Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/525 E. 2023/1056 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/525
KARAR NO: 2023/1056
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
NUMARASI: 2017/71 Esas – 2020/793 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/11/2015 günü müvekkili yönetimindeki elektrikli bisikletle Aydın İli Nazilli İlçesi … Bulvarında seyir halindeyken, sürücüsü ve plaka numarası belli olmayan bir aracın kendisine çarpması neticesinde çift taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin geçici/kalıcı güç kaybına uğradığını, müvekkili tüm tedavileri Nazilli Devlet Hastanesinde yapıldığını ancak eski sağlığına kavuşamadığını, müvekkili eczanede kalfa olarak çalıştığını, çarpan aracın meçhul olması nedeniyle bu dava …na yönelttiklerini belirterek belirsiz alacak davası kapsamında toplam 200,00 TL tazminatın davalıdan alınarak kaza tarihinden itibaren iyleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile kalıcı işgücü tazminat talebini 265.321,30 TL’ye, geçici işgücü tazminat talebini 11.348,36 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız açılan davanın reddini, maluliyet oranının tespiti açısından ATK’dan veya özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliği çerçevesinde yetkili bir hastaneden rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; daimi sakatlık tazminatı 265.321,30 TL, geçici iş gücü kaybı 11.348,36 TL olmak üzere toplam 276.669,66 TL tazminattan %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılarak 221.335,72 TL’nin 05/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;müvekkilinin kaza esnasında kasklı olduğunu, Savcılık evrakında müvekkilinin kask takmadığı yönünde yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığını mahkemenin gerekçeli kararında yer alan kask takmama olgusunun tamamen faraziyeye dayalı olduğunu, müvekkiline verilen yüzde 30 oranındaki maluliyet oranının kaza sonrasında oluşan post travmatik stres bozukluğu arazıyla ilgili olduğunu buna rağmen kazada kafatasında çatlak ve şişlik oluşması nedeniyle kaskın takılı olmadığına ve hasarın bu nedenle arttığına karar verilerek müterafik kusur indirim yapıldığını oysa kafada çatlak ve şişlik olması kask takılı olmadığı anlamına gelmeyeceğini, yaralanmaya bakarak kask takmadığının kabulü son derece yanlış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, dava açılmadan önce müvekkili şirkete başvurulduğu belirtilmiş ise de; başvuru esnasında 20/02/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği çerçevesinde alınmış sağlık raporu bulunmadığı gibi yerel mahkemece de bu yönetmeliğe uygun şekilde rapor alınmadan karar verildiğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini ayrıca maluliyet raporlarının çelişkili olduğunu ve bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığından reddi gerektiğini, davacıya SGK tarafından geçici iş görmezlik ödeneği ödenip ödenmediği araştırılması gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun somut delillerle ispatı gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu hükme esas alınan kusur raporunun denetime elverişli olmadığını olay yerinde keşif yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 25.11.2015 günü saat 22.35 sıralarında plakası tespit edilemeyen bir aracın … Mahallesi, … Bulvarını takiben Batı’dan Doğu’ya doğru seyri sırasında ,önünde aynı yönde seyretmekte olan davacı İsa Kale yönetimindeki elektrikli bisiklete çarpması sonucu davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaza nedeniyle yürütülen soruşturma sırasında bilgisi alınan … adlı kişinin bilgi alma tutanağından, davacıya çarpan aracın beyaz renkli şahin marka araba olduğu beyan edilmesi ve kaza tespit tutanağında da çarpan aracın olay yerini terk ettiği belirtilmesi nedeniyle davalı vekilinin plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun somut delillerle ispatı gerektiğine değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur raporunun istinaf talep eden davalı tarafa HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur raporunda ki oran bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusur raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, kaza tespit tutanağı ile mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun birbiriyle örtüştüğü buna göre davacının kusuru bulunmadığı, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Kaza tarihi itibariyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulamayacağından İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda, davadan önce davacı tarafından davalı …na 22/12/2016 tarihinde başvuruda bulunulduğu anlaşılmakla KTK’nın 97.maddesi gereğince başvuru koşulunun yerine getirilmediğine;KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekmesine göre; mahkemece sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8. günden sonra temerrüte düştüğünün kabulü ile 05/01/2017 tarihinden ve zaten yasal faize hükmedildiğinden faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğuna ve faiz türüne; Geçici iş göremezlik tazminatı yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden geçici iş göremezlik tazminat talebine ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. – 2021/10351 K., 2021/5305 E.- 2021/7685 K. s. kararları) Davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda, mahkemece SGK’ya müzekkere yazılarak kaza nedeni ile davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, ödemenin rücua tabi olup olmadığı sorulmuş olup müzekkere cevabında davacıya dava konusu tarfik kazası nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirildiği görüldüğünden bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilecektir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır. Koruyucu tertibatlar bakımından yollama yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150/2-a maddesinde “üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, elektrikli bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı takması zorunludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; kaza tespit tutanağında, davacının idaresindeki elektrikli bisikletiyle seyir halindeyken kazaya karıştığı tespiti yapıldığı, kaskın takılı olup olmadığı hususuyla ilgili bölüm dosya kapsamında bulunmamakla birlikte kaza sonucu davacının kafasında çatlak ve şişlik olduğu dolayısıyla elektrikli bisikleti sürerken kask takmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla, hesaplanan tazminattan %20 oranında indirim yapılarak tazminatın belirlenmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenlerle; davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili ile davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Davalı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 15.119,44 TL harçtan peşin alınan 3.780,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.339,44 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/06/2023