Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/499 E. 2023/1152 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/499
KARAR NO: 2023/1152
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2018/224 Esas – 2020/602 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sürücü … sevk ve iradesindeki … plaka sayılı aracın müvekkili yönetimindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, kazada … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın asli ve tam kusurlu olduğunu, aracın … no.lu zorunlu mali mesuliyet sigortası ile davalı nezdinde sigortalı olduğunu, davacının aracında meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketinin de sorumlu olacağını, davacının aracında 3.449,41 Euro hasar meydana geldiği tespitinin yapıldığını, 505,54 Euro tutarında bilirkişi hizmet bedeli ödendiğini, davalı şirkete araçta meydana gelen zararın tazmini için başvuru yapıldığını, davalı şirket tarafından 12.01.2018 tarihinde 1.942,00.- TL. tutarında bir ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin ödeme tarihinde 425-Euro ya karşılık geldiğini, davacının karşılanmayan zararının 3.024,41 Euro ile bilirkişi gideri olan 505,54.- Euro olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; bakiye araç hasarı zararı olan 3.024,41.- Euro zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, 505,54.- Euro bilirkişi ücreti olarak ödenen zarar bedelinin yargılama gideri olarak kabul edilerek davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın şirketleri nezdinde … no.lu ve 22.12.2016/2017 vadeli zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, davacının gerçek zararı olan 1.942,00.- TL. nın 12.01.2018 tarihinde şirketleri tarafından ödendiğini, iddia olunan hasarın oluşmasının mümkün olmadığını, araçta ekspertiz incelemesi yapılarak hasarın belirlendiğini ve ödendiğini, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluklarının doğacağını, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin mesnetsiz olduğunu, temerrüt tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, avans faiz isteminin reddi gerektiğini, haksız fiil sorumluluğu nedeniyle yasal faiz ile sorumluluklarının bulunabileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 1.575-€ (KDV’si hariç) bakiye hasar bedeli alacağının davalı sigorta şirketi yönünden 12/01/2018 temerrüt tarihi, diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 16/07/2017 tarihinden itibaren işleyen 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 505,54-€ eksper bilirkişi ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan 04.03.2020 tarihli kusur ve hesap raporunda pek çok zarar kalemi dikkate alınmadan kanaate varılmış olup Yerel Mahkemece de bu yöndeki eksik hesaplamalara rağmen mevcut raporun hükme esas aldığını, Almanya’da düzenlenen raporda aracın fiziksel olarak tetkik edilerek hasar tespitinin yapıldığını ve değişimi zaruri olan parça ve işçilik bedellerinin tespit edildiğini, Almanya’da düzenlenen ekspertiz raporunun aracın fiziksel tetkiki ile hazırlandığını, kıymet kazanma tenzili yapılmasının hatalı olduğunu, haksız fiillerde faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olduğunu, dava konusu alacağa kaza tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiğini, mahkemece alacağa uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olarak belirlenmişse de davalı sigorta şirketinin tacir olması ve davanın da ticaret hukukundan kaynaklanması nedeniyle ticari faizin uygulanması gerektiğini, davanın sigorta hukukundan kaynaklandığından; TTK kapsamında ticari iş ve ticari dava olarak addedilerek uygulanacak faiz türünün de ticari faiz olması gerektiğini, KDV tutarının dikkate alınmadığını, mahkemece davacının zararına dair hüküm kurulurken KDV tutarı dikkate alınmadan KDV tutarı hariç hesaplama yapıldığını, davacının Almanya’da satın alacağı tüm mal ve hizmetlerin KDV uygulamasına tabi olup davacının KDV tutarı kadar parayı da harcamak zorunda olduğundan malvarlığında bu tutarda azalma meydana geleceğini, bu nedenle davacının gerçek zarar tutarına mutlak şekilde dahil olan KDV tutarının da hüküm altına alınması zaruretinin bulunduğunu, mahkemenin aksi yöndeki hükmünün yasalar ve hakkaniyet kurallarına da aykırı olduğundan kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini, mahkemece taraflar lehine hükmolunan vekalet ücretlerinin de hatalı hesaplandığından kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini, hükme