Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/529 E. 2023/1425 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/529
KARAR NO: 2023/1425
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/12/2020
NUMARASI: 2020/429 Esas – 2020/726 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/01/2017 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … Caddesinde direksiyon hakimiyeti kaybetmesi sonucu, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin araç içerisinde yolcu konumunda bulunduğunu ve kusursuz olduğunu belirterek, ağır yaralanan müvekkilinin sürekli ve geçici iş göremezlik zararlarının ve bakıcı gideri zararının tahsili için şimdilik toplam 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 278.933,80 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamında kaldığını, kendilerine usulüne uygun bir başvuru bulunmadığını, araç sürücüsünün kusurunun ve maluliyetin varlığının kanıtlanması, gelir durumunun asgari ücret baz alınarak hesaplanması, bilirkişilerin uzman aktüerler arasından seçilmesi, hatır taşımasının varlığının dikkate alınması gerektiğini ve yasal faize karar verilebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı tarafından ikame edilen davanın kısmen kabulü ile ;273.933,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 20/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı tarafından ikame edilen bakıcı giderine yönelen davada karar verilmesine yer olmadığına, asli müdahil tarafından ikame edilen davada karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve asli müdahil vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 28/02/2020 tarihli dilekçesinde bakıcı gideri yönünden HMK 123/1 maddesi gereği geri alma dilekçesi sunduklarını, dilekçenin davalı tarafa tebliğ edildiğini, ancak geri alma talebine davalı yanın muvafakat etmediğini, bunun üzerine mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, davalı yanın geri alma talebine muvafakati yoksa mahkemece işin esasına girilerek ilk talebe bağlı kalınarak karar vermesi gerektiğini, kesin hüküm oluşturacak şekilde karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesinin hatalı olduğunu, bakıcı gideri yönünden tazminat talebine yönelik geri alma beyanlarının ileride dava açma haklarının saklı kalması yönünde olduğunu ancak davalı yanın onayı olmaması nedeniyle mahkemece 100,00 TL bedel üzerinden hüküm kurulması gerekmekte iken karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Asli müdahil vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin; 7251 sayılı Yasanın 57. maddesi ile değişik 5684 sayılı Yasanın ek 6. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini ancak yeni yasal düzenlemenin yürürlük tarihinden önce verilen yetkilere uygulanmasının hukuken mümkün bulunmadığını, zira sigorta tazminatı alacağının devrinin kanundan önce gerçekleşmiş olup, devir işlemi anında alacağın devredenin malvarlığından çıkıp, devralanın malvarlığına geçtiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 25/01/2017 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki . plaka .ayılı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının araç içerisinde yolcu konumunda ve kusursuz olduğu belirtilerek, ağır yaralanan davacının sürekli ve geçici işgöremezlik zararlarının davalıdan tahsili için dava açıldığı görülmüştür. Asli müdahil tarafından usulüne uygun harç yatırılarak davaya müdahale talebinden bulunulmadığından davada müdahil olarak kabulü olanaklı değildir. Bu nedenle davada taraf olmayan asli müdahilin istinaf talebi hakkında değerlendirme yapılmamıştır. Davacı vekili mahkemeye sunduğu 28/02/2020 tarihli dilekçesinde bakıcı gideri yönünden taleplerini HMK’nın 123/1 maddesi gereğince geri aldıklarını bildirmesi üzerine dilekçe davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Ancak geri alma talebine davalı taraf muvafakat etmediğinden mahkemece bakıcı gideri yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davadan vazgeçme, dava konusu haktan feragat anlamına gelmeyip, HMK’nın 123. maddesinde düzenlenen davanın geri alınması niteliğindedir. HMK’nın 123. maddesi ile davacının hüküm kesinleşinceye kadar ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabileceği hükmü getirilerek vazgeçme karşı tarafın kabulüne bağlı tutulmuştur. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, 28/02/2020 tarihli dilekçesini sunarak bakıcı gideri yönünden taleplerini HMK’nın 123/1. maddesi gereğince geri aldığını bildirmiştir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince duruşma günü belirlenerek HMK’nın 123. maddesi uyarınca davalılara, davacının bakıcı gideri yönünden davadan vazgeçmesine muvafakatleri bulunup bulunmadığı konusunda beyanlarının alınması için meşruhatlı davetiye çıkartılması, duruşmaya katılıp muvafakat vermeleri halinde, bakıcı gideri yönünden açılan davanın vazgeçme nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, muvafakat vermemeleri ya da duruşmaya gelmemeleri halinde ise bakıcı gideri yönünden davanın takip edilmediğinin kabulü ile HMK’nın 150. maddesi gereğince bakıcı gideri yönünden açılan dava bakımından dosyanın işlemden kaldırılarak üç ay içerisinde yenilenmemesi halinde, bakıcı gideri yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu usul işletilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı ve asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ve asli müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/09/2023