Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/598 E. 2023/837 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/598
KARAR NO: 2023/837
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2018/566 Esas – 2020/490 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.08.2012 tarihinde … plakalı araç sürücüsü …’ın Hatay’dan Reyhanlı istikametine seyri esnasında direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre karşı şeride geçerek karşı istikametten gelen …’ın kullandığı … plakalı araçla çarpışması neticesinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu – yaralanmalı dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, müvekkili … için 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, kusur durumunun tespitinin gerektiğini ve ATK tarafından hazırlanacak maluliyet raporu ile ancak davacının davaya konu kaza sonucu malul kalıp kalmadığının ispatlanabileceğini, davacının talep etmiş olduğu geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı Yasa gereği SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, hatır taşıması nedeni ile hesaplanacak olan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, talep edilebilecek faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, “Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın devamı sırasında şirket tarafından taraflarına teklif yapıldığını, sunulan teklif ile 01.08.2018 tarihli ibraname ile 18.700,00 TL asıl alacak olmak üzere belirlenen tutar üzerinden sulh olunması yönünde anlaşma sağlandığı belirtilmiş olup söz konusu anlaşılan mevcut bu tutarlar … Sigorta A.Ş tarafından müvekkile ait evraklar üzerinden yapılan medikal inceleme sonucu müvekkilin maluliyet oranının %4 olarak belirlenmesi kapsamında aktüer inceleme yapılarak yapılan teklif ile karşılıklı anlaşma sağlanmış olduğunu, yapılan yargılama neticesinde Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilimdalı’ndan aldırılan 21.06.2019 tarihli maluliyet raporunda müvekkili …’ın maluliyetinin %10,3 olarak tespit edildiğini, mevcut bir maluliyet raporu alınmadan davalı şirketçe yapılan inceleme neticesinde belirlenen %4 oranı ile Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalın’dan aldırılan maluliyet raporunda tespit edilen oran ile fahiş derecede fark bulunduğunu, 08.08.2018 tarihinde yapılan ödeme ile yerel mahkeme dosyası kapsamında alınan gerek maluliyet raporunda belirlenen oran ile gerek alınan aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan maddi tazminat tutarları arasında fahiş derecede müvekkilimiz aleyhine fark bulunmakta olduğunu, TBK’nın 420.maddesi, TMK’nın 2. ve KTK madde 111’e göre davalı yan tarafından yapılan ödemenin davacının gerçek zararının çok altında olduğundan, poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı yanın sorumluluğu devam etmekte olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı taraf dava dilekçesi ile cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edilmiş, yargılama devam ederken davacı ile davalı arasında 01/08/2018 tarihli ibraname düzenlenmiştir. İbranameye göre alacağın fer’ileri dahil toplam 23.700,00 TL’nin ödendiği, davalıyı ibra ettiği, davanın konusuz kaldığı, davalı sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğunun kalmayacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sırasında tarafların 01/08/2018 tarihli ibraname düzenledikleri ve ödemenin borcu sona erdiren sebeplerden olduğu, bu kapsamda davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı anlaşıldığından, yazılı gerekçelerle mahkemece davanın konusuz kalmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/27452 Esas – 2022/11185 Kara sayılı kararı).Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/04/2023