Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/583 E. 2021/757 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/583
KARAR NO : 2021/757
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
NUMARASI : 2020/476 Esas – 2020/483 Karar
DAVA : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 10/12/2020 tarihli dilekçesi ile 29/06/2016 tarihinde davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile ışıklardan dönüş yaparken aracının arka kısımları ile sürücüsü dava dışı … olan … plakalı aracın ön kısımlarının çarpması sonucu oluşan trafik kazasında … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan dava dışı …’ın malul kaldığını, … olarak tazminat ödediklerini davalı sürücünün kullandığı aracın diğer borçlu …’ın murisi adına kayıtlı olduğunu, aracın işleteni konumunda olduğunu, ancak 04/09/2017 tarihinde vefat ettiğini, ödenen maluliyet tazminatının aracın trafik sigortasının bulunmaması nedeni ile sürücü ve işleten mirasçısından tahsili talep edilmiş, ayrıca teminatsız olarak yada uygun görülecek teminat karşılığı, borçluların borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz mallarına ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Mahkemece teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmiş, gerekçesi yazılmıştır. Davalı … tarafından hacze itiraz dilekçesi verilmiş, mahkemece duruşmalı olarak itirazın incelemesini yapmış ve ihtiyati haciz kararının görevsizlik sebebiyle 04/02/2021 tarihinde kaldırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli ara kararında mahkemece, uyuşmazlığın TTK 4/1.a maddesi kapsamında kalmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği, ihtiyati haciz kararı için hangi mahkemenin görevli olduğu konusunda İİK 258.maddesinde açık bir düzenleme bulunmadığını, genel olarak mahkemeden söz edildiğine göre HMK’nun göreve dair hükümlerinin uygulanması gerektiğini, görevin kamu düzenine ilişkin olduğunu, görevin resen değerlendirilmesi gerektiğini, görev ile ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağını, bu nedenle her ne kadar ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın kabulüne mahkemenin görevsiz olması nedeni ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili süresinde verdiği dilekçesinde, …nın sorumluluğunun TTK 1483/1 maddesinde kaynaklandığını, aynı kanunun 4.maddesi gereğince Ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, görev nedeni ile ihtiyati haciz koşullarının varlığına rağmen ihtiyati haczin kaldırılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda;İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesine göre “Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir”. Aynı kanunun 258. maddesinde ise “ihtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecbur olduğu belirtilmiş, 265 maddesinde de “borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, Bölge adliye mahkemesinin bu başvuruyu öncelikle inceleyeceği ve verdiği kararın kesin olduğu” düzenlenmiştir.İhtiyati haciz kararı vermede yetkili ve görevli mahkeme İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur”. Dava tarihinde yürürlükte ve kıyasen uygulanacak olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise 290. maddesinde ise açıkça “İhtiyati tedbirin, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edileceği” belirtilmiştir. Keza, İİK’nın 266. maddesi uyarınca “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer”. İcra hakimliğinin görevi, talebin İİK.nun 266. maddesinde yazılı olan ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılmasına yönelik olması halinde ve takibe başlanmasından sonra ileri sürülmesi haline münhasırdır.” belirlemesinde bulunmuştur.6100 sayılı HMK’nın 390/1. maddesinde ise ” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” hükmünü içermektedir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 2015/17566 esas 2018/9129 karar sayılı kararında;”Dava, trafik kazasında yaralanan üçüncü şahsa … tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, davacı …, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş olup bu husus bozma sebebi yapılmıştır.” belirlemesinde bulunulmuştur. Somut olayda davacı … 3. kişiye ödediği tazminatın davalı gerçek kişiden rücuen tahsili için ihtiyati haciz talep edildiğine göre emsal yargıtay kararında vurgulandığı üzere Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Davadan önce talep edilen ihtiyati haciz isteminde de görevli mahkemece değerlendirme yapılması gerektiğinden ve görevli mahkeme de Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan itiraz üzerine mahkemece evvelce verilen ihtiyati haciz kararının 04/02/2021 tarihinde görevsizlik sebebiyle kaldırılmasına karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/04/2021

..