Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/560 E. 2022/1730 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/560
KARAR NO: 2022/1730
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2015/40 Esas – 2020/908 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigortaladığı … plakalı aracın 02.11.2013 tarihinde kendi kullandığı … plakalı araca çarpması sonucunda yaralandığını, meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü belirterek şimdilik kazanç kaybı için 500,00 TL, maluliyet için 1.000,00 TL maddi tazminatının tespit edilerek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi, kaza yapan aracı kullanan … ve aracın sahibi … Tic. A.Ş.’den alınarak tarafına ödenmesine karar verilmesini ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile 2.000 TL tutarındaki maddi tazminat talebini 134.111,58 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortaladıkları aracın kusur oranı ve poliçedeki limit dahilinde sorumlu olduklarını, davacı tarafın müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya kendilerinin sebebiyet vermediğini, kusur oranlarının araştırılması gerektiğini, davacının kendi sigorta şirketi tarafından zararının karşılanıp karşılanmadığının da araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat davasının kabulüne,77.500,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,56.611,58-TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalılar … ve … Gıda San. Tic. A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminatı davasının kabulüne, 50.000,00-TL manevi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Tic. A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Davacının reeskont faiz talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … San. Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … San. Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı taraf vekili ile diğer davalı … Sigorta Şirketi arasında yapılan anlaşma gereği … Sigorta A.Ş. tarafından ödeme yapılması halinde açılmış olan davadan feragat edileceği kararlaştırıldığı, davacının davalı … Sigorta A.Ş.’den para almış olmasına rağmen davadan feragat etmemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, bu durumun ilk derece mahkemesi tarafından göz ardı edildiğini ve bahsi geçen sulh ve ibra sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin hiçbir gerekçe de yazılmadığını, İlk Derece Mahkemesince Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2018/348 E. sayılı dosyasından alınan kusur raporunun hükme esas alındığını, kusur raporunun esas alındığı dava dosyasının tarafları arasında müvekkil şirketin olmadığı gibi her ne kadar da ilk derece mahkemesi tarafından diğer davalılardan…’un bahsi geçen davada davalı durumunda olduğundan bahisle hazırlanan kusur raporuna itiraz etme hakkı yeterli görülmüş ise de …’un Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2018/348 E. sayılı dosyasının davalıları arasında yer almadığını, müvekkili şirketin itiraz olanağının olmadığı bir raporun müvekkil şirket aleyhine hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ATK ya yazılan müzekkere yanıtları beklenmeden dosyanın karara çıkarılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk derece mahkemesi tarafından 14.10.2020 tarihli 12. celsede … Sigorta A.Ş.’nin yapmış olduğu ödemelerin güncellenerek hesaplanan tazminat miktarından düşürülmesine karar verilmesine rağmen, sonradan bu ara karardan rücu edildiğini, ödemelerin güncellenerek tazminat hesabından düşürülmesi gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarının davacı taraf lehine zenginleşme sağladığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından sulh ve ibra sözleşmesi dikkate alınmadan karar verilmiş olduğunu, kusur oranlarının hakkaniyete uygun şekilde belirlenebilmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması ve bu rapor ışığında kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, karara etki eden bilirkişi raporundaki yapılan hesaplamadan, sulh protokolü uyarınca asıl alacak ve diğer kalemlerin her birinin ayrı ayrı tenzili ve yeniden hesaplanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 02.11.2013 tarihinde geceleyin 23:15 sularında davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı diğer davalıya ait, davalı sürücü…’un sevk ve idaresindeki … plakalı kamyoneti ile TEM Otoyolunda İstanbul istikametine doğru seyrettiği sırada … Mahallesi … Rampasında aracının yakıtının bitmesi nedeniyle 3 şeritli yolun orta şeridinde durduğu, aynı yönde seyretmekte olan davacı sanık …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın durmakta olan bu kamyonete arkadan çarpması ile meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiği davacı …’nin yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Olay tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre; meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü davacı …’nin KTK’nın 56/1-c maddesinde düzenlenen önlerinde iden araçları yeterli ve güvenli mesafede takip etmemek kuralını, da … plakalı kamyonet sürücüsü davalı…’un ise KTK’nın 116.maddesinde düzenlenen kuralı ihlal ettiğinden kusurlu olduğu belirlenmiştir. Aynı kazaya dayalı olarak açılan Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2018/348 Esas sayılı dosyasında alınan kusur bilirkişi raporunda davacı sürücü …’nin % 25 oranında, davalı