Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/534 E. 2023/1153 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/534
KARAR NO: 2023/1153
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2019/561 Esas – 2020/820 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka nolu aracın 27/09/2018 tarihinde müvekkili sevk ve idaresindeki … plaka nolu araca asli kusurlu olarak çarptığını, kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını ve sürekli sakat kaldığını, tedavi süresince aylarca hastanede kaldığını, tedavi süresi boyunca sakatlığın %100 olarak kabul edilmesini ve buna göre hesap yapılmasını, kaza sonrası sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, faizin olay tarihinden itibaren hesaplanmasını aksi halde davalı sigorta şirketine müracaat edilen tarihten 8 iş günü sonrasından faizin başlatılmasını belirterek daha sonra arttırılmak üzere şimdilik müvekkili … için sürekli sakatlık tazminatı olarak 5.000,00 TL tazminatın (davalı sigorta şirketinin azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava konusu kazaya karışan … plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminatı dahilinde sigortalının kusuru oranında olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davacının sürekli sakatlık tazminat talebi ile ilgili müvekkiline başvuruda bulunduğunu, yapılan inceleme sonrasında kalıcı bir sakatlığın olmadığının tespit edildiği ve sakatlık raporu sunulmadığından davacının taleplerinin reddedildiğini, sağlık hizmet bedelleri ve geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağını, müvekkilinin bu hususlarda sorumluluğunun bulunmadığın, dava tarihi itibariyle yasal faiz işletilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın (30/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak) kabulü ile, (41.790,21 TL sürekli iş göremezlik, 4.809,36 TL geçici iş göremezlik olmak üzere) toplam 46.599,57 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası olarak açılan ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutulan iş bu davada, 30.07.2020 tarihinde ıslah dilekçesi verildiğini, Yerel Mahkeme tarafından Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 E. nolu kararı doğrultusunda müvekkilinin alabileceği tazminat miktarının tekrar hesaplanmak üzere aktüer bilirkişiden rapor alındığını, kendi taraflarınca alınan bu raporda tespit edilen miktar üzerinden talep arttırım dilekçesi verildiğini, Mahkeme tarafından talep artırım dilekçelerinin dikkate alınmadan ıslah dilekçesi doğrultusunda 46.599,57 TL için davanın kabulüne karar verildiğini, belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunabileceğini ayrıca bundan bağımsız olarak HMK’nın 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkının da mevcut olduğunu, ıslah dilekçesi ve bedel artırım talebi esas alınarak bir karar vermek gerektiğini, Yargıtay kararları doğrultusunda somut olayda davalı sigorta şirketi müvekkili için toplam 59.140,54 TL tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davanın kabulü etmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir. (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı) Somut olayda Mahkemece alınan 28/02/ 2020 tarihli raporda TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmıştır. Davacı vekili tarafından rapora itiraz edilmemiş ve 30/07/2020 tarihinde ıslah dilekçesi olarak verilen dilekçede raporda belirtilen 4.809,36 TL geçici iş göremezlik, 41.790,21 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 46.599,57 TL talep edilmiştir. Davacı vekili 13/10/2020 tarihli dilekçesi ile 17/07/2020 tarihli Anayasa iptal kararı doğrultusunda TRH 2010 Yaşam tablosu esas alınarak, ancak % 1,8 teknik faiz indirimi uygulanmadan, müvekkilin alabileceği tazminat miktarı konusunda tekrar hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece talep doğrultusunda alınan ek rapordaki hesaplama üzerinden davacı vekilince 23/11/2020 tarihinde bedel arttırımı talebinde bulunmak sureti ile toplam 54.331,14 TL tazminat talep edilmiştir.Dava dilekçesinin incelenmesinde; konu kısmında “… Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik, müvekkil … için Sürekli Sakatlık tazminatı olarak 4.500,00 TL, Geçici iş göremezlik tazminatı olarak ta 500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL tazminatın (davalı sigorta şirketi azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi…” ifade edildiğinden davanın belirsiz alacak olarak açıldığı anlaşılmaktadır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19844 Esas ve 2019/8286 Karar sayılı kararında; “…Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK’nın 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK’nın 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir. Somut olayda, dava tarihi 12.11.2012 olup, dava tarihinde yürürlükte olan HMK’ya göre belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda zarar toplamı 68.815,51 TL olarak belirlenmiştir. Davacı vekili, 05.12.2013 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile alacağını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 40.500,00 TL olarak ıslah etmiştir.Daha sonra ıslah edilmeyen 28.815,51 TL için tamamlama harcını 06.03.2015 tarihinde yatırmıştır. Belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabilir. Ayrıca bundan bağımsız olarak HMK’nun 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkı da mevcuttur. Mahkemece davacının ıslah dilekçesi ve bedel artırım talebi esas alınarak bir karar vermek gerekirken sadece ıslah dilekçesindeki talep gibi karar verilmesi ve bedel artırım talebinin dikkate alınmaması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” belirlemesinde bulunmuştur (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6162 E. ve 2021/9730 K. sayılı kararı). Bu durumda davanın alacağın miktarının tam olarak belirlendiği tarih itibari ile ıslah dışında talep arttırımı hakkı da bulunduğundan ve davacının 2. olarak verdiği dilekçesi talep arttırım dilekçesi olarak kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre davacı vekilinin 2. kez verilen talep arttırım talebi gereğince sürekli iş göremezlik tazminatı 54.331,14 TL ve geçici iş göremezlik tazminatı 4.809,36 TL ile birlikte toplam 59.140,54 TLtazminat bedeli üzerinden davanın kabulü gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın (23/11/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi dikkate alınarak) kabulü ile, (54.331,14 TL sürekli iş göremezlik, 4.809,36 TL geçici iş göremezlik olmak üzere) toplam 59.140,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2-Alınması gereken 4.039,89 TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL peşin harç, 43,00 TL tamamlama harcı ve 143,00 TL ıslah harcı toplamı olan 230,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.809,49-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.845,30-TL yargılama gideri ile 44,40TL peşin harç, 43,00 TL tamamlama harcı, 143,00 TL ıslah harcı ve 44,40-TL başvuru harcı toplamı 3.120,10-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.462,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 65,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2023