esas alınan kusur ve hesap raporuna yöneltilen haklı itirazlarının dikkate alınmadan raporda varılan eksik hesaplamalara rağmen raporun hükme esas alınmış olmasının kararın kaldırılmasını gerektirdiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 16.07.2017 günü saat 04:00 sıralarında Antalya ili Manavgat ilçesi, İncekum Mahallesi D-400 Karayolu üzerinde davalıya sigortalı sürücü …’nın, yönetimindeki … plakalı otomobiliyle Antalya istikametinden Manavgat istikametine seyir halindeyken sağ ön kesimleriyle önünde aynı istikamette seyir halindeki davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobilin sol arka tekerlek kesimlerine çarpması sonucu maddi hasarlı bir trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır. … – firmasının 20.07.2017 tarihli Hasar Değerlendirmesi raporundan … marka … tipi, 2010 model siyah renkli otomobilin (şase no: …) km’sinin 168.937 km olduğu, sıyıran darbe sonucu aracın arka sol kapıda çizik, sol arka tekerlekte darbe izi, arka sol hafif metallerde çizik ve büyük oranda darbeye dair izler, sol arka tampondan çizik olduğu, onarım süresinin 3 iş günü olduğu, yedek parça (sol arka tekerlek rulmanı, sol arka tekerlek vidaları, sol arka alüminyum jant, sol arka tekerlek, sol arka tekerlek valfi) bedeli 1.410,87 Euro, boya (sol arka kapı, arka tampon) 1.005,33 Euro, diğer maliyet 109,00 Euro ve ücret 373,46 Euro olmak üzere tamir maliyetinin 2.898,66 Euro (KDV dahil 3.449,41 Euro) olduğuna yer verilmiştir. Davalı … sigorta şirketince hasar dosyası açıldığı, ekspertiz raporu alındığı, 1.942,00 TL hasar bedelinin 12.01.2018 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince iki ayrı bilirkişiden rapor alınmıştır. Hükme esas alınan heyet raporunda “Trafik kazasının 16.07.2017 tarihinde meydana geldiği ve eksper tarafından 20.07.2017 tarihinde Bremen – Almanya’da incelendiği dikkate alındığında kaza sonrası otomobilin yaklaşık 3.200 km yol kat ettiği saptanmıştır. Eksperin güvenlik nedeniyle sol arka tekerleğin ilgili aksamların değişimini gerektirecek bir hasara uğramış halde yaklaşık 3.200 km yol kat edebilmesi anlaşılamamıştır. Bununla birlikte eksperin tekerleğin güvenlik açısından yenilenmesi gerektiği tespitine karşılık otomobilin 15 km kadar sürüş denetimine tabii tutulduğu dikkat çekmektedir. Yukarıda sayılan tespitler dikkate alındığında Bilirkişi Ek Raporundaki “sol arka rulman ve jant hasarı ile Almanya’ya yürür halde gidebilmesinin mümkün olmadığı, tespit edilen hasarların kaza anında meydana gelen gerçek hasarı yansıtmadığı” görüş ve kanaatine Heyetimizce iştirak olunmuştur. Davacı adına tescilli … plakalı otomobilin hasarları Eksper tarafından tespit edilmiş ve değerlendirilmiştir. Keza hasarların durumunu gösteren fotoğraflar dosyaya sunulmuş olup, onarım faturaları dosyaya sunulmamıştır. Tespit edilen malzemenin ve işçiliklerin kaza sonucu meydana gelen hasarlarla büyük oranda uyuşmakta olduğu ancak listede yer alan bir kısım yedek parçanın (tekerlek vidaları-bijonları, lastik valfi-subabı) hasar görmediği, elektronik ölçme, fonksiyon kontrolü ile teşhis, davlumbaz işçiliğin listeden çıkarılması ve sol arka jant iade kapsamında değerlendirilmesi Heyetimizce isabetli ve uygun bulunmuştur. Buna göre, Yedek parça bedeli 1.354,03 Euro, Kıymet kazanma tenzili (4430): – 406,21 Euro, Hurda ve iade bedeli 164,08 Euro, İşçilik bedeli : 1216,26 Euro, Toplam Zarar : 2.000,00 Euro olmak üzere 16.07.2017 günü meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı otomobilde meydana gelen toplam malzeme ve işçilik zararının KDV hariç 2.000,00 Euro, … sigorta şirketinin 12.01.2018 tarihinde 1.942,00 TL (>425,00 Euro) hasar bedelini ödendiği dikkate alındığında bakiye alacağın 1.575,00 Euro olduğu …” kanaati belirtilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının birbirlerini doğrular teknik veri içermesi ve dosya kapsamına uygun olması nedeni ile hükme esas alınan rapora yapılan istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır. Davacı tarafından yurt dışında aracın tamirine ve KDV ödendiğine ilişkin fatura sunulmamış olduğundan KDV’ye hükmedilmemesi, yabancı para birimi tazminatına hükmedildiğinden 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca temerrüt faizi uygulanmasında ve kabul ve reddedilen kısımlara ilişkin hesaplanan vekalet ücretinde isabetsizlik bulunmadığından bu yöndeki istinafların da reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/06/2023