Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/501 E. 2021/1085 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/501
KARAR NO : 2021/1085
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2020/34 Esas – 2020/734 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 16/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.11.2016 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken sürücü … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş göremezlikten dolayı 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden aksi halde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili olmayan mahkemede açıldığından bahisle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, dava şartı yönünden iş bu davanın daha önce Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 E. sayılı dosyasında ikame edildiği, davanın feragat nedeni ile reddedildiğini, bunun kesin hüküm teşkil ettiğini ayrıca … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 04/10/2016-2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “6100 sayılı HMK’nın 114/1-i ve 115. maddeleri gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme her ne kadar davanın usulden reddine karar vermiş ise de verilen kararın yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, dosyada herhangi bir ödeme alınmamış olmakla beraber dava aşamasında yapılan anlaşmalar ve bu anlaşmalara bağlı alınan ödemelerin makbuz niteliğinde olup her türlü iki yıl içerisinde iptal edilebilir olduğunu, dosyaya feragat dilekçesi sunulmuş dahi olsa 2918 sayılı Yasa madde 111. gereğince bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğunu, tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir olduğunu, somut olayda sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alınmaksızın feragat edildiğini yapılan feragatin geçerli olmadığını, henüz doğmamış bir haktan feragat edilmesinin mümkün olmadığını, Siverek 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/72 Esas sayılı dosyasında açılan davadan feragat “hata, hile veya ikrar “nedeniyle olduğunu gösterir mail çıktıları ile de sabit olduğunu, sigorta şirketi açılan davadan feragat edilmesi ile ancak başvuru üzerinden dosyayı işleme alıp ödeme yapacaklarını beyan etmesi üzerine davacı vekil feragat dilekçesi sunduğunu ancak feragat sonrası başvuru üzerinden de ödeme alınmadığını, bu ise “hata, hile ve ikrar sebeplerine ilişkin feragatin olduğunu gösterir ve şüpheye yer vermeyecek nitelikte olduğunu, somut olayda bahse konu dosyada herhangi bir bilirkişi raporunun da mevcut olduğunu, bu husus göz önünde bulundurulduğunda da bilirkişi raporu olmaksızın alınan feragatin geçerli olduğundan söz edilemeyeceğini, henüz doğmamış bir haktan feragatin zaten mümkün olmadığını, bu nedenlere dayanılarak dosyanın feragat nedeniyle karara çıkartılması ve yasaya ve hukuka aykırı olduğunu zira müvekkili, maluliyetini ve zararını kendi iradesi ile belirleyip davalıdan talepte bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İlk Derece Mahkemesince verilen 2019/290 Esas ve 2019/977 Karar sayılı davanın kesin hüküm nedeni ile reddi yönündeki kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 29/11/2019 tarih, 2019/ 2862 E. ve 2019/ 3796 K. sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kesin hüküm oluşturduğu iddia edilen Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … tarafından davalı …. aleyhine aynı trafik kazası ve aynı poliçeden kaynaklanan sorumluluk nedeni ile iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00 TL’nin tahsili için dava açıldığı, 23.03.2018 tarihinde davacı vekilince davadan feragat edildiğine dair beyan içeren dilekçe sunulduğu, Mahkemece 26.03.2018 tarih ve 2018/154 Karar sayılı karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve bu kararın 13.06.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Diremiz kaldırma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince verilen mehil üzerine davacı vekili 04.08.2020 tarihli dilekçesi ile feragatin baskı veya hile altında yapılmadığı, ancak davalı tarafça dava harici yapılan anlaşmanın, tüm alacağı kapsamadığının anlaşılması üzerine 2918 Sayılı Yasanın 111. maddesi gereğince eksik kalan tutar yönünden elde ki davanın açıldığı beyan edilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre; Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 Esas ve 2018/154 Karar sayılı dosyası ile maddi tazminat davası ile davacının trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle maddi tazminat davası açıldığı, bu dava devam ederken davalı … şirketi tarafından yapılan ödemeye bağlı olarak davacı vekilinin davadan feragat ettiği, yargılama sırasında davacı vekilinin ödemenin hiç yapılmadığını ya da ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ödenmeyen kısım yönünden tazminat isteminde bulunmadığı, KTK’nın 111.maddesine göre düzenlenen ibranamenin de dosyaya sunulmadığı, davacı vekilinin vermiş olduğu feragat dilekçesi üzerine davanın nedeniyle reddine karar verildiği ve davacı vekilinin bu karara karşı kanun yoluna başvurmadığı sabittir. HMK’nın 307. maddesine göre feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK’nın 309 ve 310. maddelerine göre davadan feragat; dava hakkında verilen kararın kesinleşmesine kadar her zaman yapılabilir ve feragat davayı neticelendiren tek taraflı hukuki işlemlerden olup karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. HMK’nın 311/1. maddesine göre ise feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracaktır. Davacı vekilinin 04.08.2020 tarihli dilekçesi ile feragatin baskı veya hile altında yapılmadığı ancak davalı tarafça dava harici yapılan anlaşmanın, tüm alacağı kapsamadığının anlaşılması üzerine 2918 sayılı Yasanın 111. maddesi gereğince eksik kalan tutar için bu davanın açıldığı yönündeki beyanı karşısında, ilk dava da ileri sürülmeyen ve istinaf konusu yapılmayan bu hususun ilk davada verilen kararın kesinleşmesi üzerine açılan davada ileri sürülemeyeceği, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi eldeki dava ile tarafları konusu olan davanın 2.kez açıldığı ve ilk davanın kesin hüküm sonucu doğuran feragat ile sonuçlandığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/06/2021