Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/599 E. 2021/898 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/599
KARAR NO : 2021/898
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/01/2021
NUMARASI : 2020/635 Esas – 2021/20 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilerince davalı tarafa sigortalı olan aracın kusurlu olarak girmiş olduğu ölümlü kaza nedeni ile müvekkillerince 70.227,60 TL ödeme yapıldığını, dava dışı sürücünün ehliyetsiz olması nedeniyle zararın poliçe kapsamında olmadığını, davalı işletenin zarardan sorumlu olduğunu belirterek bu bedelin davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; göreve itiraz ettiklerini, kaza sırasında aracı müvekkilerinin kullanmadığını, müvekkilerinin kazadan önce aracı bir başkasına satıp devrederek sigorta sözleşmesini fesh ettiğini, bu nedenle davalının rizikodan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK’nın 94. ve ZMMSGŞ’nin C.9. uyarınca araç işleteninin devri on beş gün içinde sigortacıya bildirmesi gerektiğini, sigortacının sigorta sözleşmesini yeni işletenle devam ettirip ettirmemek konusunda takdir hakkı bulunmadığını yani araç işleteninin değişmesi hâlinde sigortacıya sadece fesih imkânı getirilmediğini, bu nedenle KTK’nın 94. maddesi uyarınca gerekli ihbarı sigortacıya yapıp sigorta sözleşmesinin iptali imkânını sigortacıya vermediği sürece, aracı takip eden sigorta poliçesi geçerli olacağını, poliçenin tarafları arasındaki yükümlülükler devam edeceğini, ancak işleten değişikliği bir zeyilname ile belirlenmiş ise bundan sonra oluşan rizikolardan ötürü sigortacı akidine rücu edemeyeceğini, bu durumda, kaza tarihinden önce davalı işleten … aracını noter satışı sözleşmesi ile dava dışı 3. kişiye satmış ise de bu durum zorunlu trafik sigortacısına bildirilmediğinden davalı işletenin sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, sigorta şirketi tarafından ödenen bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Davacı sigortacı, zmss kapsamında sigortalı aracın kusuru ile sebebiyet verdiği kazada yaralanan 3.şahsa tazminat ödedikten sonra dava dışı sürücünün ehliyetsiz olması nedeniyle zararın poliçe kapsamında olmadığını iddia ederek kendi sigortacısı olduğunu iddia ettiği davalıya karşı eldeki davayı açmıştır.28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevlidir.Somut olayda, davacı … A.Ş.’ye zmss sigortası bulunan aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. kişiye ödenen tazminatın aracı kullanan sürücünün ehliyetsiz olması sebebi ile rücuen tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Sigortalı aracın hususi nitelikte kamyonettir. Bu durumda davalı sigortalı, 6502 sayılı Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici; sigortalı ile davacı arasındaki sigorta sözleşmesi ise aynı Kanun’un 3.maddesinin l bendi gereğince tüketici işlemidir. Bu durumda uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenlerle göre diğer dava şartlarından önce görüleceğinden Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a/3. ve 355. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021