Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/46 E. 2022/586 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/46
KARAR NO: 2022/586
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2013/445 Esas – 2020/462 Karar
BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2017/193 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak|Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
KARAR TARİHİ: 25/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından, davalı (borçlu) … A.Ş. aleyhine, 23/06/2008 tarihli Teknik Bakım Sözleşmesi’nden doğan alacağı nedeniyle, faturaya dayalı olarak, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edilmesi üzerine, açılan itirazın iptali davasının kısmen müvekkili lehine sonuçlandığını, icra takibinin kesinleştiğini, davalı (borçlu) … A.Ş.’ye ait “…” gemisinin, 26/10/2010 tarihinde diğer davalı …’ne alelacele devredildiğini, yapılan tasarrufun muvazaalı olduğunu iddia ederek, tasarrufun iptaline, tasarruf konusu edilen geminin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen dosyaya vermiş olduğu (İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/193 Esas – 2017/197 Karar sayılı dosyadaki) dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/445 Esas sayılı dava dosyasında, davalılar … A.Ş ile … A.Ş. aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının yargılamasının devam ettiğini ancak tasarrufa konu edilen ” …” gemisinin, davalı …Ş. tarafından, davalı … A.Ş.’ne devredildiğini, sonrasında da bu davalı tarafından diğer davalı … A.Ş.’ne devredildiğini, tüm tasarrufların muvazaalı olduğunu iddia ederek, davanın İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/445 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, tasarrufların iptaline, devirler sonucu “…” ismini alan geminin üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/173 Esas sayılı dosyada davalı … Taah. Aş. vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki ve buna bağlı cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, bu ilişkiden davalılardan …’un müvekkil … İnşaata borçlu olduğunun ticari kayıtlarla anlaşıldığını, söz konusu satım bedelinin … İnş. aleyhine olarak rayiç değerin üzerinde seyretmesi sebebiyle bu satım bedelinin gerçekte ödenmiş olup olmadığını, müvekkili şirketin ticari kayıtlarında 4.900.000,00 TL bedelle bu deniz aracının satım bedelinin gösterildiği ve buna göre müvekkilin bu nispette … Aş’ye karşı olan alacak hakkının da sona ermiş olacağı değerlendirilmekle İİK’nın m.280 yönünden bir iptal sebebinden de söz edilemeyeceğinin bilirkişi raporunda görüldüğünü, asıl dava yönünden müvekkili şirketin dava konusu aracı devretmesi sebebiyle bir tasarrufun iptali talebiyle hakkında hüküm kurulmasının mümkün olamayacağını, birleşen dava yönünden ise davacı, aracın devrinin akabinde davasını müvekkil şirket aleyhine tazminat davası olarak değil diğer devralanlar da dahil edilerek tasarrufun iptali yönünde devam ettirdiğinden ve tasarrufun iptalinin de dava konusunu mülkiyetinde ve zilyetliğinde bulundurana karşı ileri sürülebileceğinden her iki davanın müvekkil yönünden reddi gerektiğini bildirmiş, müvekkil yönünden haksız ve hukuka aykırı olan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/173 Esas sayılı dosyasında davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu iptal davasını açabilmesi için aciz belgesini ibraz etmediğini, açılan dava kapsamında alacaklı … Denizcilik tarafından borçlu/borçlular aleyhine alınmış herhangi bir aciz vesikasının da bulunmadığını, davacı tarafın, borçlu aleyhine başlattıkları icra takibinde yer alan haciz tutanağının, bu dava kapsamında aciz vesikası niteliğinde olduğunu belirtmişse de bu haciz tutanağının aciz vesikası olarak sayılabilmesi için bazı özellikleri taşıması gerektiğini, davacı yanın alacaklılardan mal kaçırma kastıyla dava konusu dubayı devrettiği yönündeki beyanına ilişkin olarak müvekkilinin bahse konu dubayı devraldığı sırada iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu ve ne davacı ile borçlusu arasındaki durumu ne de borçlunun malvarlığı kaçırmak gibi bir kastı olduğunu bilecek durumda bulunamayacağını, ne var ki davacı tarafça müvekkilinin bu husustaki kötü niyetinin varlığının da ispatlanamadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi davalılardan oluşan yönetim kurulu üye ve başkanlarının aynı soyadına sahip olmadıklarını ve aralarında akrabalık ilişkisinin bulunmadığını, müvekkil şirketin dava konusu dubayı devir aldığı sırada duba üzerinde herhangi bir haciz veyahut tedbirin söz konusu olmadığını, devir işlemlerinin yapılan ödemeler karşılığında usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini, nihayetinde tasarrufun iptali davasının ön koşulu olan aciz vesikasının ve borçlunun mal kaçırma kastının varlığını ispatlar bir somut delil sunulamadığını, müvekkilinin de aralarında bulunduğu 3.