Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/565 E. 2023/520 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/565
KARAR NO: 2023/520
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2015/531 Esas – 2020/856 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 27/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/04/2006 tarihinde Kayseri Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru …’in … plakalı resmi motosiklet ile kontrolsüz bir şekilde seyir halinde iken; … cad. üzerinde karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinin murisi …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, kazada anılan davalının %100 oranında kusurlu olduğunu müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını belirterek; şimdilik müvekkili … için 10.000,00 TL, müvekkili … için 30.000,00 TL, müvekkili … için 5.000,00 TL, müvekkili … için 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 50.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken tahsiline, yine her bir müvekkili için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve İç İşler Bakanlığın’dan müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İç İşleri Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, dava konusu olayın meydana gelmesinde müteveffa …’in karşıdan karşıya geçmek için kontrolsüz ve aniden çıkmasının neden olduğunu, müvekkiline ait araçta kazaya sebebiyet verecek herhangi bir eksik veya hata bulunmadığını, kusur tespiti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hem dava zaman aşımı hem de ceza zaman aşımı süresi geçmiş olduğundan usulden reddi gerektiğini, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili Şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığından yine KTK md. 97 gereği, dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacılar … ve …’in maddi tazminat davalarının reddine, 2-Davacı …’in ve …’in açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 3-Davacı …, …, … ve …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulüne ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı İç İşleri Bakanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı İçişleri Bakanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda, idareye herhangi bir kusur atfedilmediğini, bu haliyle kusuru ve ihmali bulunmayan idare hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken birlikte sorumluluk esasları uygulandığını, bilindiği üzere, idare personelinin şahsi ve bireysel ihmalinden kaynaklanan sebeplerle, idarenin sorumlu olmadığı, rücu hususları bakımından yeniden bir yargılama doğacağını, bu haliyle, yeniden bir yargılamayı gerektirecek şekilde karar verilmesi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, maddi tazminattan sigortanın, manevi tazminattan da araç sürücüsünün sorumluğuna gidilerek, Bakanlık bakımından pasif husumet sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 27.04.2006 tarihinde, davalı İçişleri Bakanlığının işleteni olduğu, davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı motosiklet ile Sivas caddesini takiben Cumhuriyet meydanı istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde yolun sağında duraklama yapan halk otobüsünün önünden taşıt trafiğine ait kaplamaya giriş yapan yaya …’e çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında yayanın ölümü nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 50.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş, ayrıca müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişki düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin BK’nın 141.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 145.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren sürücü, işleten (Emniyet Genel Müdürlüğü) ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, kaza tarihinde uygulanması gereken BK’nın 141 vd. maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalılar zarara sebebiyet veren aracın zmms sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduğuna göre aleyhlerine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı İç İşleri Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı İç İşleri Bakanlığı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı İç İşleri Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç takdirine yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/03/2023