Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/569 E. 2021/941 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/569
KARAR NO: 2021/941
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ 02/11/2020
NUMARASI :2020/46 Esas 2020/632 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin çocukları müteveffa … 16.10.2015 tarihinde … plaka sayılı motosikleti ile seyir halinde iken aynı istikamette bulunan müteveffa … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsikleti ile kavşağa geldikleri sırada, sürücüsü sanık … sevk ve idaresindeki 70.2006.38 plakalı … marka kepçenin tali yoldan ana yola çıkarken geçiş üstünlüğü kuralına uymadığından müteveffa … direksiyon hakimiyetini kaybederek boş araziye girdiği ve idaresindeki motorun devrildiğini, … idaresindeki araç ile kepçenin çarpıştığını, kazadan kısa bir süre sonra … hayatını kaybettiğini, müteveffa … ise tedavi gördüğü hastanede 10.11.2015 tarihinde yaşamını yitirdiğini, dava konusu kaza ile ilgili olarak Karaman C. Başsavcılığının 2015/8032 sayılı soruşturma dosyasından alınan ATK raporunda müteveffaların tali kusurlu, sürücü … asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müteveffa … ölüm tarihinde 17 yaşında bulunduğunu, anne ve babanın belirli bir gelirinin olmasının ölenin desteğinden yoksun kalmadığı sonucunu doğurmayacağını, bu nedenle anne ve babanın maddi tazminat isteme hakkının bulunduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkillerinin ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar içerisinde bulunduğunu ifadeyle; baba … için 50.000 TL, anne … için 50.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın işleten ve sürücüden olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, davalı işletene ait aracın sigortası da bulunmadığından (sigortacı) Güvence Hesabı yönünden dava tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 05.09.2017 harç tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminat talebini davacı … için 38.988,76 TL davacı … için 33.573,10 TL’ye yükseltmiştir. Davalılar … San ve Tic Ltd Şti. cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari anlamda bir dava olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacıların yerleşim yeri ve kazanın meydana geldiği yerin Karaman olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin Karaman Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava konusu kaza ile ilgili olarak Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde 2015/200 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, halen derdest bulunduğunu ve sonucunun beklenilmesi gerektiğini, dava konusu trafik kazasında kusurun tamamen davacıların murisinde bulunduğunu, kendilerinin kusurlarının bulunmadığını, kazada vefat eden murisin davacılara hiçbir desteğinin bulunmadığını, davacıların manevi tazminat talebinin hukuka aykırı olup aynı zamanda fahiş olduğunu bildirerek; öncelikle görev ve yetki itirazlarının kabulüne, Karaman Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/200 Esas sayılı ceza dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu kaza ile ilgili olarak daha önce müvekkili kuruma yapmış olduğu müracaat sonucu müvekkili kurum tarafından, 25.12.2015 tarihinde davacı … 8.927,00 TL, … ise 5.849,00 TL toplamda 14.776,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacılara yapılan ödeme neticesinde sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat açısından; Davanın kısmen kabulüne, davacı … için 23.253,47 TL davacı … için 21.657,78 TL, maddi tazminatın davalı Güvence Hesabından dava tarihinden diğer davalılar Davut … San ve Tic Ltd Şti’den 16/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Manevi tazminat açısından; Davanın kısmen kabulüne, davacı … için 22.500,00 TL, davacı …. için 22.500,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ltd Şti’den 16/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … San ve Tic Ltd Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin belirlemiş olduğu manevi tazminat tutarının hakkaniyete ve manevi tazminatın amacına uygun tutar olarak belirlenmesi gerektiğini, kusur indirimi yapılmaması gerekirken %25 oranında kusur indirimi yapılarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasının hatalı olduğunu, Mahkemece dosyada bulunan ve son rapora dayanılarak değil, kararın kaldırılmasına gerekçe gösterilen rapora dayanarak yeni hükmü kurulmuş olduğunu, hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyada bulunan son rapora göre maddi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bilirkişi raporu neticesinde müddeabih artırıldığından raporun hatalı olması sebebi ile reddedilen kısım yönünden müvekkillerin aleyhine hükmolunan vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ayrıca her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunması gerektiğinden hükmün bu yönü ile de kaldırılarak davalılar lehine tek vekalet ücretine hüküm kurulması gerektiğini, lehe nispi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmolunmasının da usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …San ve Tic Ltd Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müteveffa … kaza anında kaskının bulunmadığını, keza, müteveffa … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletin olay anında farlarının da yanmadığını ve kazadan saniyeler önce motosikleti üzerinde yüz üstü yatar şekilde seyrettiği yönündeki itirazlarının değerlendirilmeden düzenlenen raporun karara esas alındığını, her ne kadar Yerel Mahkeme tarafından müteveffanın kask kullanmaması nedeniyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış olsa da bu durumun Yerel Mahkemenin takdiri olup, müteveffanın şayet kaskını takmış olsaydı, söz konusu kazadan sağ olarak kurtulup kurtulamayacağının araştırılmamış olduğunu, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın da kabulünün mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece daha önce verilen 2016/703 E. 2017/878 K. sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemiz 2018/3300 E. ve 2019/3901 K. sayılı kararı ile, “İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken 01/06/2015 tarihli Yeni Genel Şartların” Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” başlıklı Ek:2 maddesinin 3. bendine göre destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosuna göre davacıların ve ölen desteğin kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenerek, 4. bendine göre de işleyecek dönem için %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması için ek rapor alınarak sonucuna göre davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve yukarıda açıklandığı şekilde manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmelidir.” gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan istinaf kararı gereğince toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce istinafa konu edilip istinaf kapsamı dışında bırakıldığı için kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre Dairemiz önceki gerekçeli kararında da açıklandığı üzere, kusur raporu oluş, değerlendirme ve sonuç açısından denetime ve karar vermeye elverişli olduğundan kusur raporuna,; destek kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğundan kusur indirimi yapılmaması gerekirken %25 oranında kusur indirimi yapılarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasının hatalı olduğuna; Müteveffanın kask kullanmaması kazanın sonucunu ve zararını kısmen ağırlaştırıcı etkisi bulunduğu, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özeni göstermeyerek özensiz ve tedbirsiz davrandığı, bu sebeple %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği sonucuna varılarak Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi yapılmış olmasına, davalı tarafın başkaca da bir indirim yapılamayacağına göre müteveffanın şayet kaskını takmış olsaydı, söz konusu kazadan sağ olarak kurtulup kurtulamayacağının araştırılmamış olduğuna ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince Dairemiz kararı doğrultusunda bilirkişi heyetinden 28/09/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda TRH 2010 tablosu uygulanmak suretiyle, kusur oranı ve ödemenin tenzili ile sonuç olarak davacı …’nın nihai ve gerçek zararı 41.594,84 TL ve davacı ….’nın nihai ve gerçek zararı 32.312,19 TL olarak hesaplanmıştır.Mahkemece; Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacıların zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahkemece verilen 13/11/2017 tarihli 2016/703 Esas 2018/878 Karar sayılı kararda esas alınan ek raporda, davacıların zararının PMF tablosu esas alınarak Yargıtay uygulamalarına göre belirlendiği anlaşıldığından Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı kararı uyarınca maddi tazminat konusunda kaldırma kararı öncesi alınan (PMF-1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapan) son ek rapor hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan ek raporda; davalı güvence hesabı tarafından 25/12/2015 tarihinde davacı … için 8.927,00 TL, … içinde 5.849,00 TL maddi tazminat ödemesi yapılmış olduğundan sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı tarihten itibaren hesap raporunun düzenlendiği tarihe kadar geçen dönem içinde yasal faizi ile birlikte güncelleştirilerek hesaplanan maddi tazminat miktarının düşülmesi sonucunda … maddi zararının 29.066,83 TL, … maddi zararının 27.072,22 TL olduğu tespit edilmiş, bu miktarlar üzerinden % 20 müterafik kusur indirimi yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve bu durumun da bozma kararına uyulmakla meydana gelen usuli müktesep hakkın istisnası olduğu ve uyuşmazlığa dair iptal kararının diğer mahkemelerde derdest olan davalar bakımından da uygulanması gerekir (Yargıtay HGK’nun 16.05.2018 tarih, 2017/20-1121 Esas 2018/1104 Karar sayılı kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarih, 2020/1029 Esas ve 2020/6255 Karar sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi … , Anayasa Mahkemesi’nin Karayolları Trafik Kanun’uda Vermiş Olduğu İptal ve Ret Kararının Sonuçları, sayfa 12). Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 E. ve 2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92.maddeleri ile ilgili olarak vermiş olduğu iptal kararının Dairemiz içinde bağlayıcı olduğunun, somut norm denetimi içerdiğinden istinaf aşamasında bulunan ve henüz kesinleşmeyen eldeki uyuşmazlık bakımından da uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bunun sonucu olarak Yeni Genel Şartların ” Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması”, “Ek:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” ve ” Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması” başlıklı kısımlarındaki tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar artık uygulanmayacak; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar, öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, bu kanunda yer almayan hususlarda ise Türk Borçlar Kanun’un haksız fiile ilişkin hükümlerinde ki usul ve esaslara göre belirlenecektir. Her iki Kanun da hüküm bulunmayan hallerde ise Yargıtay’ın içtihatları uygulanacaktır. Buna göre tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda bahsedilen kararı sonrasında vermiş olduğu güncel 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı gereğince TRH 2010 tablosu uygulanacaktır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/03/2020 tarih, 2019/3713 E. ve 2020/2420 K. sayılı kararı).Önceki karara ilişkin Dairemiz kararında açıklandığı şekilde ve İlk Derece Mahkemesince yukarıya aktarılan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görüş değişikliği içeren emsal kararına uygun olarak, TRH yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmış olan 28/09/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerekirken PMF yaşam tablosuna göre hesaplama içeren ek raporun hükme esas alınarak buna göre davalılar %75 kusurlu kabul edilerek davalı Güvence Hesabının davadan önce ödediği bedelin, güncellenmiş miktarının, tazminat miktarından mahsup edilmesi ve bulunan tazminat tutarından müteveffanın kask kullanmaması nedeniyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu doğrultuda, aktüerya ek bilirkişi raporunda davacı … için Güvence Hesabının ödemesinin güncellenmiş tutarı düşülerek tespit edilen 41.594,84 TL tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında 33,275,87 TL; Davacı … için Güvence Hesabının ödemesinin güncellenmiş tutarı düşülerek tespit edilen 32.312,19 TL tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında 25.849,75 TL tazminata ulaşılmıştır. Davacıların ıslah talebi de gözetilerek davacı … için 33,275,87 TL davacı … için 25.849,75 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yine TBK’nun 52. maddesi gereği hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalılar lehine bu kısm üzerinden vekalet ücreti takdir edilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/10536 Esas – 2019/4385 Karar, 2016 /18287 Esas – 2019/7224 Karar sayılı ilamları).İlk Derece Mahkemesince hatır ve müterafik kusur nedeniyle indirilen miktar için vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Islah edilen talep ve takdiri indirim nedeni uygulanmadan önceki miktar üzerinden mahkemenin ayrı ayrı davacılar için kabul edilen miktarlar nazara alınarak reddedilen miktar açısından vekalet ücreti takdir edilmesinde, yine kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları açısından davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Ancak AAÜT’nin 3/2. maddesi gereğince red sebebi ortak olması da gözetilerek her bir davacı bakımından reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin davalılara müteselsilen ödenmesine karar verilmesi gerekirken müteselsil sorumlu olan davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi olmadığından davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf talebinin kabulüne ve hükmün vekalet ücreti bakımından düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Bu nedenle; Davalı … San ve Tic Ltd Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı …San ve Tic Ltd Şti. vekilinin istinaf başvurusunun