istinaf talebi yerinde görülmüştür. Esas yönden yapılan değerlendirmede; Davaya konu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağının bulunmadığı, aynı olay nedeniyle yürütülen soruşturmanın yapıldığı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasına sunulan 17/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’ ın asli kusurlu olduğu, müteveffa yaya … nun tali kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir. Bakırköy 11.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza yargılama dosyasına sunulan 20/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda ise sürücü …’ın 1.dereceden asli, müteveffa yaya …’ nun 2. dereceden tali kusurlu olduğu kanaati belirtilmiş, yapılan yargılama sonunda davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf talebinin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 19. Ceza Dairesi’nin 2019/2511 Esas – 2019/3706 Karar sayılı kararı ile kesin olarak esastan reddine karar verilmesi ile karar kesinleşmiştir. İlk Derece Mahkemesince kusur bilirkişisiden alınan 21/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı sürücü …’ ın %60 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ nun %40 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, itirazlar üzerine ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 22/08/2019 tarihli raporda davalı sürücünün %75, müteveffa yaya …’ nun %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, ATK Trafik İhtisas kurulunun “Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu”ndan alınan raporda, davalı sürücü …’ın %75 oranında kusurlu, müteveffa yaya …’nun %25 oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı).Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının bir miktar düşük olduğu; aynı ilkelere göre yapılan değerlendirme sonucunda takdiren davacı … lehine 50.000,00 TL, diğer davacılar lehine ayrı ayrı 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır.Bu nedenle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince REDDİNE, II-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:A- 1-Maddi tazminat davası yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,2- Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Maddi tazminat yönünden talep bulunmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,4-Maddi tazminat yönünden talep bulunmadığından davalı lehine yargılama gideri taktirine yer olmadığına, B- 1-Manevi tazminat davası yönünden davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL ve …’nun mirasçıları için 30.000,00 TL ‘nin kaza tarihi olan 24/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alınması gereken 9.563,40 TL karar harcının 1.314,72 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8.248,68 TL ‘nin davalılardan müteselsilen tahsiline,3-Manevi tazminat yönünden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 22.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,C-Davacı tarafça yapılan 2.238,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,D-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Davalı … yönünden alınması gereken 11.612,70 TL harçtan peşin alınan 2.903,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.709,68 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 82,50 TL yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, b-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/05/2023