sürücü…’un ise % 75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/278 Esas sayılı dosyasında ATK’dan ve İTÜ’den kusur rapor alınmış, ceza yargılamasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, davacı sürücünün tali kusurlu olduğu belirlenmiş, ceza yargılamasında ATK raporu benimsenerek davacının ve sigortalı araç sürücüsünün cezalandırılmasına karar verilmiştir. Uyap’tan yapılan incelemede Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/278 Esas sayılı dosyasında 07/02/2017 tarih, 2017/31 Karar numarası ile verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 2017/2963 Esas, 2017/2968 Karar sayılı ilamı ile kesin olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. İlk Derece Mahkemesince Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2018/348 Esas sayılı dosyasından alınan kusur raporu esas alınarak kabul karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde İlk Derece Mahkemesince 03/03/2016 tarihli duruşma 9 nolu ara kararı ile Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden kusur oranının belirlenmesi konusunda rapor alınmasına karar verildiği, rapor temin edilemeyince 14/10/2020 tarihli duruşma 2 nolu ara kararı ile ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne yazılan yazının akıbetinin araştırılmasına, karar verildiği halde yazı cevabı beklenmeksizin veyahutta ara karardan dönülmesine karar verilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki eldeki davanın tarafları Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2018/348 Esas sayılı dosyasında taraf olmadığı halde taraflara kusura karşı itiraz ve beyan hakkı tanınmaksızın karar verilemesi de doğru olmamıştır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince ceza dosyası ve dosya kapsamında alınan tüm kusur raporları da getirtilerek tazminata konu trafik kazasında kusur oranlarının belirlenmesi için ATK Trafik Kürsüsü, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan ceza ve iş mahkemesi dosyası kapsamında alınan kusur raporlarının da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kusura ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüştür. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur (TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (TBK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1).Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (TBK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/11/2019 tarih, 2019/3589 E. ve 2019/11257 K. sayılı kararı). Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır. Somut uyuşmazlıkta … plakalı araç ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş. tarafından davacılara 01/11/2018 tarihli sulh ve ibra protokolü ile 119.359,00 TL asıl alacak, 30.640,90 işlemiş yasal faiz tutarı, 12.298,73 TL mahkeme vekalet ücreti, 8.701,27 TL icra vekalet ücreti, 1.500,00 TL, yargılama gideri olmak üzere toplam 172.500,00 TL üzerinden sulh yapıldığı, 13/11/2018 tarihinde de ödemenin yapıldığı, sulh sözleşmesinin davalı … A.Ş., sigortalısı ve sürücüyü kapsadığı, davacı vekilinin yapılan ödemeyi kabul ettiği ancak davadan feragat beyanı bulunmadığı, davacı vekilinin 17/09/2019 tarihli duruşma sırasında sözlü beyanında “Davalı … Sigorta ile yapılan sulh anlaşması %25’den hesaplandı, maluliyet oranı ise %41 çıkmıştır.” yönünde, 23/09/2019 tarihli duruşma sırasında sözlü beyanında ise “sulh protokolünden sonra verilen tazminat az geldiği için davaya devam ettikleri” yönünde beyanda bulunduğu, hükme esas aktüerya raporunda 306.611,58 TL sürekli sakatlık tazminatı hesaplandığı, sigorta şirketi ve SGK tarafından yapılan ödemeler düşülerek (güncelleme yapılmaksızın) tazminat hesaplaması yapıldığı ve nihai olarak 61.224,98 TL tazminat ödenmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından zararın kısmen karşılanması halinde, yapılan ödemenin tazminat hesabı sırasında mahsup edilmesi gerekliliği açık olmakla birlikte, ödemenin dava sırasında olması halinde, bulunan tazminat miktarından dava tarihinden sonra yapılan ödeme güncelleştirilmeksizin tenzil edileceğinden ödemenin güncellenerek tenzili gerektiğine; Davacı dava sırasında sigorta şirketinden ödeme almasına rağmen ödeme tarihinden sonra alınana maluliyet raporunda maluliyet oranının sulhe konu tazminat hesabında esas alınan maluliyet oranından fazla olması nedeniyle davadan feragat etmediği ve nihayetinde yargılama sırasında davacı vekilinin açıkça davadan feragat beyanı bulunmadığı anlaşıldığından sulh ve ibra sözleşmesi gereğince karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/03/2019 tarih, 2016/9182 E. ve 2019/3567 K. sayılı kararı). Manevi tazminatın belirlenmesinde kriterlerden biri de tarafların kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarıdır. Daire kararının kapsam ve şekline göre; Kusur oranları konusunda bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ve çelişkinin giderilmesi için rapor alınması gerektiğinden kusur durumu netleşmeden manevi tazminatın belirlenmesi eksik incelemeye dayalı olduğundan manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür. Bu nedenle; davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … San. Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … San. Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta A.Ş. ile davalı … Gıda San. Tic. A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2022