şahısların devirde iyiniyetli olmadıklarının ispatlanamamış olması nedeni ile haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dava davalıları … A.Ş. ve … A.Ş.’ye dava dilekçesi tebliğ edilmiş, her iki davalı da davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Asıl davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/193 E sayılı dosyasında davalılar … A.Ş. İle … A.Ş. aleyhine açılan davaların kabulü ile, İstanbul Limanı Milli Gemi Sicilinin … sırasına kayıtlı … (Eski adı …) adlı dubanın davalılardan … A.Ş.’den davalı … İnş. Tahh.A.Ş.’ye 31/10/2010 tarihli; davalı … Tahh.A.Ş.’den … A.Ş.’ye 24/10/2013 ve … A.Ş.’den … A.Ş.’ye yapılan 06/05/2015 tarihli satış işlemlerine ilişkin tasarrufların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılayacak miktarla sınırlı olmak üzere iptallerine, davacı alacaklıya, bu sınırlar içerisinde asıl dava davalıları ile birleşen dosya davalılarından … A.Ş. ve … A.Ş. yönünden cebri icra yetkisi tanınmasına, 2-Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/193 E sayılı dosyasında davalılar … A.Ş.’den davalı … Tahh.A.Ş. Aleyhine açılan davanın, söz konusu davalıların asıl davada taraf olmaları sebebiyle anılan davalılar yönünden birleşen davanın HMK.m.114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK madde 277 de belirtildiği gibi aciz vesikası bulunmadan açılan tasarrufun iptali davaları, davanın açılma şartları taşınmadığından reddedilmesi gerektiğini, dava kapsamında da alacaklı Sağlam Denizcilik tarafından borçlu/borçlular aleyhine alınmış herhangi bir aciz vesikası bulunmadığını, davacı taraf, borçlu aleyhine başlattıkları icra takibinde yer alan haciz tutanağının, bu dava kapsamında aciz vesikası niteliğinde olduğunu belirtmişse de bu haciz tutanağının aciz vesikası olarak sayılabilmesi için bazı özellikleri taşıması gerektiğini, haciz tutanağında, borçlunun haczedilebilir hiçbir malının bulunmadığının açıkça yazılı değilse veya borçlunun haczedilen mallarının takdir edilen kıymetine göre takip konusu alacağı karşılayacağı anlaşılmakta ise, böyle bir haciz tutanağı aciz belgesi niteliğinde olmayacağını alacaklı böyle bir haciz tutanağı ile iptal davası açamayacağını, davacının iddialarını destekler nitelikteki hususların tutanakta mevcut olmadığından aciz vesikası olarak kabul edilemeyeceğini, İİK’nin madde 282 gereğince dava 3.kişilere karşı kötü niyetin varlığı ispat edildiği taktirde açılabileceğini, müvekkilinin devraldığı sırada iyiniyetli 3.kişi konumunda olup ne davacı ile borçlusu arasındaki durumu ne de borçlunun malvarlığı kaçırmak gibi bir kastı olduğunu bilecek durumda olmadığını, müvekkil şirketin dava konusu dubayı devir aldığı sırada duba üzerinde herhangi bir haciz veyahut tedbirin bulunmadığını, devir işlemlerinin yapılan ödemeler karşılığında usulüne uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin herhangi zarar verme kastının olmadığını iyi niyetli 3. kişi olarak verilen kararın büyük hak kaybı yaşatacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nın 277 maddesi) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nın 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısı davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı … A.Ş. aleyhine bir kısım fatura alacağından kaynaklanan toplam 168.479,27 TL alacağın tahsilini için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine takibe itiraz edildiği ve İstanbul Anadolu (Eski Kadıköy) 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/995 esas ve 2010/824 karar sayılı dosyasının itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama neticesinde 09/10/2011 tarihinde davanın kısmen kabulü ile; icra dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile; 162.806,42 TL’nin icra takip talebinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı yasanın 2.2 maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin reddine, kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan alacağın %40’ı oranında belirlenen 65.122,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Mahkemesinin 2013/4322 esas 2013/6299 karar sayılı ilamı ile icra inkar tazminatına ilişkin kısmın karardan çıkartılarak verilen kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiği ve taraflarca karar düzeltilmesi talebinde bulunulmadığından düzeltilerek onanma kararı ile hükmün 15/01/2013 tarihinde kesinleştiği, borçlunun işyeri adresinde 19/10/2011 tarihinde kapının kapalı olması üzerine kapı çilingir marifetiyle açtırılmış, içeride davalı takip borçlusuna ait vergi levhası görülerek fotokopisi alınmış, …’a ait olup borçlu şirkete kesilmiş olan bir fatura bulunmuş, şirkette tek oda olduğu ve odada borçlu şirkete ait haczi kabil mal bulunmadığı görülerek işleme son verildiği belirtilerek haciz tutanağı düzenlendiği, İcra dairesi tarafından çeşitli tapular ve bankalar nezdinde taşınmaz ve mevduat araştırması yapıldığı, Denizcilik Müsteşarlığına da yazılan yazıda davalı takip borçlusuna ait başka gemilerin bulunup bulunmadığı sorulmuş, ancak olumlu bir sonuç alınamadığı görülmüştür. Mahkemece Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Sicil Dairesine ve Liman Başkanlığına yazılan yazılara verilen cevaplarda davaya konu … ( eski adı … dubasının) isimli deniz aracının asıl ve birleşen dava davalıları arasında yapılan satış ve devir işlemleri neticesinde; önce 31/10/2010 tarihinde davalı … Aş tarafından … Aş’ye 4.900.000,00 TL bedelle, 24/10/2013 tarihinde ise davalı …. Aş tarafından birleşen dava davalısı … Aş’ye 5.000.000,00 TL bedelle satıldığı, son olarak … Aş tarafından 06/05/2015 tarihinde 1.520.000,00 TL bedelle davalı … A.Ş adına satışının yapıldığı ve halen bu davalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, alacağın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/10/2011 tarih ve 2008/995 esas ve 2010/824 karar sayılı kararına konu icra takibine dayanak faturaların dava konusu tasarrufun yapıldığı tarih olan 31/10/2010 tarihinden önce doğduğu, alacağın gerçek olduğu ve takibin kesinleştiği, tasarrufların bu tarihten sonra yapıldığı, takip dosyasında bulunan 19/10/2011 tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105. madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, davanın 5 yıllık sürede açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı vekilinin aciz belgesine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişiler Mali Müşavir …, Gemi İnşa Mühendisi … ve İcra İflas Hukuk Kürsüsünden Prof. Dr. …’den oluşan üç kişilik bilirkişi kurulu raporuna göre;” icra takibine dayanak faturaların dava konusu tasarrufun yapıldığı tarih olarak 31/10/2010 tarihinden önce doğduğu, bu halde tasarrufun borcun doğumundan yapılmış olması şartının gerçekleştiği, davalı … Aş’nin, … Aş’ye dava konusu … gemisini 31/10/2010 tarihinde 4.900.000,00 TL bedel ile sattığı ve satışın ticari defterlere kaydedildiği, davalıların ticari defterleri incelendiğinde iş bu satış tarihinin …’un …’tan 3.105.770,11 TL tutarında alacağının bulunduğu, … Aş tarafından … AŞ’ye en fazlası 14.860,00 TL ola muhtelif banka ödemelerinin yapıldığı, dolayısıyla satışın yapıldığı tarihe göre ilgili bilançoda … Aş’nin 3.045.837,88 TL alacaklı iken hesaplar arası virman açıklamasıyla … Aş cari hesabının 3.043.915,88 TL tutarında borç kaydı yapıldığı, bu borç kaydının ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığı, dolayısıyla … Aş’nin … Aş’den nakit bir ödeme almadığı kanaatinin edinildiği, ancak bu kanaat ile birlikte satış tarihinde olmasa bile süre gelen cari hesap ilişkisi nedeniyle fatura bedelinin vadeli olarak ödendiği hususunun söylenebileceği, böyle olunca olayda ivazlar arasında satıca aleyhine aşırı bir farkın olduğundan ve dolayısıyla İİK’nun 278/3-2 anlamında iptal sebebinden bahsetmenin mümkün olmayacağı, dosyaya sunulan beyanlar ve davalı … Aş’nin cevap dilekçesindeki savunmaları kapsamında davalı …. Aş’nin diğer davalı … Aş’nin borçlarını ödemeyecek durumda olduğunu bildiği ve yapılan devir işlemi ile … Aş’nin para alacağının büyük bir kısmın geminin devri ile kapatmayı hedeflediği, yerleşik İçtihatlar uyarınca bu hususun İİK’nun 279/1-2 maddesi kapsamında iptale tabi bir işlem olduğunun gösterdiği, yine davalılar ayrı sektörde faaliyet göstermedikleri doğru ise de aralarında yoğun bir cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve hatta davalı … Aş’nin bu cari hesap ilişkisinden doğan ve muaccel olan borcu diğer davalı … Aş ödemediği için dava konusu gemiyi alacağına mahsuben devir almak zorunda kaldığını ifade ettiği, bu halde davalı alacı … Aş’nin diğer davalının mali güçlük durumu içinde olduğunu bildiği gibi dava dışı …’nun her iki şirketin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda davalı … AŞ’nin yönetim kurulu başkanı olduğu, ayrıca …, …, …’nun davalı …. Aş yönetim kurulu üyesi olduğu hususunun sicil kayıtları ile açık olduğu, bu verilerin davalılar arasında organik ilişkin bulunduğunu ortaya koyduğu gibi davalı …. Aş’nin … Aş’nin içinde bulunduğu mali güçlük durumunu ileri süremeyeceğini ve tasarruf işleminin alacaklara zarar verme kastı ile yapıldığını bilmediği veya bilmesi gerekmediğini de savunamayacağını, kaldı ki satış bedeli rayici 2.800-3.200 TL civarında olan bir geminin neredeyse iki katı tutarında satın alınmış olmasınında hayatın olağan akışına uymadığı, bu sebeplerinde İİK’nun 280 maddesi uyarınca tasarrufun iptali sebebi olduğu, bunun yanında davacı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar kapsamında dava konusu deniz aracının … Aş’ye devredilmiş ise davacının davalı … Aş’ye yönelttiği davasını İİK’nun 283/2 maddesi uyarınca tazminat..” şeklindedir. Mahkemece ” …davalı şirketlere ait celp edilen ticaret sicil kayıtlarında …Tic.A.Ş. hariç diğer tüm davalıların faaliyet alanlarının aynı olduğu ve davalıların tümünde yönetim kurulu üye ve başkanlarının soy ismi … ailesi fertlerinden oluştuğu, dosyaya sunulan beyanlar ve davalı … A.Ş.’nin cevap dilekçesindeki savunmaları kapsamında asıl davada davalı …. A.Ş.’nin diğer davalı … A.Ş.’nin borçlarını ödemeyecek durumda olduğunu bildiği ve yapılan devir işlemi ile … A.Ş.’nin para alacağının büyük bir kısmın deniz aracının devri ile kapatmayı hedeflediği, yerleşik içtihatlar uyarınca bu hususun İİK’nun 279/f.1b.2 maddesi kapsamında tasarrufun iptaline tabi bir işlem olduğunu gösterdiği, davalılar arasında yoğun bir cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve hatta davalı … A.Ş.’nin bu cari hesap ilişkisinden doğan ve muaccel olan borcu diğer davalı … A.Ş.’ye ödemediği için dava konusu deniz aracını alacağına mahsuben devir almak zorunda kaldığını ifade ettiği, bu halde davalı alıcı … A.Ş.’nin diğer davalının mali güçlük durumu içinde olduğunu bildiği tüm bu verilerin davalılar arasında organik ilişki bulunduğunu ortaya koyduğu gibi asıl davada davalı … A.Ş.’nin ve dolayısı ile birleşen davada diğer davalıların … A.Ş.’nin içinde bulunduğu mali güçlük durumunu bilmediklerini ileri süremeyeceği ve tasarruf işleminin alacaklara zarar verme kastı ile yapıldığını bilmediği veya bilmesi gerekmediğini de savunamayacakları, kaldı ki ilk satış bedelinin rayicin neredeyse iki katı tutarında satın alınmış olmasınında hayatın olağan akışına uymadığı bu açıdan da İİK’nun 280 maddesi kapsamında tüm davalılar yönünden tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak, asıl davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/193 E sayılı dosyasında davalılar … A.Ş. İle … A.Ş. aleyhine açılan davaların kabulü ile, İstanbul Limanı Milli Gemi Sicilinin … sırasına kayıtlı … (Eski adı …) adlı dubanın davalılardan … A.Ş.’den davalı … Tahh.A.Ş.’ye 31/10/2010 tarihli; davalı … Tahh.A.Ş.’den … A.Ş.’ye 24/10/2013 ve … A.Ş.’den … A.Ş.’ye yapılan 06/05/2015 tarihli satış işlemlerine ilişkin tasarrufların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılayacak miktarla sınırlı olmak üzere iptallerine, davacı alacaklıya, bu sınırlar içerisinde asıl dava davalıları ile birleşen dosya davalılarından … A.Ş. ve … A.Ş. yönünden cebri icra yetkisi tanınmasına, mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/193 E sayılı dosyasında davalılar … A.Ş. ve davalı … Tahh.A.Ş. aleyhine açılan davanın, söz konusu davalıların asıl davada taraf olmaları sebebiyle anılan davalılar yönünden birleşen davanın HMK.m.114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine” gerekçesiyle karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davalı … A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 11.121,30 TL harçtan peşin alınan 2.781,40 mahsubu ile bakiye 8.339,9 tahsili davalı … A.Ş.’ den tahsili ile Hazine irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/03/2022