Reddi, Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ileYukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Maddi tazminat açısından;-Davanın kısmen kabulüne, davacı … için 33,275,87 TL davacı … için 25.849,75 TL, maddi tazminatın davalı Güvence Hesabından dava tarihinden diğer davalılar …San ve Tic Ltd Şti’den 16/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Manevi tazminat açısından;-Davanın kısmen kabulüne, davacı … için 22.500,00 TL, davacı … için 22.500,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd Şti’den 16/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 7.112,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL + 298,90 TL ıslah harcından oluşan toplam 640,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.472,37 TL harcın davalılar Güvence Hesabı, … ve … San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı Güvence Hesabı bakiye 3.398,42 TL harca kadar müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla),4-Davacı tarafından yatırılan 640,45 TL peşin harç ile 29,20 TL başvurma harcından oluşan toplam 669,65 TL’nin davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,5-Davacı tarafından maddi tazminata ilişkin olarak yapılan bilirkişi, posta, müzekkere ve tebligat masrafından oluşan toplam 2.252,00 TL yargılama giderinin davanın kabulü oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.835,00 TL yargılama giderinin davalılar Güvence Hesabı, …San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,6-Davacı tarafından manevi tazminata ilişkin olarak yapılan posta masraflarından oluşan 18,00 TL yargılama giderinin davanın kabulü oranında yapılan hesaplama neticesinde 8,10 TL yargılama giderinin davalılar … San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,6-Davalı … tarafından yapılan posta, müzekkere ve tebligat masrafından oluşan toplam 246,70 TL yargılama giderinin davanın reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 97,55 TL yargılama giderinin davacılardan tahsil edilerek davalı…’e verilmesine,7-Davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan posta, müzekkere ve tebligat masrafından oluşan toplam 50,00 TL yargılama giderinin davanın reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 9,05 TL yargılama giderinin davacılardan tahsil edilerek davalı Güvence Hesabı’na verilmesine,8-Davalı … San ve Tic Ltd Şti tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,9-Davacı …’ duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar … San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı … verilmesine,10-Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar …San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı … verilmesine,11-Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar Güvence Hesabı, …. San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı … verilmesine,12-Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 4.991,38 TL vekalet ücretinin davalılar Güvence Hesabı, … San ve Tic Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı … verilmesine,13-Davalı Güvence Hesabı ve… San ve Tic Ltd Şti duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen maddi tazminat değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren (Davalı … için takdiri indirim uygulanmaksızın nihai maddi zararı 32.312,19 TL olduğu ve bu davalı için ıslah edilen hal ile dava değeri 33.573,10 TL olduğundan) 1.261,91 TL vekalet ücretinin davacı … tahsil edilerek davalı Güvence Hesabı’na ve Davalı … San ve Tic Ltd Şti ne verilmesine,14-Davalı Güvence Hesabı ve Davalı … San ve Tic Ltd Şti duruşmalarda vekil ile temsil edilmiş ise de; Davalı … için takdiri indirim uygulanmaksızın nihai maddi zararı 41.594,84 TL olduğu ve bu davalı için ıslah edilen hal ile dava değeri 38.988,76 TL olduğundan, maddi tazminata ilişkin bu davalı yönünden aleyhe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,15-Davalı … San ve Tic Ltd Şti tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … tahsil edilerek davalı …San ve Tic Ltd Şti’ne verilmesine,15-Davalı …San ve Tic Ltd Şti tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … tahsil edilerek davalı … San ve Tic Ltd Şti’ne verilmesine,16-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2- Davalı … San ve Tic Ltd Şti. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 7.112,82 TL harçtan peşin alınan 1.540,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.572,82 TL harcın davalı …San ve Tic Ltd Şti. ‘den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-a)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 17,70 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, b)İstinaf aşamasında davalı … San ve Tic Ltd Şti. tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021